BİRLEŞİK ALMANYA
DEVLETİN ADI |
Birleşik Almanya |
BAŞŞEHRİ |
Berlin |
NÜFUSU |
79.096.000 |
YÜZÖLÇÜMÜ |
356.945 km2 |
RESMİ DİLİ |
Almanca |
DİNİ |
Hıristiyanlık |
PARA BİRİMİ |
Mark |
Orta Avrupa'da Kuzey Denizi ile Alpler arasında uzanan bir devlet. Doğusunda Çekoslovakya ve Polonya; güneyinde Avusturya, İsviçre; batısında Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg; kuzeyinde Danimarka ve Kuzey Denizi yer alır. Almanya, birisi Baltık Denizinde, diğeri Kuzey Denizinde iki adaya sahiptir. Baltık Denizindeki Fehmarn Adası 185 km2, kuzeyinde bulunan Sylt Adası ise 99 kilometrekaredir.
Tarihi
Bugünkü Almanların dedeleri olan Germenler, bundan 2000 yıl önce Ren Nehrinin batısında yaşıyordu. Germenler, savaşçı ve barbar bir kavimdi. Genellikle avcılık ve basit ziraatla geçinirlerdi. O çağda Romalılar Orta Avrupa'ya düzenli ordular göndererek buraları istila etmek istiyorlardı. Germenler Romalıların bu istila hareketlerini durdurabilmek için onlarla bir çok savaşlar yaptılar ve Romalıları yenerek Orta Avrupa'yı almalarını önlediler. Daha sonra Romalılar zayıflamaya yüz tutunca, Germen kabileleri sel gibi Roma'ya akmaya başladılar. Bunun bir sebebi de Hunların Avrupa'ya yayılmaya başlamalarıdır. Roma İmparatorluğu topraklarını işgal eden Germen kabileleleri Romalıların geleneklerini, kültürlerini ve hatta dinlerini benimsediler. Yalnız Ren ile Elbe nehirleri arasına yerleşmiş olan asıl Germenler kendi dillerini geleneklerini koruyabildiler. Büyük Karl (Şarlman) zamanında Saksonlar, Büyük Karl'ın 800 yılında papa tarafından Roma İmparatoru ilan edilmesiyle zorla Hıristiyan yapıldılar.
Büyük Karl (Şarlman)'ın ölümünden sonra torunları zamanında Roma İmparatorluğu parçalandı ve dükalıklara bölündü. Frankonya ve Saksonya bu bölünmeden meydana çıkmıştır. Bu dükalıklarda mukaddes Roma İmparatoru seçilebilmek ve İtalya'yı ele geçirmek için asıl Alman halkını unutmuşlar, halkın bilhassa köylülerin toprak sahibi derebeylerin kölesi olmasına, kötü idare edilmelerine göz yummuşlardı. Bu arada papazlar da din adına halkı soymaya başlamışlardı. İşte tam bu sırada Luther ortaya çıktı. Luther, Roma Katolik kilisesinin eğitim ve ibadet şeklini şiddetle yererek Protestanlığı yaymaya başladı. Bundan sonra mezhep savaşları başladı. Bu savaşlar neticesinde kralların ve devletin gücü azaldı. Bu kargaşa ortamında Hohenzollerin hanedanından birinci ve ikinci Friedrich'ler başa geçerek Prusya Krallığını kurarak yönetimi ele aldılar. Daha sonra Almanlar, Avusturya ve Fransa ile birçok savaşlar yaptılar ve neticede 1861 yılında Prusya Krallığına Birinci Wilhelm, Kont Otto von Bismarck Schönhausen'de başkanlığa getirildi. Bismarck zamanında Almanya'nın kuvvetli temelleri atıldı ve birleşme sağlandı. Birinci Wilhelm'den sonra İkinci Wilhelm Prusya kralı oldu ve bunun zamanında Bismarck'a işten el çektirildi ve Alman halkı büyük silahlanma faaliyetine girişti. Silahlanma sonucu Almanya yanında Avusturya, Macaristan,Türkiye ve Bulgaristan'la ittifak kurarak Birinci Dünya Savaşına girdi. Bu savaşta Almanlar ve müttefik devletler, Fransa İngiltere ve Ruslarla savaştılar. Savaşın ilk yılları Alman ve müttefik devletler lehine başarılı geçti. Hatta Rusya teslim bayrağını çekmek üzereyken, ABD'nin karşı taraf lehine savaşa katılmasıyla Almanya ve müttefik devletler 1917 yılında yenik düştüler. Almanya bu savaşta sömürgelerini kaybettiği gibi, toprak kaybına da uğradı. Ayrıca 33 milyar dolar tutarında tazminat ödemek zorunda kaldı. Bu yenilgiden sonra, bütün Alman hükümdarları haklarından feragat ederek, Weimar'da yapılan yeni bir anayasa ile 1919 yılında Almanya'da Cumhuriyet ilan edildi.
İlk Alman cumhurbaşkanı olarak Friedrich Ebert seçildi. 1925 yılında, Mareşal Paoul von Hinderburg Almanya'nın ikinci cumhurbaşkanı oldu ve yedi yıl sonra da Hinderburg ikinci defa cumhurbaşkanı seçilince, Adolf Hitler'i başbakan yaptı. Hitler başbakan olunca, bütün yahudileri Alman vatandaşlığından çıkardı, askeri eğitime ve silahlanmaya önem vererek Almanya'yı silahlı bir güç haline getirdi. Kısa zamanda bu gücünü daha da çoğaltarak 1936 yılında İtalya ile Roma-Berlin mihverini kurdu. Bundan sonra Hitler, zor kullanarak Çekoslovakya ve Polonya'yı işgal etti. 1939 yılında Polonya'nın işgalinden sonra, Fransa ile İngiltere, Almanya'ya karşı savaş ilan ettiler. Buna karşılık olmak üzere Alman birlikleri Danimarka, Norveç, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'u işgal etti. Bu arada Fransa korkudan teslim oldu. İtalya, Almanya'nın yanında savaşa katıldı. 1941 yılında Hitler, Balkan Yarımadasını da işgal etti ve sonra da Rusya'ya saldırdı. 1941 yılında ABD bütün askeri gücüyle batı devletlerinin yanında savaşa katılması üzerine Almanya ve müttefik devletler yenik düştüler. Bunun üzerine Almanya dört devlet arasında paylaşıldı. Fransa, İngiltere ve ABD'nin aldıkları bölümde Federal Batı Almanya Cumhuriyeti yer aldı. Ruslara kalan bölümde de Doğu Almanya kuruldu.
1989'da Rusya'da görülen liberalleşme hareketleri iki Almanya'nın birleşmesini gündeme getirmiştir. 1990'ın başlarında yapılan anlaşma neticesinde utanç duvarı yıkıldı ve iki Almanya birleşme kararı aldı. 4 Ekim 1990'da iki Almanya resmen birleşti.
Fiziki Yapı
Almanya'nın yeryüzü şekilleri çeşitli ve dikkat çekici bir görünüme sahiptir. Üç değişik fiziki bölgeye ayrılır. Bunlar; Kuzey Almanya ovaları, Ortadağ sıraları ve Alp Dağları ve etekleridir.
Dağlar: Almanya toprakları içinde kalan Alpler: Bayern Alpleri (en yüksek tepesi Zugspitze (2962 m), Allauer Alpleri (en yüksek tepesi Madelegabel 2645 m), Salzburg Alpleri (en yüksek tepesi Watzmann 2713 m)dir.
Ortadağ sıraları bölgesi:Yüksek düzlükler, dağlar, volkanik çukurlar ve çukur düzlüklerden meydana gelir. Bu bölgedeki dağlar birbirine zincir halkası gibi bağlıdırlar. Bu dağlar Harz, Wesserbengland, Rhön, Taunus, Schwlang ve Bömerwold dağlarıdır.Kara ve Mavyera ormanları ve geniş Ren Vadisi bu bölgede bulunur.
Ülkenin doğusunda ise, nehirlerle kesilmiş derin vadiler ve sert yamaçlar güneydoğudan kuzeybatıya kadar paralel sıralar halinde uzanır.
Ovalar:Kuzey Almanya ovaları Kuzey ve Baltık denizi kıyılarından Ortadağ sıralarına kadar uzanan bölgeyi içine alır. Çayırlar ve tarım yapılan arazinin büyük bir kısmı bu bölgede bulunur. Yüksek arazi yok denecek kadar azdır. En yüksek yeri Lüneburger fundalıkları olup, 169 metreye ulaşmaktadır.
Akarsular:Almanya'daki bütün nehirler, Tuna hariç kuzey denizine dökülür. En uzun nehri Ren olup, 865 kilometredir. Diğer büyük nehirleri ise Elbe, Tuna, Wesser, Ems'dir. Tuna Nehri ise Karadeniz'e dökülür ve Ren Nehri kanallarla Tuna Nehrine bağlanır. Bu bağlantıdan dolayı Karadeniz'le, Kuzey Denizi arasında bir gemicilik yolu meydana getirilmiştir.
Göller:Almanya'nın güneyindeki Avusturya ve İsviçre sınırında bulunan Bodensee en önemli gölüdür. Bu gölün tamamı Almanya'nın olmayıp, kuzey ve batı kıyıları Almanya sınırları içinde kalır. Bu kısım, gölün 305 kilometrekarelik bölümüdür. Bundan başka manzaraları çok güzel küçük gölleri vardır. Ayrıca kuzeyde derelerle birbirine bağlı, Baltık kıyısının hemen güneyinde Meckleuburg ve Domeranian göl bölgeleri vardır.
İklim
Almanya'nın karakteristik iklim yapısı bölgelere göre değişmektedir. Kuzeyinde yazları sıcaktır. Kışın ise okyanus etkisinde kalan bir iklim görülür. Doğu ve güneyinde yazları, mutedil derecede sıcak, kışları ise ekseriya yumuşak bir iklim görülür.
Almanya'da sıcaklık ortalaması en soğuk ay olan ocakta ovalarda 1,5°C, dağlarda ise -6°C'ye kadar düşmektedir. En sıcak ay olan haziranda ise ovalardaki sıcaklık 17° ile 20°C arasında değişmektedir. Yıllık sıcaklık ortalaması 9°C'dir.
Yazları ılık geçmesine rağmen kuraktır.Kışları ise, 500 metreden yüksek yerlerde keskin soğuklar hüküm sürer. Kar kalınlığı Zugspitze Tepesinde 4-5 metreyi bulur.
Bitki örtüsü ve hayvanlar:Ülkenin %30'u ormanlarla kaplıdır. Fundalıklar az olarak bazı bölgelerde görülür. Ormanların çoğunda kozalaklı ağaç türleri bulunur. Yüksek bölgelerdeki ormanlarda yeni dikilmiş ağaçlar çoğunluktadır.
Ormanlarında ve dağlık bölgelerinde geyik ve dağ keçisi gibi yabani hayvanlara rastlanır. Bunun yanında çeşitli evcil hayvanlar yetiştirilir.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Almanya'nın nüfusu 79 milyon civarındadır. Bu nüfusun 4,5 milyonunu ülkede çalışan yabancı işçiler, yabancı işçilerin çoğunluğunu da Türkler teşkil eder. Almanya'da nüfus artış oranı çok azdır. Buna rağmen nüfusun yoğunluğu bakımından Avrupa'da km2 başına 222 kişi ile birinci sırayı alır. Nüfusun büyük bir kısmı endüstri merkezi olan Ruhr Havzasında yaşar. Almanya tamamen denecek kadar şehirleşmiştir. Nüfusu 2000'den az köylerde yaşayan insan sayısı beş milyonu geçmez. Genel nüfusunun üçte biri, nüfusu 100 binden fazla olan şehirlerde oturmaktadır. Almanya'da mülteciler ve yabancı işçiler dışında bütün halk Almanca konuşur. Azınlık yok denecek kadar azdır.
Din:Hıristiyan olan Alman halkının yaklaşık yarısı Protestan, %44'ü ise Katoliktir. Gün geçtikçe artan Müslümanların çoğunluğunu Türkler teşkil etmektedir.
Eğitim:Almanlar bilime, eğitime büyük önem veren bir millettir. Bugün Almanya'nın her tarafında eğitim ve öğretim parasız olarak gerçekleştirilmektedir. Eğitim ve öğretim, çağdaş tekniğe dayalı araç ve gereçlerle donatılmış, uygulamalı metodlarla yapılır. Ülkede 6-18 yaş arasında öğrenim mecburidir. Bütün öğrenciler önce 4 senelik temel okullara giderler. Bundan sonra ya temel okulun devamı kabul edilen 5 yıllık esas okula, ya 6 yıllık ortaokula veya 9 yıllık lise arasında seçim yaparlar. Esas okulu bitirenler umumiyetle 3 yıllık mesleki okullara da giderek meslek sahibi olurlar.
Almanya yüksek öğrenim kurumları ile doludur. Ülkede yüzden fazlası üniversite olmak üzere bilim ve teknik öğrenimi yapılan 196 yüksek öğrenim kurumu vardır. Ülkenin en eski ve ünlü üniversiteleri, 1386 yılında kurulan Heidelberg Üniversitesi ile 1476'da kurulan Tübingen Üniversitesidir.
On dokuzuncu yüzyıl sonunda kurulan Berlin Üniversitesi ile de Almanya'da çağdaş eğitimin temelleri atılmıştır. Hali hazırda Hannover Teknik Üniversitesi dünyaca ünlüdür. Bugün ülkede yaklaşık 1 milyon 100 bin öğrenci yüksek öğrenim görmektedir. Bunun 58.000 kadarını yabancı işçi çocukları teşkil etmektedir. Bu kadar gelişmiş eğitim ve öğretim sistemlerine rağmen, bugün hala yaklaşık üç milyon kişi okuma-yazma bilmemektedir. Okuma-yazma bilmeyenlerin sayısını azaltmak için büyük çalışmalar yapılmaktadır. Almanya'da basın ve yayın çok gelişmiştir. Ülkede yayınlanan 373 gazetenin toplam tirajı 19 milyon 298 bindir. Almanya edebiyat tarihinde dünyaca ünlü edebiyatçı ve sanatçılar yetiştirmiştir. Birçok edebiyat akımı burada doğmuş ve yayılmıştır.
Spor:Spor Almanya'da gelişmiş olup, halkın büyük bir kısmı spor kulüplerine üyedir ve sporla uğraşmaktadır. Futbolda dünyaca ileri bir seviyeye ulaşmış olup, üç defa dünya kupasını kazanmıştır. Birleşik Almanya'da spor okulları, spor salonları ve futbol sahaları ülkenin her tarafına modern bir şekilde yayılmıştır. Sporla uğraşmak isteyenler her türlü imkanı bulabilmektedirler. Bu sebeple de dünya çapında sporda başarılar kazanmaktadırlar.
Siyasi Hayat
Birleşik Almanya, 11 eyaletten meydana gelmiştir. Bu eyaletler eğitim, din, bayındırlık ve iç işlerinde bağımsızdır. Her eyaletin meclisi ve hükumeti vardır. Dış politika, ekonomi, ordu ve polis teşkilatı Federal hükumet tarafından, yasama gücü 4 yıl için seçilen iki meclis tarafından yürütülür. Bu iki meclisten Cumhuriyetinin tamamını temsil eden Federal Meclis (Bundestag)tir. Devletin temsilcisi Federal Kurul (Bundesrat)dur.Cumhurbaşkanı her beş yıl için Federal Meclis tarafından seçilir. Bundestrat'ın 45 üyesi eyalet hükümetlerince atanır.
Birleşik Almanya 16 eyaletten meydana gelmiş bir devlettir. En büyük eyaleti Bayern eyaletidir.
Baden-Württemberg: 35.751 km2 yüzölçümüne ve 9.679.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Stuttgart olup, kilometrekareye 269 kişi düşer.
Bayern:70.554 km2 yüzölçümüne ve 11.221.000 nüfusa sahiptir. Başşehri München olup, eyalette kilometrekareye 159 kişi düşer.
Berlin:883 km2 yüzölçümüne ve 3.470.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Berlin olup, kilometrekareye 3862 kişi düşer.
Brandenburg: 29.059 km2 yüzölçümüne ve 2.641.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 91 kişi düşer.
Bremen: 404 km2 yüzölçümüne ve 674.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Bremen olup, eyalette kilometrekareye 1.668 kişi düşer.
Hamburg: 755 km2 yüzölçümüne, 1.626.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 2154 kişi düşer.
Hessen: 21.114 km2 yüzölçümüne ve 5.661.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Weisbaden olup eyalette kilometrekareye 268 kişi düşer.
Macklenburg-Vorpommern: 23.838 km2 yüzölçümüne ve 1.954.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 82 kişi düşer.
Nedersachsen: 47.314 km2 yüzölçümüne ve 7.238.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Hannover olup, eyalette kilometrekareye 153 kişi düşer.
Nordrhein-Westfelen: 37.070 km2 yüzölçümüne ve 17.104.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Düseldorf olup, eyalette kilometrekareye 502 kişi düşer.
Rheinland-Pfatz: 19.849 km2 yüzölçümüne ve 3.702.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Maiz olup, eyalette kilometrekareye 186 kişi düşer.
Saarland: 2.570 km2 yüzölçümüne ve 1.065.000 nüfusa sahiptir. Başşehri Saarbrücken olup, eyalette kilometrekareye 414 kişi düşer.
Sachsen: 18.307 km2 yüzölçümüne ve 4.901.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 267 kişi düşer.
Sachsen-Anhalt: 20.405 km2 yüzölçümüne ve 2.965.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 145 kişi düşer.
Sachleswig-Holstein: 15.729 km2 yüzölçümüne ve 2.595.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 165 kişi düşer.
Thüringen: 16.251 km2 yüzölçümüne ve 2.684.000 nüfusa sahiptir. Eyalette kilometrekareye 165 kişi düşer.
Ekonomi
İkinci Dünya Harbinden yenik çıktıktan sonra Almanya çok kısa zamanda ekonomik gelişmeyi gerçekleştirmiş ve dünyada dördüncü sırayı almıştır. Halihazırda çalışan nüfusun % 47'si sanayi kesiminde çalışmakta olup, milli gelirin % 55'i bu kesimden sağlanmaktadır.
Endüstri: Endüstrisi çok gelişmiş olan Almanya'nın endüstri merkezleri Nordrehein-Westfalen, Bayern, Baden-Württemberg, Hessen, Niedersachen ve Saarland eyaletleridir.
Araba üretimi bakımından ABD ve Japonya'dan sonra dünyada üçüncü sırayı alır. Araba üretimi 4 milyona ulaşmaktadır. İkinci Dünya Savaşından önce Almanya'nın belkemiğini teşkil eden sanayi kuruluşlarından olan Thyssen ve Krupp gibi dev firmalar, bugün de sanayi kolları üzerindeki tesirini sürdürmektedir.
Kimya sanayiinde de çok gelişmiştir. Büyük kimyasal madde fabrikalarından olan Leverkusen, Hoecht ve Ludvigshafen fabrikaları Ren Nehri ve Ruhr çevresinde kurulmuştur.
Son yıllarda petrol aramasına önem verilip, Kuzey Denizi limanlarında büyük petrol rafinerileri kurulmuştur.
Almanya'da elektrik sanayii, Avrupa'ya önderlik edecek derecede çok gelişmiştir. Berlin, ülkenin en büyük elektronik merkezidir. Burada elektrik endüstrisinin her alanında imalat yapılır. Optik ve bilim aletleri, yazı ve hesap makineleri, hesap kaydedici kasaların üretim merkezi Berlin, Düseldorf, Göttingen ve Kempten'de olmasına rağmen bütün ülkeye yayılmış durumdadır.
Alman ekonomisi (Gross National Produkt) milli hasıla üretim sistemine dayanır. Milli üretim büyük bir artış göstermiş olup, bugün ithalat ve ihracat gelişmesiyle dünya ticaretinde ABD'nin ardından ikinci duruma gelmiştir.Toplam işçi nüfusunun % 25'i ithalat ve ihracat işlerinde çalışmaktadır. Bununla beraber üçüncü dünya ülkelerinin bazılarına imalat patenti vermek suretiyle, oradaki düşük ücretten istifade ederek ucuza mal üretmektedir.
Tarım: Bugün Almanya'da tarım, modern usullere göre yapılmaktadır. 1949 yılından sonra büyük bir hızla gelişen tarım, bugün büyük devletlerle boy ölçüşecek duruma gelmiştir. Ülke topraklarının % 35'i ekime müsaittir. Elde ettiği ürünler; buğday, çavdar, arpa, yulaf, patates, şekerpancarıdır. Şekerpancarı, Alman ekonomisinde büyük bir yer tutar.
Balıkçılık: Balıkçılık Almanya'da çok gelişmiş olup, dünyada balıkçılık yönünden üçüncü sırayı almaktadır. Kıyı limanları balıkçılık merkezleridir.
Hayvancılık: Büyükbaş hayvancılığı Alman ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Sığır yetiştirilmesi çok miktarda yapılmaktadır. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği çok az miktarda yapılmaktadır. Büyükbaş hayvancılığın yanında tavukçuluk çok gelişmiştir.
Ormancılık: Ormanlar Almanya'nın yaklaşık 1/3'ünü kaplar. Ormanların dört milyon hektarının işletmesi devlete, üç milyon hektarının işletmesi özel şahıslara aittir. Ormanlardan senede yaklaşık olarak 30 milyon m3 kereste elde edilir.
Enerji Kaynakları: Almanya enerji üretiminin % 52,2'sini madenlerden, %17,7'sini nükleer enerjiden elde etmektedir.
Ticaret: Almanya son yıllarda dünya ekonomisine büyük bir canlılık kazandırmış olup, dış ödemeler dengesini dış ticaretiyle kapatmaya çalışmaktadır. İhracatın endüstriye katkısı % 74,7 iken, ithalatın katkısı % 48,2'dir. Ticaretinin % 20,4'ünü gelişmiş ülkelerle, % 48'ini de Doğu bloku ülkeleriyle yapar. En çok ticarette bulunduğu batı ülkeleri şunlardır: Fransa, ABD, Belçika, Hollanda, İngiltere, Avusturya, Japonya, İsviçre ve İtalya.
Almanya'nın en çok ithal ettiği mal, tabii gaz olup, ikinci sırayı petrol alır. İhracatında ise, fabrika parçaları, makina parçaları, ağır iş makinaları ve ilaç sanayi mamülleri önemli bir yer tutar.
Ulaşım: Almanya, Avrupa'nın ulaşım yönünden kalbi durumundadır. İç ve dış ulaşımı, deniz, kara, demir ve hava yollarıyla kolayca sağlanır. Almanya'daki karayollarının uzunluğu 491.240 kilometredir. Bunun, 5748 kilometresi otobandır. Demiryollarının toplamı 67.536 km olup, 9523 kilometresinde elektrikli trenler çalışmaktadır. Hava limanları çok modern olup, aynı anda beşden fazla uçağın inip kalkmasına müsaittir. 1992 senesinde ulaşıma açılan ve Ren, Main ve Tuna nehirlerini bağlayan kanalın açılmasıyla Karadeniz ile Kuzey Buz Denizi birleştirildi. Kuzey Buz Denizindeki bir limandan kalkan gemi, Ren-Main-Tuna kanalıyla Karandeniz'e ulaşmaktadır.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ (BAE)
DEVLETİN ADI |
Birleşik Arap Emirlikleri |
BAŞŞEHRİ |
Abu Dabi |
NÜFUSU |
1.945.000 |
YÜZÖLÇÜMÜ |
77.700 km2 |
RESMİ DİLİ |
Arapça |
DİNİ |
İslamiyet |
PARA BİRİMİ |
Dirhem |
Arap Yarımadasının güneyinde küçük bir devlet. Katar ve Umman arasında yer alan Birleşik Arap Emirlikleri'nin güney ve batısında Suudi Arabistan yer alır.
Tarihi
Bu bölgenin tarihi oldukça eskidir. Eski tarihde Mısırlılarla Mezopotamyalılar buralarda müşterek medeniyet kurmuşlardır. On altıncı yüzyılda Portekizliler burasını ele geçirdiler ve yüz sene kadar burada hüküm sürdüler.Portekizlilerden sonra 1783 yılına kadar İranlılar hakim oldu. Bu tarihten sonra Araplar istiklal mücadelelerine başlayarak, yabancıları buradan kovdular. Bölgeye giren Avrupalı gemilere, bilhassa İngiliz gemilerine saldırıyorlardı. 1820 yılında İngiltere ile antlaşma yapılarak yabancı gemilere saldırma durdu. Hatta İngiltere buraların korunmasını üzerine aldı. Böylece şeyhlik tamamen İngiltere'nin sömürgesi oldu. 1972 senesine kadar İngilizlerin egemenliği altında kaldı. 1972 senesinde İngilizler İran körfezinden geri çekilince, yedi Arap şeyhliği Abu Dabi, Dubai, Sarjah, Rasal Haimah, Fujiara, Ajman, Ummal Kawain birleşip, bir federasyon haline getirilerek bağımsızlıklarını ilan ettiler.
Fiziki Yapı
Kıyılarında devam eden Akdar Sıradağlarının arka kısımları çöllerle ve kumlu alanlarla kaplıdır. Sulak ve yeşil alanları çok azdır. Ancak Bureymi ve El-Jiva vahalarında kısmen de olsa yeşillik alanlara rastlanır. Bölgede derin kuyular açılarak su ihtiyacı karşılanır. Çıkarılan su arıtılmak suretiyle kullanılır.
Ekonomi
Emirliklerin en büyük gelirini petrol teşkil eder. Petrol üretimi hızla ilerlemektedir. Abu-Dabi ve Dubai'de zengin petrol yatakları mevcuttur. Çıkarılan petrolün çoğunluğu ihraç edilir.
Petrolün sağlamış olduğu çok büyük gelirle ülkenin her yeri imar edilmektedir. Petrol mamüllerini işleyen büyük rafinelerle, kireç, çimento fabrikalarına modern tesis ve binalara ülkenin her yerinde rastlanır. Binaların içi hava şartlarına göre Air Condition'larla donatılmış, büyük hastaneler, okullar, dinlenme tesisleri inşa edilmiştir. Hiç kimseden vergi alınmaz. Nüfus başına milli gelir 18.430 doları bulur. Dışardan en modern sanayi ve kimya mamüllerini satın alır. Dünyada kişi başına düşen milli gelirin en yüksek olduğu ülkedir.
Vahalarda yaşayanlar tarımla uğraşır. Topraklarının ancak % 2'si ekilebilir niteliktedir. Tarım ürünleri arasında arpa, buğday ve darı yer alır. Halkın bir kısmı ticaretle uğraşır. Balıkçılık, av ve inci arama işi gün geçtikçe ilerlemektedir.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Nüfusun çoğunluğunu Araplar teşkil eder. Petrolün bol olmasıyla, özellikle Arap ülkelerinden göç, çok olmuştur. Müslüman ülkelerden işçiler gelerek burada çalışırlar. Yabancılardan Hindliler, İranlılar, Pakistanlılar bulunur. Dış ülkelerden gelenler genellikle ticaretle uğraşır.
En önemli limanları Dubai ve Abu Dabi'dir. Nüfus buralarda daha fazla kalabalıktır.
Siyasi Hayat
Yönetim, şeyhler konseyinin elindedir. Devlet başkanı 1983'ten itibaren Dubai Emiri, Şeyh Zayed'dir. Şeyhlikler iç işlerinde müstakildir. En büyüğü Abu Dabi'dir. Bundan sonra Dubai Şeyhliği gelir.
Türkiye ile ticaret 1985 yılından sonra gelişmeye başladı. Türk firmaları BAE'de geniş çaplı ihaleler almaya başlamışlardır.
DEVLETİN ADI |
Birleşik Yemen Arap Cumhuriyeti |
BAŞŞEHRİ |
Aden |
NÜFUSU |
12.000.000 |
YÜZÖLÇÜMÜ |
531.869 km2 |
RESMİ DİLİ |
Arapça |
DİNİ |
İslamiyet |
PARA BİRİMİ |
Yemen Riyali |
Arap Yarımadasının batı ucunda yer alan bir devlet. Batısında Kızıldeniz, kuzeyinde Suudi Arabistan, doğusunda Umman, güneyinde Aden Körfezi ile çevrilidir.
Tarihi
Yemen, M.Ö. 10. yüzyıldan ikinci yüzyıla kadar Saba devletinin hakimiyeti altındaydı. Bundan sonra Yemen birçok krallıklar tarafından idare edildi. Son krallık, Hıristiyan Etiyopyalılar tarafından M.S. 6. asırda yıkıldı.
Yedinci asırda Eshab-ı kiram (ilk iman eden Müslümanlar) kuzeyden gelerek ülkede İslamiyeti yaydılar. On birinci yüzyıla kadar halifeliğe bağlı olan Yemen, küçük sülaleler arasında paylaşıldı. Çeşitli isimler alan, birbirleriyle mücadele eden bu sülaleler, Selahaddin Eyyubi zamanına kadar devam etti. Selahaddin Eyyubi'den sonra hakimiyet uzun zaman devam etmedi. Mahalli sülaleler İskenderiye baharat tacirleri ile Venediklilere memleketlerinde üsler verdiler.
Türkler,Yemen'de ilk defa 11. yüzyıl sonlarında koloni kurdular. Selçuklu Sultanı Melikşah döneminde başlıyan bu yerleşme ile, Türklerle yerli imamlar arasında mücadele de başladı. Yavuz Sultan Selim Han Mısır Memluklerine 1517'de son verdi. Bunun üzerine Yemen hakimi Baybars,Yavuz Sultan Selim Han adına hutbe okuttu. Baybars öldürülünce Çerkez İskender Bey, Yemen'e hakim oldu. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Yemen'de ilk Osmanlı yönetimi başladı (1539). Buraya Yemen Beylerbeyliği adı verildi. Diğer yerlerin de alınması ile Beylerbeyliği hakimiyet sahası genişledi. Yemen Beylerbeyi olan Ferhat Paşa devamlı isyan çıkartan Zeydiler ile uğraştı. Onun yerine Özdemir Paşa tayin edildi. Bundan sonra Osmanlı kuvvetleri ile Zeydilerin mücadelesi devam etti. 1567'de Zeydi imamlardan Mutahhar kendini halife ilan ederek pekçok yer aldı. Osmanlıların yönetiminde sadece Zabeyde kaldı. Osmanlıların Yemen'i tekrar ele geçirme çalışmalarının sonunda 15 Mayıs 1569'da Yemen yeniden Osmanlıların eline geçti. Fakat merkezden uzakta bulunan kabilelerin isyanı durmadı. Bu karışıklık dönemi üç yüz yıl kadar devam etti. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Osmanlı hükumeti Yemen'in elden çıkmaması için burada Yedinci Orduyu kurdu. İngilizlerin bölgeye hakim olmak için çevirdikleri entrikalar, isyanlar ve buraya asker göndermenin güçlüğü sonunda Zeydiler, Yedinci Orduyu yendiler (1905). Sonradan ordu gönderildiyse de isyan eden İmam Yahya, tamamen ortadan kaldırılamadı. Yemen, Birinci Dünya Savaşının sonunda tamamen Osmanlıların elinden çıktı.
Yahya ile Suudi Arabistan Meliki Abdülaziz ibni Suud arasındaki anlaşmazlık, 1934'te ihtilaflı Asir bölgesinin resmen Suudi Arabistan'a verilmesiyle sona erdi. Bundan sonra Yahya kendini melik ilan etti. 1948'de bu öldürülünce yerine büyük oğlu Ahmed geçti. Zeydi İmam Ahmed zamanında Rusya ve Çin ile yakın münasebet kuruldu. Mısır ve Suudi Arabistan ile ittifak yapıldı. 27 Eylül 1962'de Ahmed ölünce yerine oğlu Muhammed el-Bedr geçti. Fakat bunun tahta çıkmasından birkaç gün sonra askeri bir darbe yapılarak cumhuriyet ilan edildi. Darbe lideri Mısır'dan yardım alan Abdullah el-Sallal idi. El-Bedr dağa kaçtı ve burada kabile halkları kraliyet kuvvetlerine katıldı. Bunlar ve cumhuriyet kuvvetleri arasında iç savaş başladı. Mısır birlik gönderdi ve Suudi Arabistan el-Bedr taraftarlarına yardım etti. Savaş sırasında 150.000 civarında can kaybı oldu.
Diğer tarafta İngiltere'nin hakimiyeti altında Güney Yemen'de 1963'te bağımsızlık hareketleri başladı.Milli Kurtuluş Cephesi (MKC) ve Mısır'ın desteklediği işgal altındaki Güney Yemen Kurtuluş Cephesi İngiltere'ye ve bunun himayesi altındaki yöneticilere karşı bir gerilla savaşını başlattılar. İki grup daha sonraları iktidar için birbirleri ile mücadele ettiler ve MKC mücadeleyi kazandı. 30 Kasım 1967'de Güney Yemen bağımsızlığını ilan etti. MKC 'nin solcu kanadı iktidara hakim oldu. ABD ile münasebetlerini keserek yardım için Çin ve SSCB ile temaslar kurdu. Bu sırada Arap-İsrail Savaşında bozguna uğrayan Mısır, birliklerini Kuzey Yemen'den çekti. Kasım 1967'de kansız bir darbe ile Sallal hükumeti devrildi. Nisan 1970'te Yemen ve Suudi Arabistan arasındaki anlaşma ve Yemen hükumet kademelerinde birçok Melik taraftarlarının tayin edilmesi ile anlaşmazlıklar sona erdi. 1972-1973'te Yemen demokratik Halk Cumhuriyeti ile bazı sınır çarpışmaları oldu.
13 Haziran 1974'te Albay İbrahim el-Hamidi'nin başkanlığındaki bir askeri grup hükumet yönetimini ele geçirdi. Hamidi, Suudi Arabistan ve ABD ile sıkı münasebet içine girdi. Fakat 1977'de öldürüldü.
Haziran 1978'de kanlı bir darbeden sonra Güney Yemen'de, Suudi Arabistan, Umman ve ABD ile münasebetleri geliştirmeye çalışan başkan Salman Raboya idam edildi. Yeni yönetici grup, Kuzey Yemen tarafından başkanın öldürülmesinden sorumlu tutuldu. İhtilalciler, Kuzey Yemen ile diplomatik ilişkileri kestiler ve 24 Şubat 1979'da savaş açtılar. Arapların sür'atle arabuluculuk yapması neticesinde ateşkes imzalandı ve kuvvetlerin karşılıklı olarak geri çekilmesi sağlandı. 29 Mart'ta, Kuzey ve Güney Yemen iki ülkenin birleşmesi hakkında anlaşma imzaladı. Bu anlaşma ancak 22 Mayıs 1990'da gerçekleşti. 1986 senesinde başlayan Güney Yemen'deki sosyalistlerin birbirleriyle çatışmaları sonunda ılımlı eğilimleriyle tanınan Ali Nazır Muhammed 40 bin taraftarıyla Kuzey Yemen'e sığındı. Bir süre sonra da Güney Yemen hükumeti Kuzey Yemenle birleşme kararı aldı. 22 Mayıs 1990'da iki devlet resmen birleşti.
Fiziki Yapı
Yemen'in kuzey kesiminde dar bir kıyı ovası vardır. Tihoma adı verilen kıyı ovası, Kızıldeniz'den iç kesime doğru 32 ila 48 km kadar uzanır. Kıyı boyunca az sayıda da olsa yer yer vahalar bulunur. Kıyı şeridinin doğusunda yüksekliği 1200 ile 3600 m arasında değişen yaylalar yer alır. Yaylaların sathı vadilerle bölünmüştür. En önemli vadileri kuzeyden güneye doğru Cauf, Surdud, Abrad ve Zabit vadileridir. Bu vadiler yağmurlu mevsimlerde dolmakta, diğer zamanlarda kurumaktadır. Ülkenin en yüksek noktası San'a şehrinin batısında yer alan 3760 m yüksekliğindeki Hadur Dağıdır.
Ülkenin güney toprakları kıyıda bir kum ve volkanik dağ şeridi halindedir. Bu dar kıyı ovasından itibaren yükselen dağ silsileleri yatay olarak yükselen bir yaylaya doğru uzanır. Dağların yüksekliği 2438 metreye kadar ulaşır ve doğuya doğru alçalır. Ülkenin kuzeydoğu kesiminde arazi Suudi Arabistan'ın Rubülhali Çölü ile birleşir. Dağları ve yaylaları kesen vadiler yağmurdan sonra dolan kuru nehir yatakları halindedir. Bu bölgenin önemli vadileri Hadramut, San'a ve Tibban vadileridir.
İklim
Birleşik Yemen Arap Cumhuriyetinde iklim sıcak ve kuraktır. Yağış miktarı senede 400 ile 800 mm arasında değişir. Yaylalarda yazlar nisbeten mutedil sıcaklıkta kışlar ise soğuktur. Temmuz ayında yaylalardaki ortalama sıcaklık 21°C civarındadır. Yazın Hint Okyanusundan esen rüzgarlar yağmur getirir. Ülkenin kuzeydoğusu muson rüzgarlarının etkisine girdiği zamanlar nisbeten serin olur.
Tabii Kaynaklar
Kıyı şeridi vahalar bulunan yerler hariç kumlarla kaplıdır. Yaylalar muson rüzgarlarının getirdiği yağmur sayesinde yeşilliktir ve burada hayvancılığın gelişmesine sebeb olmuştur. Ülkenin Suudi Arabistan sınırına yakın yerleri çöl ile kaplı olup, buralarda hemen hemen hiç bir bitki örtüsüne rastlanmaz. Maden olarak ülkede sadece tuz işletilmektedir.
Nüfus ve Sosyal Hayat
12 milyon nüfuslu Yemen'de kilometrekareye yaklaşık 23 kişi düşer. Diğer Araplardan farklı olarak Yemenliler yerleşik hayat sürerler ve çok azı göçebedir. Ayrıca bunların çoğu bozuk Zeydi fırkasına mensupturlar. Kıyılarda yaşıyan halkın çoğunluğu Şafii mezhebinde Sünni Müslümanlardır. Halkın tamamına yakını Arapça konuşur. Ülkede az sayıda zenci, Hindu bulunmaktadır. Okuma-yazma oranı oldukça düşük olup %12 civarındadır. Önemli şehirleri Aden, San'a, Hudeyde ve Taiz'dir.
Siyasi Hayat
Yemen Cumhuriyetle idare edilen bir devlettir. Devletin yüksek idari organları, Danışma Meclisi ve Başkanlık Konseyidir. Danışma Meclisi üyelerinin çoğu doğrudan doğruya halk tarafından seçilir. Başkanlık Konseyi üyelerini meclis seçer. 22 Mayıs 1990'da Güney Yemen ile Kuzey Yemen'in birleşmesi üzerine Devlet Başkanlığına Kuzey Yemen Cumhurbaşkanı General Ali Abdullah Salih seçildi. Başkan yardımcılığına ise Güney Yemen Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Ali Salem el-Beyd getirildi.
Ekonomi
Yemen'de ekonomi esas itibariyle tarım ve hayvancılığa dayanır. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri süpürge darısı, susam, akdarı, buğday, arpa, hurma, kaba yonca, kat, kahve ve üzümdür. Meyve üretiminde ülke kendi kendine yeterli seviyededir. Kahve ve kat 1050 ila 2070 m yüksekliklerde dağların eteklerinde yetişir. Yemen'e has bir bitki olan kat, çiğnendiğinde, kaynatıldığında veya içecek olarak kullanıldığında yapraklarının uyuşturucu etkisi vardır. Pamuk önemli ticaret bitkisi olup, ana ihraç maddelerindendir. Köselecilik ve kılıç yapımı önemli el san'atlarıdır. Tekstil ve çimento sanayi ülkenin en önemli sanayi dallarıdır.
Ülkenin ana ihraç malları pamuk, kahve, kat, tuz, hayvan derisi ve postu ile kurutulmuş balıktır. Ticarette bulunduğu ülkelerin başında Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Japonya, Pakistan, Suudi Arabistan yer alır. Makine, petrol ürünleri, pamuk, yün ipliği ithal ettiği önemli maddelerdir.
Yemen'de ulaşım gelişmemiş olup, deve, eşek ve katırlarla yapılır. Karayolu yok denecek kadar azdır. El-Hudeyda, El-Mukha ve Aden önemli limanlarıdır.
Alm. Vereinte Nationen (f), Fr. Nations Unies (f), İng. United Nations. Dünyadaki milletleri bir araya getirip, barış ve güveni sağlamlaştırarak, politik, ekonomik, sosyal, kültürel meselelerin halli çin kurulmuş bir teşkilat.
Birinci Dünya Harbinden sonra buna benzer milletler cemiyeti kuruldu. Fakat düşünüldüğü şekilde görev yapamadı, zayıfladı ve İkinci Dünya Savaşının çıkmasına engel olamadı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Anglo Saxon devletlerinin öncülüğü ile 1942 yılında Almanya ve müttefikleri ile savaş halinde olan 51 devlet, Birleşmiş Milletler Beyannamesi adı ile bir belge hazırladı. Dumbarton’da 1944’te yapılan konferansta bu konu birleştirildi. Savaş bittikten sonra 25.4.1945’te San Fransisko’da büyük bir konferans toplandı. Türkiye de bu konferansa katıldı. Bu konferansın sonunda 26.6.1945 tarihinde Birleşmiş Milletler anayasası imzalandı. Devamlı bir teşkilat kurularak New York merkez oldu. İlk başlangıçta 51 üyesi bulunan teşkilatta bugün 179 ülke vardır (1992). Bu teşkilata girmek isteyen ülkeler, güvenlik konseyinin izni ve diğer bütün üye devletlerin girme onayından sonra üyeliğe kabul edilirler. Ancak güvenlik konseyinin devamlı üyeleri, bir ülkenin birliğe girmesini istemezlerse o ülke birliğe kabul edilmez.
Gayesi: Birliğe üye olan ülkeler arasındaki anlaşmazlıklara barış ve güvenliği tehlikeye sokmadan çare bulmak, şahsi hürriyeti ve insan haklarını korumaktır.
Birleşmiş Milletler prensiplerine göre; bütün üyeler eşit olup, BM Anayasası’na göre sorumluluklarını iyi niyetle yerine getirirler. Anlaşmazlıklar barışçı yollarla halledilerek, kuvvet kullanmaya başvurulmayacaktır. Üyelerin kendi milli hakları içinde bulunan işlerine karışılmıyacaktır. Bütün bunlara rağmen teşkilat bazı durumlarda etkili şekilde görev yapamadı. Güvenlik Konseyinde karar alınırken daimi üye 5 büyük devletin veto hakkının bulunması bunun başlıca sebebidir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatının belli başlı 6 organı vardır. Bunlar, Genel Kurul, Güvenlik Konseyi, Ekonomik ve Sosyal Konsey, Vesayet Konseyi, Milletlerarası Adalet Divanı, Sekreterya.
Genel Kurul: Bütün üyelerden meydana gelir. Her ülkenin bir oy hakkı vardır. Genel Kurul yıllık olağan toplantılar ile gerektiğinde olağanüstü toplantılar yapar. Her toplantıda bir başkan seçer. Olağan yıllık toplantılar her yılın eylül ayı ortasından aralık ayı ortasına kadar 13 hafta sürer ve New York’ta yapılır.
Güvenlik Konseyi: Dünya barışının korunması ve bozulması ile askeri ve milletlerarası güvenlik konularıyla uğraşır. Üye sayısı 15’tir. Bunlardan Amerika, İngiltere, Rusya, Fransa, Çin, daimi üyedir. Kalan 9 üye iki yıllık müddet için coğrafi durumlar gözönüne alınarak seçilir.
Ekonomik ve Sosyal Konsey: Genel Kurulca üç yıl süre ile seçilen 27 üyeden meydana gelir. Bu konsey, ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim toplum sağlığı alanlarında faaliyet gösterir.
Vesayet Konseyi: Henüz devlet halini almamış bir kısım yerlerdeki insanların gelişmesinde, kendini idare edebilir hale gelmesinde gerekli tedbirler alır yardım eder.
Milletlerarası Adalet Divanı: Lahey’de bulunan devletler arasındaki anlaşmazlıklara bakan bir mahkemedir.
Sekreterya: Birleşmiş Milletlere üye devletlerin personelinden meydana gelen geniş bir teşkilattır. Sekreteryanın başında Genel Sekreter bulunur. Güvenlik Konseyinin tavsiyesi ile Genel Kurulca seçilir. Kuruluşundan beri BM Genel Sekreterliği yapanlar: Trygve Lie (Norveçli 1946-1953 arası), Dağ Hammerskjöld (İsveçli 1953-1961 arası), U-Thant (Burmalı 1961-1971 arası), Kurt Waldheim (Avusturyalı 1971-1981 arası), Perez de Cuellar (Meksikalı 1981-1991). Butros Gali (Mısırlı 1991-). Bunlardan başka bir de yardımcı organlar vardır. Genel Kurul veya Ekonomik ve Sosyal Konsey tarafından kurulurlar. Bunlar: Dünya Gıda Programı, Çocuklara Yardım Fonu, Mülteciler Yüksek Komiserliği, Eğitim ve Araştırma Enstitüsü, Sınai Kalkınma Teşkilatı, Ticaret ve Kalkınma Konferansı, Çevre Sorunları Programı, Üniversite, Nüfus Faaliyetleri Fonu, Uyuşturucu Maddeler Kontrol Fonu, Afet İşleri Yardım Dairesi Özel Fonu, Dünya Gıda Konseyi.
Bu ana organ ve yardımcılardan başka çok miktarda Birleşmiş Milletler İhtisas Kuruluşları da vardır.
Birleşmiş Milletler İhtisas Kuruluşları
Birleşmiş Milletlere bağlı olarak kurulmuş ve Onunla yakın münasebetleri olan, teşkilat üyesi ülkelerin bir çoğunun üyesi bulundukları çeşitli alanlardaki ihtisas kuruluşları vardır. Bunlar:
Milletlerarası Çalışma Teşkilatı (OITIZO): 1919’da bağımsız olarak kurulmuş, sonra Milletler Cemiyeti ile yakın alaka kurmuş ve Birleşmiş milletlerin kurulması ile onun ihtisas kuruluşlarından olmuştur. Merkezi Cenevre’dedir. Teşkilatın üye ülkelerden işçilerin çalışma şartlarına ve üye ülkeler arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak vb. gayeleri vardır. Dünyanın çeşitli yerlerinde teşkilatın mahalli büroları da bulunmaktadır.
Dünya Sağlık Teşkilatı (WHO): 1946’da üye ülkeler ve dünya halkının sağlık şartlarının iyileştirilmesi gayesiyle merkezi Cenevre’de olmak üzere kurulan teşkilattır. Dünyanın çeşitli yerlerinde şubeleri bulunur. Bu teşkilatta Türk uzmanlar da görev yapmaktadır.
Dünya Bankası (Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası (IBRD): 1944’te 44 ülkenin katıldığı ABD’de Bretton Woods Birleşmiş Milletler Para ve Maliye Konferansı sırasında kararlaştırılıp kurulan teşkilat.
Milletlererarası Para Fonu ( İMF):1944 yılında ABD’de Bretton Woodse’da yapılan Birleşmiş Milletler Para ve Maliye Konferansına katılan 44 ülke tarafından kurulan milletlerarası önemli bir finans kuruluşu. (Bkz. İMF)
Dünya Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO): 1945 yılında, dünya gıda ve tarım durumu üzerine araştırmalar yapmak, bu konuda uzmanlararası toplantılar düzenlemek ve üye ülkelerin bu alandaki problemlerini halletmek gibi gayelerle kurulan teşkilattır. Merkezi Roma'dadır.
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO). (Bkz. UNESCO)
Milletlerarası Telekomünikasyon Teşkilatı (UITITU): 1947 Yılında dünya çapında telekominikasyon alanında işbirliğini sağlamak, teknik imkanları ve işletme kolaylıklarını geliştirmek gibi gayelerle kurulan teşkilat. Merkezi Cenevre'dedir.
Atom Enerjisi Ajansı (AIEA): 1957 yılında atom enerjisinin barışçı maksadlarla kullanılması hususunda üye ülkeler arasında işbirliğini ve koordinasyonu sağlamak gayesiyle kurulan teşkilat. Merkezi Viyana’da bulunmaktadır.
Dünya Posta Birliği (UPU):Dünya Posta Birliği ve kolaylıklarını temin etmek maksadıyla kurulmuş bir teşkilat. Merkezi Bern’dedir.
Dünya Meteoroloji Teşkilatı (DMM-WMO): Üye ülkelerin meteoroloji alanında işbirliği yapmak gayesiyle kurduğu bir teşkilat. Merkezi Cenevrede’dir.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komserliği (UNHCR): 1951’de dünya mültecilerini korumak ve onlara yeni ülkelerindeki ekonomik, sosyal ve hukuki problemlerinde yardımcı olmak gayesiyle kurulmuş bir teşkilat. Merkezi Cenevre’dedir.
Birleşmiş Milletler Sanayi Kalkınma Teşkilatı (UNIDO): 1970 yılında az gelişmiş ülkelerin sanayi alanında gelişmesine yardımcı olmak ve BM çerçevesinde sanayiye ait faaliyetleri koordine etmek gayesiyle kurulan teşkilattır. Merkezi Viyana’dadır.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD): Gelişmekte olan ülkelerin problemleriyle ilgilenmeyi hedef tutan 1964’te Cenevre’de kurulan teşkilat.
Milletlerarası Sivil Havacılık Teşkilatı (OIAC):İkinci Dünya Savaşından sonra kurulan havacılıkla ilgili teşkilat. Merkezi Montreal’dedir.
(Bkz. Myanmar)