BALIKÇIL (Ardea)
Alm. Fischreiher(m), Fr. Héron, İng. Heron. Familyası: Balıkçılgiller (Ardeidae), Yaşadığı yer: Sulak çayır, bataklık ve su kıyıları. Özellikleri: Uzun ince bacaklı, uzun boyunlu ve sivri gagalı kuşlardır. Ömrü: 60 sene.Çeşitleri: Adi balıkçıl, ak balıkçıl, kral balıkçıl, külrengi balıkçıl, erguvani balıkçıl, gece balıkçıl, balaban balıkçıl, pabuç gagalı balıkçıl, kaşıkçı balıkçıl meşhurlarıdır.
Su kıyılarında balık, kurbağa, yengeç, fare, böcek avlayan çoğu göçmen olan büyük bir kuş cinsi. Tek ayakları üstünde uyumaları ve uçarken boyunlarını S harfi şeklinde kıvırmaları tipik özelliklerindendir. İnce uzun parmaklarının arasında yüzme perdesi yoktur. Orta parmaklarının tırnağı ikiye ayrılmış olup tüylerini taramada tarak vazifesini görür. İçi oyuk ince uzun gagalarının ucu da törpü gibi dişlidir. Kanatları açıldığında 120 cm uzunluğundadır. Ayakları ile yetişemediği tüylerini gagaları ile tararlar. Avlanma ve savunmada gagalarını zıpkın gibi kullanarak avlarını şişlerler. Su kıyılarında yüksek ağaçlar üstünde, koloniler halinde yuva kurar, 3-5 yumurta yumurtlarlar. Kuluçka zamanı 25-28 gündür. Anne ve baba yavrularını yarı sindirilmiş besinlerle beslerler. İki ay zarfında gelişen yavrular yuvayı terk ederler.
Renkli tüyleri ile çevreye iyi uyum sağlayan balaban balıkçıl kuşları ve pabuç gagalı balıkçıllar, sazlıklar arasında yere yuva yaparlar. Ağaçlarda yuva yapan gece balıkçılı, gece avlandığı alanlarda karga gibi öter. Kaşıkçıl kuşunun gagasının ucu geniş ve kaşığı andırır. Etrafı ağaçlı göl ve bataklık kenarlarında gezinerek balık avlar. Buna felemenk balıkçılı da denir. Asya kral balıkçılı, tek bir balık için aşağı yukarı on dalış yapar. Günde ortalama on balık avlar. Suda ışığın kırılma olayı ve balıkların kaçışını göz önüne alırsak, kuşun, balığın gerçek yerini tespit edişi şaşılacak bir olaydır.
Miami yakınlarındaki Lord Adalarında suya yem atarak balıkların toplanmasını sağlayan ve onları avlayan avcı balıkçıllar da vardır. Böyle bir balıkçılın 25 dakika içinde bir düzine balık avladığı görülmüştür. Dünya ülkelerinde azalan balıkçıl neslini korumak için kanunlar çıkarıldı. 1978 yılında bu kuşların sayılarının tekrar artmaya başladığı görüldü.
Alm. Fischereigewerbe (n), Fr. Péche, İng. Fishing. Sularda yaşayan her türlü balığın avlanması, yetiştirilmesi, ticareti ve balık ürünlerinin değerlendirilmesi. Çok eski zamanlardan beri insanların gıda ihtiyaçlarını gidermek için yapılan balıkçılık, elle tutma usulünden günümüzdeki modern balıkçılık teknolojisine kadar gelişme göstermiştir. Amatör bir spor olarak da bugün pekçok insan bununla meşgul olmaktadır. Sulardaki nimetlerden daha çok istifade etmek için devamlı araştırmalar yapılmış ve balıkçılıkta yeni avlama usülleri geliştirilmiştir. Çok eski zamanlarda su kenarlarında elle yapılan balıkçılık daha sonraları zıpkın, olta, ağ gibi aletlerle yapılmaya başlanmıştır. Kayık ve gemilerle kıyı balıkçılığı yanısıra günümüzde gelişen teknik, açık deniz balıkçılığının ehemmiyet kazanmasına sebeb olmuştur. Balıkçılık artık sadece beslenme için yapılmamaktadır. Yem, parfümeri, ilaç sanayii kollarının yan ürünü olarak da önem kazanmıştır.
Balıkçılık çok değişik şekillerde yapıldığından tasnifi oldukça teferruatlıdır. Balıkçılık, amatör ve profesyonel olarak önce ikiye ayrılır. Profesyonel balıkçılık ise, kıyı ve açık deniz balıkçılığı olarak kendi arasında iki türlüdür. Ayrıca avlanma aletleri bakımından da çeşitlilik arz eder.
Balıkçılığın usülsüz tekniklerle çok mikdarda ve bilgisizce yapılması bazı balık neslinin tükenmeye yüz tutmasına sebeb olmuştur. Açık deniz balıkçılığında farklı ülkelerin balıkçıları arasında meydana gelen pek çok anlaşmazlıklar ortaya çıkınca; çare olarak balıkçılık hususunda milletler arası kanunlar ve antlaşmalar hazırlanmıştır. Balıkçılar, mevcud kanun ve kurallara uygun olarak hareket etmek mecburiyetindedir. Kıyı balıkçılığı küçük gemi ve teknelerle sahillere yakın sularda, iç denizlerde yapılır. Dalyan, sığdırıp ağı, gırgır ağı, serpme ağları ile yapılır. Yakalanan balıklar bir gün içerisinde karaya çıkarılarak satılır. Ağla avlanmaların yanında kılıç ve ton gibi bazı balıklar zıpkınla avlanır.
Açık deniz balıkçılığı büyük gemilerle aylarca süren avlanmalar halinde olur. Açık deniz balıkçılığına çıkan gemiler fabrika şeklinde donatılmış veya avlama ve işleme gemileri olmak üzere filolar halinde ava çıkarlar. Aylarca süren avlarda yakalanan balıklar, gemilerde anında işlenir. Gemiler, karaya çıktıkları zaman balıklardan elde edilen balık yağı, balık unu vs. mamülleri hazır olarak piyasaya sürerler. Bu tür balıkçılıkta balina, morina vb. balıklar avlanır. Bu dalda dünyanın en önde gelen ülkeleri ABD ve Japonya’dır. Profesyonel balıkçılıkta balık akınları (göçleri), yavrulama (üreme) dönemleri titizlikle takib edilir. Balık sürülerinin yerleri radar sistemleri yardımıyla bulunur. Radarın ekranında balık sürülerinin izleri görülerek kolayca o istikamete gidilip balıklar avlanır.
Amatör balıkçı da kendi arasında su üstü ve su altı olmak üzere iki türlüdür. Su altı balıkçılığı balıkçının su altında uzun müddet kalmasını sağlayabilecek, su geçirmez kıyafet, ayaklara takılan su içerisinde rahat hareket etmesini temin eden paletler, nefes alıp vermesini sağlayan hava tüpü ve balıkları yakalamaya yarayan, zıpkın atan tüfekle yapılır. Suya dalan balıkçı, su altında avını tüfekle zıpkın atarak yakalar. Su üstü amatör balıkçılığı oltalar yardımıyla yapılır. Naylondan yapılmış “misina” adı verilen iplerin ucuna iğne bağlanır. İğnelerin su altına batmasını temin etmek için ucuna 20-50-100-150 gram vs. ağırlığında kurşun takılır. Bu tür balıkçılık deniz, dere, göl ve ırmak kenarlarında veya küçük tekne içinde kıyıya çok yakın olan yerlerde yapılır. Amatör balıkçılığın en yaygın şekli olan bu tür, ayrıca kullanılan av malzemelerinin cinsine göre de farklılık gösterir. Bu tür balıkçılıkta mevsimine ve tutulan balığın cinsine göre olta ucuna çeşitli yemler takılır.
Türkiye’de amatör ve kıyı balıkçılığı yapılmaktadır. Sadece kıyı balıkçılığının yapılıp açıkdeniz balıkçılığının yapılmaması, memleketimizin açık denizlere uzak olmasından dolayıdır. Avlanan balık mikdarı ülke ihtiyacını karşılayacak miktardadır. Memleketimizin, üç tarafını çevreleyen denizlerden Akdeniz’de mercan, karagöz, barbunya; Ege Denizinde sardalya, levrek, çupra; Karadeniz’de hamsi, torik, kefal, palamut, lüfer, mersin balığı, istavrit bol mikdarda çıkarılmaktadır. Ayrıca Manyas, Akşehir, Eber, Ulubat, Seydişehir, Beyşehir, Bafra, Amik, Çıldır gibi göllerde alabalık, yayın balığı, incibalığı, tatlı su levreği, dere kayası, kızılkanat, yeşil sazan, tatlı su kefalı, uzun levrek gibi balık türleri yakalanır.
Türkiye’de özel yapılan balık çiftliklerinde bol miktarda yetiştirilen sazan ve alabalık bilhassa Orta Anadolu piyasalarına sevk edilmektedir. Bunların yanında göllerin balık yetiştirmeye müsaid alanlarında üretime gün geçtikçe önem verilmektedir.
Dünyada Japonya, Amerika başta olmak üzere İngiltere, İsveç, Norveç, Danimarka, Almanya, İtalya balıkçılığa çok önem vermekte, kurdukları modern filolarla bol mikkdarda balık avlamaktadırlar. Büyük okyanusların bu çeşit zenginliklerinden istifade ederek gerek kendi, gerekse diğer ülkelerin ihtiyaçlarını bol mikdarda karşılamaktadırlar. Yüzen filolar bu devletlerin büyük bir gelir kaynağını meydana getirmektedir.
Marmara ve Ege denizi sahilinde bulunan, turizm bakımından gelişmiş, Türkiye'nin önemli illerinden biri. Kaplıcaları, yeraltı ve yer üstü suları bakımından zengin, üçte biri ormanlık, Türkiye'nin zeytin ambarı olan Balıkesir ili; Marmara Denizi, Bursa, Kütahya, Manisa, İzmir, Ege Denizi ve Çanakkale arasında yer almaktadır. 39°04' ile 40°40' kuzey enlemleri ve 26°02' ile 23°02' doğu boylamları arasındadır. Trafik kod numarası 10'dur.
Erdek ve Bandırma, Kapıdağ Yarımadasının meydana getirdiği körfez ve limanlarıdır. Batıda ise Edremit Körfezi vardır. Avşa, Marmara, Güvercin ve Ekinlik, Paşalimanı, Maden adaları Balıkesir'e dahildir. Yüzölçümü 14.292 kilometrekaredir.
İsminin Menşei
Selçuk Türkleri şehre "Balak" derlerdi. Balıkesir'i fetheden Selçuklular şehir ortasındaki hisara izafeten "Balak Hisar" (Hisar Şehri)ismini verdiler. Bu isim zamanla halk arasında (Balıkhisar) "Balıkesir" haline geldi. Kuvvetli olan rivayet budur. Zayıf bir rivayete göre de "Balı çok bol" (Balı Kesir) kelimesinden gelmektedir.
Balıkesir'in "Bılık" ile ilgisi olmadığı gibi, (Batıkisra)"Paela-kastro" veya "Balcea" mevkı ismi ile de hiçbir ilgisi yoktur. Gerçek anlamda Balıkesir, Selçuklu devrinde kurulmuştur.
Tarihi
Balıkesir ilinin bulunduğu topraklar eski çağlarda "Misya" ismi ile anılırdı. Anadolu'da ilk siyasi birliğini (devleti)kuran Hititler (Etiler)bu bölgeyi de sınırları içine almışlardı. Hititlerden sonra Frikyalılar, Mısırlılar, Lidyalılar, Persler bu bölgeyi ele geçirdiler. Pers Kisrası (kodaman)Dara ile Makedonya Kralı İskender arasında yapılan Granik Çayı Savaşında Persler yenilmiş, bu bölge Makedonyalıların eline geçmiştir. İskender ölünce imparatorluk, komutanlar arasında taksim edilmiş ve Lizimak "Misya"ya hakim olmuştur. Lizimak ile Selefkus arasındaki savaşta Lizimak ölünce, onun maliye işlerini yürüten Filiter, bağımsız Bergama Krallığını kurdu. M.Ö. 130 senesinde bu bölge Bergama Krallığı ile birlikte Roma İmparatorluğuna katıldı. Roma İmparatorluğu M.S. 395 senesinde ikiye bölününce, bu bölge Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü. İslam orduları 672-677'de iki defa İstanbul'u fethetmek için geldiler. Her ikisinde de bu bölgede konakladılar. 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Selçuklu Sultanı Süleyman Şah komutasındaki birlikler Balıkesir'i feth ettiler. Süleyman Şahın oğlu Birinci Sultan Kılıç Arslan'ın kayınpederi İzmir emiri Çaka Beyin nüfuz sahasına verildi. Haçlı seferleri esnasında zaman zaman Türklerle Bizanslılar arasında bazı şehirler gibi burası da el değiştirdi.
Danişmend Hanedanından Karasioğulları Balıkesir'i fethederek beyliğin başkenti yaptı. Karasioğulları Balıkesir, Çanakkale ve Bergama bölgesinde uç beyliği olarak ilk önce Selçuklulara, sonra da 1308-1335'e kadar İlhanlılara tabi oldu. Kuvvetli bir donanması olan Karasi Beyliği, Orhan Gazinin emrine girdi. 1345'te Osmanlı Devletine katıldı. Osmanlı Devletine ilk katılan Anadolu Beyliği, Karasi Beyliğidir.Karasi Beyi Süleyman1361'e kadar Çanakkale valiliği yaptı. Osmanlılar zamanında Balıkesir, Anadolu Beylerbeyliğinin 14 sancağından biri; Tanzimattan sonra ise Bursa (Hüdavendigar)eyaletinin üç sancağından biri oldu. Birkaç isyan dışında Osmanlı devrinde Balıkesir, Birinci Dünya Harbine kadar en sakin bölgelerdendi.
1919 senesinin Mayıs ayında Yunan istila kuvvetleri Edremit'e, 29 Mayıs 1919'da ise Ayvalık'a girdiler. Milli mücadelenin ilk toplu cephesi Ayvalık'ta açıldı. Milli mücadele bir çığ gibi büyüyerek gelişti. 26 Ağustos 1922 Başkomutanlık Zaferinden sonra 3 Eylül 1922'de Burhaniye, 4 Eylül Bigadiç, 5 Eylül Susurluk, 6 Eylül Balıkesir, Balya, Gönen ve İvrindi, 9 Eylül Edremit, 14 Eylül Manyas ve 17 Eylül'de Ayvalık ve Bandırma düşman istilasından kurtuldu.
Fiziki Yapı
Balıkesir topraklarının %35,6'sı dağlar, % 53,1'i platolar, %10,9'u ovalar ve % 0,4'ü yaylalarla kaplıdır.
Dağlar:Dağlar fazla yüksek değildir. En yüksek yeri Kazdağı (1774 m)dır. Madra Dağları (1338 m), Alaçam Dağları (1625 m), Kapıdağ (782 m), Karadağ (764 m), Kepez Dağı (1336 m) ve Gelçel Dağı (881 m) başlıca dağlarıdır.
Ovaları:Balıkesir ilinin toprakları çoğu yerde küçük tepelerle birbirinden ayrılan ova halindeki düzlüklerdir. İlin yüzde onunu Türkiye'nin en verimli ovalarından Manyas, Gönen, Edremit, Burhaniye, Ayvalık, Sındırgı, Bigadiç, Bergama, Susurluk, İvrindi ve 140 kilometrekarelik Balıkesir ovaları kaplar. Ovalar dere ve çayların getirdiği alüvyonlarla gayet verimli duruma gelmiştir.
Akarsuları:Balıkesir, akarsular bakımından zengindir. Fakat bunlar küçük olup, büyük nehirler yoktur. Başlıca akarsularından Susurluk (Simav)Çayı;Kütahya'nın Şaphane Dağından çıkarak, Bursa'da Nilüfer Çayı ile birleşip Ballıkaya'da Marmara Denizine dökülür. Gönen Çayı; Kaz Dağından çıkarak Kazak, Bakırçay ve Akkayası çaylarını alır ve Erdek Körfezine dökülür. Ayrıca Atnos Deresi, Kızıklı Dere, Kara Dere, Koca Çay, Havran Çayı, Zeytin Çayı ve Kirmasti Çayı diğer bilinen çaylardır.
Göller:Manyas Gölü Türkiye'nin altıncı büyük gölüdür. 178-192 kilometrekaredir. Derinliği azdır. Deniz seviyesinden 20 m yüksekliktedir. Kocaçay ile beslenir. Karadere ile Susurluk Çayını besler. Bol miktarda sazan, yılan ve turna balığı bulunur.Manyas Gölünün en önemli tarafı, göl kenarında milli park halinde bulunan "Kuş Cenneti" isimli kısmıdır. Bu bölgede 8600 çeşit kuş vardır. Dünyanın en uzak köşelerinden gelen üç milyon kuş, bu bölgede barınmakta, kuluçkaya yatıp yavrularını büyütmektedir. Bu milli park 52 dekar genişlikdedir. 1959'dan beri milli park statüsünde olan bu yeri, turist ve ziyaretçiler ancak gözetleme kulesinden seyredip fotoğraf çekebilmektedirler.Kuşlar bu bölge halkından kaçmamakta, onlar da kuşları korumaktadır. Bu bölgedeki kuşlar üç gruptan ibarettir. Birinci grup kuşlar, mart başlarında güney ülkelerden kuluçka için gelirler.Mayısta yavrular yumurtadan çıkıp,temmuz başında uçacak hale gelirler. Başlıcaları; leylek, karabatak, balıkçıl, kaşıkçı, dalgıç, yağmurkuşu, mavi karga, saz bülbülü, çulluk ve çeşitli su tavuklarıdır. Diğer bir grup kuşlar soğuk havalarda burada konaklayıp, sıcak ülkelere inerler. Üçüncü grup ise sadece göç esnasında buraya uğrayıp konaklayan kuşlardır. Bu bölgeye avcıların girmesi yasaktır.
Tabak Gölü: Edremit Körfezinden Ege Denizine dökülen Havran,Zeytinli ve Kızılkeçeli çayları büyük bir bataklık meydana getirirler. Bu bataklığın ortasındaki su birikintisine "Tabak Gölü" denir. Çay Gören Barajı Gölü:Susurluk Çayı üzerinde kurulan bir baraj gölüdür.Yüzölçümü 780 hektardır.
İklimi ve Bitki Örtüsü
Balıkesir'de Marmara, Akdeniz ve kara ikliminin, te'siri görüldüğünden, ilin bir bölgesindeki bitkiler, diğer bölgesinde görülmez. Yüzölçümünün yüzde 30'u (650 bin hektar)ormanlıktır. Ormanlar daha çok Dursunbey,Sındırgı, Edremit, Burhaniye ve Balya bölgesinde zengindir. İlin % 32'si mer'a ve çayırlıktır. Arazinin % 23'ü ekime müsaittir. % 15'i ise zeytinlik, sebze ve meyve bahçesidir. Ege kıyılarında 300 m yüksekliğe kadar makilere rastlanır. Edremit bölgesi ise 500 metreye kadar zeytinliklerle kaplıdır. Daha yukarılarda kara ve kızılağaç ormanları vardır.
Balıkesir'de üç iklim bir arada görülür. Ege kıyılarında Akdeniz, kuzeyde Marmara ve iç bölgelerde kara iklimi hüküm sürer. Kıyılarda yaz ve kış arasındaki ısı farkı azdır. İç kısımlarda ise bu fark büyüktür. Dağlık doğu bölgede kışlar sert ve yazlar serin geçer. Senelik yağış miktarı 540-740 mm arasındadır.
Ekonomi
Balıkesir'in ekonomisi; tarım, turizm, sanayi, ormancılık ve makinacılığa dayanır.
Tarım:Balıkesir, üç iklim kuşağının tesiri altında kaldığı ve verimli topraklara, zengin akarsu kaynaklarına sahip olduğu için, tarım ürünleri çok çeşitlidir.Nüfusun % 80'i tarımla uğraşır. Kıyılarda daha çok zeytin, narenciye, incir, pamuk, elma, armut, ayva ve üzüm yetişir. İç kısımlarda tahıl, baklagiller, pancar, tütün, ayçiçeği, susam, pirinç, her çeşit meyve ve sebze yetiştirilir. En çok yetiştirilen tarım ürünleri; buğday, arpa, mısır ve yulaftır. Türkiye'nin en geniş zeytinlikleri burada olup, memleketimizde elde edilen zeytinin üçte biri bu ilde yetiştirilir.
Hayvancılık:Balya ve Manyas bölgeleri hayvancılığa müsaittir. Koyun, keçi ve sığır beslenir. Modern tavukçuluk oldukça ileridir. Arıcılık gittikçe gelişmektedir. Balıkçılık oldukça ileridir. Marmara Adasında her çeşit balığın konservesi yapılmaktadır. Konserve balık sanayii gelişmiştir. Marmara Adasında Türkiye'nin en büyük balık buzhanesi vardır. Bölgenin sardalya balığı meşhurdur.
Ormancılık:Balıkesir, orman ve orman ürünleri bakımından zengin bir ilimizdir. Ormanlar daha çok doğuda dağlık bölgede ve kıyılarda toplanırlar. Dursunbey, Balya, Sındırgı ve Burhaniye'de orman ürünleri ön sırada yer alır.Mobilya ve kereste fabrikaları vardır. Balıkesir Kağıt Fabrikasında gazete kağıdı istihsal edilir.
Madenler:Balıkesir maden bakımından da çok zengin bir ildir. Yalnız Türkiye'nin değil, dünyadaki bor madeni rezervlerinin % 52'si Balıkesir'dedir. Bor madeninin kendisi, sodyum borat, kalsiyum borat ve diğer çeşitleri makina, uçak ve uzay sanayiinde kullanılan kıymetli bir madendir. Dünya bor hammadde istihsalinin %40'a yakını burada yapılmaktadır. Türkiye'nin en zengin mermer yatakları da Balıkesir'de bulunur.Marmara Adası mermerleri iki bin senedir işlenmektedir. Beyaz ve gri renkli olan bu mermerler dünyaca meşhurdur. Çoğu ihraç edilmektedir. Balıkesir'de 250 mermer ocağı vardır. Granit taşı, zımpara taşı oldukça fazladır. Demir madeni bakımından çok zengin olup; Eymir, Gönen, Şamlı, Balya ve Havran'dan çıkarılmaktadır. Ayrıca linyit, taşkömürü, civa, demir, bakır, alüminyum, manganez, krom, kurşun, antimon, manyezit, dolamit, gümüş, kaolin ve altın yatakları bulunmaktadır. Altınoluk, altın bakımından zengindir.
Sanayi:Balıkesir sanayi bakımından gelişmiş ve önde gelen illerimizdendir. 100'e yakın büyük sanayi ve beş bin küçük sanayi işletmesi ile tarıma dayalı sanayi, imalat, kimya ve her çeşit sanayi ile ilgili tesisler mevcuttur. Başlıca sanayi tesisleri; zeytinyağı ve sabun, meyva, sebze ve balık konserve, pamuklu dokuma ve iplik, şeker, çimento, gübre, sülfirik asit, boraks ve asit, kağıt, un, yem, süt, deri ve çorap, jeneratör, kereste ve mobilya fabrikaları ile pekçok sayıda atelye mevcuttur. Yeni fabrika kurulmağa da devam edilmektedir.
Ulaşım:Karayolu, demiryolu, denizyolu ve hava yolları bakımından kavşak noktalarından biridir. Balıkesir'e ulaşmak veya buradan diğer illere gitmek çok kolaydır. Marmara, Ege, İç Anadolu arasında bir geçittir. Karayolları muntazamdır. Balıkesir-İzmir arası yeni yapılan yolla kısalmıştır. Bandırma, Kuşadası, Ayvalık ve Akçay limanları ile her yere bağlıdır. Bandırma, önemli bir yükleme ve indirme limanıdır. Bandırma ve Eskişehir'den gelen demiryolu, Manisa ve İzmir'e ulaşır. Balıkesir ve Bandırma havaalanları daha çok askeri maksatlarla kullanılır. Motorlu araç sayısı bakımından oldukça zengindir. Balıkesir ili sınırları içinde 1150 km karayolu olup, bunun 615 kilometresi devlet yolu, 535 kilometresi il yoludur. 742 kilometresi asfalt, 321 kilometresi stabilize, kalanı ham yoldur.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Balıkesir'in 1990 sayımına göre toplam nüfusu 973.314 olup, bunun 468.758'i ilçe merkezlerinde, 504.556'sı köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 14.292 km2 olup, nüfus yoğunluğu 68'dir.
Kültür, folklor, örf ve adetler:Balıkesir ili zengin bir kültür ve folklora sahiptir. Selçuklu ve Osmanlı tesiri büyüktür. Oyunlarında kadın ve erkekler ayrı yerde eğlenirler. Belli başlı oyunları; Güvende (ikili ve toplu),Bengi, Zeybek, Alay Havası ve Barana'dır. Müziğinde Trakya ve Bursa'nın etkisi büyüktür. Bazı yerlerde şenlik ve festivaller düzenlenir. Bengi, bir savaş oyunudur ve aslı Orta Asya'ya dayanır. Deve oyunu, Sini çevirme ve bu esnada mani söyleme köylerde rastlanan eski bir gelenektir. Mahalli kıyafetler ancak düğün ve folklor gösterilerinde giyilir.Sındırgı köylerinde "Yağcıbedir halıları" meşhurdur. Ata binmek, güreş, yüzerek ördek avlama, direk üzerinde yürüme ve cirit yaygındır. Yemeklerinden kalamar balık dolması ve kuna (lüfer balığı) yemekleri meşhurdur. Halk edebiyatı, mani, atasözü, tekerleme, bilmece, masal ve şiirler bakımından çok zengindir.
Eğitim:Eğitim bakımından 67 il arasında on ikinci sıradadır. Okur yazar nisbeti %75'in üzerindedir. 1042 ilkokul, 102 ortaokul, 57 muhtelif lise ve dört fakülte vardır. Karasi Üniversitesi kurulması için dernek kurulmuş ve faaliyete geçmiştir.
Yetişen meşhurlar: Kurtdereli Mehmed Pehlivan, Çoban Mehmed, Bandırmalı Kara Ali, Mehmed Ali Yağcı, Sındırgılı Şerif, Tarzan Mehmed, Hasan Acar ve Sabri Acar Türkiye'nin meşhur güreşçileri arasında yer alan Balıkesirlilerdir. Osmanlı kumandanlarından Hacı İlbey ve Evrenos Bey, 16. asır şairlerinden Zati ve Türkçeyi iyi kullanan meşhur hikaye yazarlarından Ömer Seyfeddin Balıkesirlidir.
İlçeleri
Balıkesir'in biri merkez olmak üzere on dokuz ilçesi vardır.
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 245.651 olup, 170.589'u ilçe merkezinde, 75.062'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 48, Ertuğrul bucağına bağlı 17, Kurukpınar bucağına bağlı 22, Şamlı bucağına bağlı 19, Yeniköy bucağına bağlı 9 köyü vardır.Yüzölçümü 1446 km2 olup, nüfus yoğunluğu 170'tir.
İlçe toprakları alçak tepeler ve ova ile kaplıdır. -Edremit Körfezi ile Susurluk Çayı arasında kalan Balıkesir Ovası verimli tarım alanıdır. Ova yaklaşık olarak 140 kilometrekarelik bir alanı kaplar.
Ekonomisi tarım ve sanayie dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, mısır, tütün, susam, pamuk, pancar, haşhaş ve nohuttur. Sebze ve meyvecilik gelişmiştir. Seka Kağıt Fabrikası, zeytinyağı ve sabun fabrikaları, çırçır fabrikaları, pamuklu dokuma fabrikası, çimento fabrikası başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi, Balıkesir Ovasının batısında, ovayı sınırlayan tepelerin yükselmeye başladığı bölgede kurulmuştur. İzmir-Eskişehir-Ankara demiryolu ile İzmir-Bursa-İstanbul demiryolu ilçe merkezinden geçer.
Ayvalık: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 46.827 olup, 25.687'si ilçe merkezinde, 21.140'ı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 8, Altınova bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü 266 km2 olup, nüfus yoğunluğu 176'dır.
İlçe toprakları alçak tepelik alanlardan meydana gelir. Güneydoğusunda Madra Dağı yer alır. Kıyı kesimlerinde ovalar vardır. Kıyıları genelde düzdür. İlçe topraklarını Madra Çayı sular.
Ekonomisi tarım ve tarıma bağlı sanayie dayalıdır. Başlıca tarım ürünü zeytin ve pamuktur. Ayrıca çamfıstığı, mandalina yetiştirilir ve bağcılık yapılır. Balcılık gelişmiştir. Zeytinyağı, sabun ve çırçır fabrikaları başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi deniz kıyısında Yaylacık ve Kaplan dağlarının kıyıya doğru alçalan eteklerinde kurulmuştur. Yük ve yolcu gemilerinin yanaştığı iskele ve yat limanı vardır. Sarımsak Yarımadası ile Alibey Takımadaları arasında 21 ada ve adacık ile çok sayıda koy ve dalyan bulunur. Bu bölgeye eski çağlarda "Bin Rüzgarlar Ülkesi" denirdi. Şeytan Sofrası denilen kayalık, bölgedeki Ayvalık şehrinin kuşbakışı manzarası ve bilhassa güneşin batışı çok güzeldir. Ayvalık'tan, asırlarca Türkün malı olan, bugün Yunan işgalindeki Midilli Adası gözle görülür. Sarısamlı, Çamlık, Armutçuk, Bağyüzü, Şahinkaya ve Altınova en güzel sahilleridir. İlçede deniz, kum, orman ve tabii güzellikler bir aradadır. Ege denizinde 34 kilometrelik sahili vardır. İl merkezine 127 km mesafededir.
Balya: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 21.781 olup, 2248'i ilçe merkezinde, 19.533'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 30, Danişmend bucağına bağlı 7, Ilıca bucağına bağlı 7 köyü vardır.
İlçe toprakları Kocaafşar Çayı ve kollarının açtığı vadiler ile bunların iki yanında yükselen dik yamaçlardan meydana gelir. Vadilerde yer alan düzlüklerden en önemlisi Balya Ovasıdır. Güneybatısında Kar Dağı yer alır. Dağlık bölgeler ormanlarla kaplıdır.
Ekonomisi tarıma dayanır. Toprakları verimsiz olduğundan sınırlı üretim yapılır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, mısır ve nohuttur. Meyvecilik bağcılık, hayvancılık ve ormancılık da ekonomide önemli yer tutar.
İlçe merkezi, Balıkesir-Çanakkale karayolu üzerinde kurulmuştur. Küçük bir yerleşim merkezidir. Belediyesi 1900'de kurulmuştur. İl merkezine 40 km mesafededir. İlçe topraklarında bulunan Simli kurşun madeni 1940'a kadar ilçenin temel ekonomik kaynağı idi. Osmanlı Devleti zamanında ilk grev bu madende olmuştur. 1940'da rezervlerinin azalması yüzünden üretim durdurulmuştur. 7 Temmuz 1920'de Yunan işgaline uğrayan ilçe, 15 Eylül 1922'de işgalden kurtuldu.
Bandırma: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 102.300 olup, 77.444'ü ilçe merkezinde, 24.856'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 16, Aksakal bucağına bağlı 6, Edincik (Aydıncık)bucağına bağlı 12 köyü vardır. Yüzölçümü 599 km2 olup, nüfus yoğunluğu 170'dir.
İlçe toprakları genelde ovalıktır. Ovada yer yer 500 metreyi geçmeyen tepeler vardır. Manyas Gölünün büyük bölümü ilçe sınırları içinde kalır.
Ekonomisi tarım, ticaret ve sanayie dayanır. Başlıca tarım ürünleri pancar, mısır, yulaf ve bakladır. Sebze ve meyvecilik gelişmiştir.Hayvancılık açısından ilçede en yaygın olarak tavukculuk yapılır. Marmara Denizi kıyılarında ve Manyas Gölünde yapılan balıkçılık ekonomide önemli yer tutar. İlçe günümüzde önemli ticaret merkezlerindendir. Etibank Boraks ve Asitborik Fabrikası, Sülfirik Asit Fabrikaları, Gübre Fabrikası, un fabrikaları, yağ fabrikaları, Salça Fabrikası başlıca sanayi kuruluşlarıdır. Bandırma Limanı aynı zamanda ihracat merkezidir. İlçede turizm de önemli gelir kaynaklarındandır. Marmara kıyılarındaki plajlar çok sayıda turist çeker. İlçe, Turizm Bakanlığınca birinci sınıf turizm merkezi ilan edilmiştir. Manyas Gölü ve çevresindeki kuş cenneti milli parkı yerli yabancı turistlerin ilgisini çeker.
İlçe merkezi, Bandırma Körfezi kıyısında az eğimli bir alanda kurulmuştur. Haydar Çavuş Camii, Edincik'te Ulu Camii, Kümbet Camii, Emir Sultan Camii, Hamidiye Camii, Beyhan Camii ve Üçpınar Camii tarihi ve sanat değeri büyük olan eserlerdir. Manyas yolu üzerinde bulunan "Daskılaiyonum Harabeleri", İyon ve Dara kültürüne ait izleri taşır. Edincik bucağında ise, Osmanlı Türklerinin ilk defa Trakya'ya (Rumeli'ye)geçtikleri yerde, altında karargah kurulan tarihi çınar ağacı hala durmaktadır. Üç ayrı medeniyetin yaşadığı Kapıdağ Yarımadasındaki (Balkız)Kızıkos Harabelerine giden asfalt yolun altı, tarihi eserlerle doludur. Dünyanın ilk darphanesinin bulunduğu "Batıkşehir", tarihi eserler bakımından zengindir. Bandırma'ya 15 km uzaklıktaki Tophisar köyündeki tarihi Tophisar Kalesi ve yanındaki cami, harabe halindedir. Bandırma'nın eski ismi "emniyetli liman" manasına gelen Panomaras'tır. İl merkezine 96 km mesafededir. Bursa-Çanakkale karayolu ilçenin kıyısından geçer. İl merkezi ile demiryolu bağlantısı vardır. İlçe belediyesi 1881'de kurulmuştur.
Bigadiç: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 50.728 olup, 12.976'sı ilçe merkezinde, 37.752'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 38, Çağış bucağına bağlı 11 ve Yağcılar (Adalı) bucağına bağlı 23 köyü vardır. Yüzölçümü 1007 km2 olup, nüfus yoğunluğu 50'dir.
İlçe toprakları genelde dağlıktır. Batı bölümü 750 metreye kadar yükselen platolardan meydana gelir. Doğu ve güneydoğusunda Alaçam Dağları yer alır. Bu dağların en yüksek noktası Tilki Tepedir (1600 m).İlçe toprakları Simav Çayı ve kollarının açtığı derin vadilerle parçalanmıştır. Bigadiç Ovasını Simav Çayı sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, haşhaş ve baklagildir.Tavukçuluk ve arıcılık gelişmiştir. Ormancılık ekonomide önemli yer tutar. İlçe topraklarında çıkarılan kolemanit madeni Etibank tarafından işlenmektedir. Elde edilen ürünün hepsi ihraç edilir. Yağcıbedir köyünde dokunan halılar yurt dışına gönderilir.
İlçe merkezi, Bigadiç ovasının doğusunda dağların eteğinde kurulmuştur. İl merkezine 38 km uzaklıktadır. Eski İzmir-Balıkesir yolu ilçe merkezinden geçer. İlçe belediyesi 1923'te kurulmuştur.
Burhaniye: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 33.706 olup, 21.805'i ilçe merkezinde 11.901'i köylerde yaşamaktadır. Merkeze bağlı 27 köyü vardır.
İlçe toprakları genelde dağlıktır. Doğu ve güneydoğusunda Madra Dağları yer alır. Bu dağların arasında geniş akarsu vadileri vardır.Kıyı ile dağlar arasında Burhaniye ovası yer alır. Bu ova Edremit ve Havran ovalarının devamı durumundadır. İlçe topraklarını Havran Çayı sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, pamuk, tahıldır. Meyvecilik gelişmiştir. Mandalina, incir ve üzüm başlıca yetiştirilen meyvalardır. Ormancılık ve modern yöntemlerle yapılan arıcılık ekonomide önemli yer tutar. Zeytinyağı, sabun ve un fabrikaları, iplik fabrikası başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
İlçenin önemli gelir kaynaklarından biri de turizmdir. Ören dinlenme sitesi sebebiyle yaz aylarında iç ve dış turizmin mühim bir merkezi olarak kalabalıklaşır.
İlçe merkezi kıyıdan 4 km içeride Çanakkale-İzmir karayolu üzerinde kurulmuştur. Kıyıda İskele ve Ören dinlenme sitesi vardır. Burhaniye, Selçuklu Sultanı Kılıçarslan'ın uç beyi olan Taylı Baba'nın bu bölgedeki göçebe Türkleri toplayarak kurduğu Taylıeli köyünün 1484'te Kemer'e nakledilmesiyle kuruldu. İstiklal Harbinde Burhaniyeliler 172. Piyade Alayı emrine girerek Yunan istilasına karşı ilk mücadele eden ilçe oldu. 29 Haziran 1920'de uğradığı Yunan işgalinden 15 Eylül 1922'de kurtuldu. İl merkezine 93 km mesafededir. İlçe belediyesi 1868'de kurulmuştur.
Dursunbey: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 52.230 olup, 13.025'i ilçe merkezinde, 39.205'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 49, Gökçedağ bucağına bağlı 27, Kavnak bucağına bağlı 14 ve Kireç bucağına bağlı 10 köyü vardır. Yüzölçümü 1906 km2 olup, nüfus yoğunluğu 27'dir.
İlçe toprakları dağlıktır. Güneyinde Alaçam Dağları yer alır. Dağlar karaçam ormanları ile kaplıdır. Dağlardan kaynaklanan suları Kirmasti Çayı toplar. Dağlar arasında küçük düzlükler vardır. Ekonomisi hayvancılık ve ormancılığa dayalıdır. Kavak yetiştiriciliği gelişmiştir. Elması meşhurdur. Koyun besiciliği yanında ipekböcekçiliği yapılır. Kereste fabrikası ilçenin başlıca sanayi kuruluşudur.
İlçe merkezi dar bir vadide kurulmuştur. Balıkesir-Kütahya demiryolu ilçenin 5 km kadar güneyinden geçer. İl merkezi ile bağlantısını sağlayan stabilize yol, 79 kilometredir. İlçe belediyesi 1920'de kurulmuştur.
Edremit: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 63.430 olup, 35.486'sı ilçe merkezinde, 27.944'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 18, Altınoluk bucağına bağlı 5 köyü vardır. Yüzölçümü l708 km2 olup, nüfus yoğunluğu 90'dır.
İlçe topraklarının kıyı kesimi ova, iç kısımları dağlarla kaplıdır. Kuzeyinde Kaz Dağı yer alır. Bu dağın en yüksek noktası Karataş Tepesidir (1774 m). Dağlardan kaynaklanan akarsular doğrudan Edremit Körfezine dökülür. Dağlar ormanlarla kaplıdır. Ormanlarda meşe, çam, gürgen, ıhlamur ve kestane ağaçları vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünü zeytindir. Ayrıca pancar, buğday, mısır, elma, pamuk yetiştirilir. İlçedeki zeytin ağaçlarının yarısından fazlası Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir. Arıcılık çok gelişmiştir. Altınoluk bucağında bulunan çinko-kurşun yatakları zaman zaman işletilmektedir. Edremit'in yağı ve balı meşhurdur. Edremit için; "Bir sokağından bal, bir sokağından yağ akar" sözü söylenmiştir.
İlçe merkezi, Kaz Dağının denize doğru yelpaze gibi açılan bereketli yamaçlar üzerine kurulmuş şirin bir ilçedir. Eski çağlarda ismi İde veya Ayda'dır. Edremit, Truva Savaşlarından önce kurulmuş ve Lidya Kralı Krezüs bu şehri imar etmiştir. Şehrin ismini "Andronya" (Adramis)olarak koymuştur. 1336'da Orhan Gazi zamanında Karesi Beyliğinin Osmanlı Devletine katılmasıyle Osmanlı topraklarına dahil oldu.
Edremit'e 10 km uzaklıktaki Akçay, kumun en ince ve deniz suyunun en az tuzsuz olduğu bir bölgedir. Sahilden 100-150 m mesafeye kadar deniz sığ olup, derinliği insan boyunu geçmez. Senenin en sıcak günlerinde dahi yayla serinliği vardır. Akçay'ın en önemli tarafı, deniz içinden fışkıran bir çok arteyzen, buz gibi soğuk ve son derece tatlı suların bulunmasıdır. Bu kaynakların etrafı taşlarla çevrilidir.Derindeki artezyenlerden içilebilir. Soğuk suyun fışkırdığı böyle yerler, dünyada çok azdır. Adramittum, Astria ve Antudros harabeleri bu ilçe sınırları içindedir. İl merkezine 86 km mesafededir.
Erdek: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 26. 547 olup, 13.246'sı ilçe merkezinde, 13.901'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 22 köyü vardır. Yüzölçümü 400 km2 olup, nüfus yoğunluğu 66'dır.
İlçe toprakları alçak ve engebeli Kapıdağ Yarımadasında yer alır. En yüksek noktası Kese Tepe olup, 782 metredir. Eskiden bir ada olan Kapıdağ, dar ve alçak bir kıstakla karayla birleşerek yarımada halini almıştır. Yarımadanın Erdek ve Bandırma Körfezi kıyılarında geniş tabii kumsallar vardır.
Ekonomisi tarım, balıkçılık ve turizme dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, zeytin ve üzümdür. Ayrıca az miktarda arpa, mısır, susam, bakla, tütün, elma yetiştirilir. Balıkçılık gelişmiş olup, avlanan balıklar İstanbul'a gönderilir. Erdek iç turizmin en işlek merkezlerindendir. İstanbul'a yakınlığı turizmin gelişmesini hızlandırmıştır. İlçe kıyıları turistik tesisler, yazlık siteler ve dinlenme tesisleri ile doludur.
İlçe merkezi Kapıdağ Yarımadasının güneybatısında, Erdek Körfezi kıyısında kurulmuştur. Yazın önemli bir turizm merkezi haline gelir ve nüfusu birkaç kat artar. Tabii güzelliği ile Akdeniz'i aratmayan bir sahil şehridir. İl merkezine 115 km, Bandırma ilçesine ise 19 km mesafededir. Zelzele ve yangınlar yüzünden bir çok kere harap vaziyete geldikten sonra tekrar kurulan ilçenin çevresinde pek çok sayıda tarihi yerleşim olduğu bilinmektedir. Fakat bunların pek azı günümüze kadar ulaşabilmiştir. Balkız (Belkız) harabeleri, Konormos Limanı, Kocapınar Antik Çeşme, Demirkapı Kale Örenleri, Surlar ve Hırsız Kale eski eserlerden bazılarıdır.
Gömeç: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 11.020 olup, 3567'si ilçe merkezinde, 7453'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 8 köyü vardır. Burhaniye ilçesine bağlı bir bucakken, 1987'de ilçe merkezi haline getirildi.
İlçe toprakları genelde düz olup, Burhaniye Ovasında yer alır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, pamuk ve tahıldır. Meyvecilik gelişmiş olup, incir ve üzüm başlıca yetiştirilen meyvalardır. İlçede küçük çapta zeytinyağı ve sabun fabrikaları vardır. Turizm gelişmiş olup, sahil kesiminde tatil siteleri ve turistik tesisler vardır.
İlçe merkezi Çanakkale-İzmir karayolu üzerinde deniz kıyısına yakın bir yerde kurulmuştur. İl merkezine 113 km mesafededir.
Gönen: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 67.599 olup, 26.849'u ilçe merkezinde, 40.750'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 48, Buğdaylı (Kavak)bucağına bağlı 6, Sarıköy bucağına bağlı 19, Tütüncü (Ayvacık)bucağına bağlı 13 köyü vardır. Yüzölçümü 1152 km2 olup, nüfus yoğunluğu 59'dur.
İlçe toprakları ovalıktır. Bu ovanın etrafı alçak tepelerle çevrilidir. İlçe sınırları dışında doğup, topraklarını sulayan Gönen Çayı en önemli akarsuyudur. Gönen Ovası; Sarıköy Vadisi boyunca batıya uzanan Sarıköy Ovası, Kuzeydeki Tahir Ova bölümlerinden meydana gelir.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri; buğday, arpa, mısır, ayçiçeği, fasulye, bakla, pancar, tütün ve susamdır. Meyvecilik gelişmiş olup, karpuz ve şeftalisi meşhurdur. Ayrıca üzüm ve elma da yetiştirilir. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. En çok koyun ve sığır beslenir. Tavukçuluk ve arıcılık oldukça yaygındır. Ekonomide önemli yer tutan etkinliklerden biridir. İlçe merkezindeki kaplıcalar, geniş konaklama ve tedavi tesisleri ile Türkiye çapında meşhurdur. Marmara kıyısındaki Denizkent, yaz turizmi bakımından önemli bir sayfiye yeridir. Deniz kıyısında yazlık evler ve siteler vardır. İlçe topraklarında civa yatakları mevcuttur. Un, yem, süt ve süt ürünleri, salça başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi Gönen Ovasının ortasında ve Gönen Çayının doğu kıyısında kurulmuştur. 1953 ve 1964'te büyük zelzele felaketi yaşamıştır. İl merkezine 104 km mesafededir. İlçe belediyesi 1884'te kurulmuştur.
Havran: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 25.711 olup, 8878'i ilçe merkezinde, 16.833'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 26 köyü vardır. Yüzölçümü 559 km2 olup, nüfus yoğunluğu 46'dır.
İlçe toprakları kıyıdan içeri doğru daralarak uzanan ova ile bu ovayı kuzey ve güneyden sınırlayan dağlardan meydana gelir. Kuzeyinde Kaz Dağı, güneyinde Madra Dağı yer alır. Ovayı sulayan Havran Çayı ilçenin başlıca akarsuyudur. Dağlar ormanlarla kaplıdır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünü zeytindir. Bunun dışında az miktarda mandalina, pamuk, incir, pancar, tahıl, üzüm ve baklagiller yetiştirilir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. Arıcılık gelişmiştir. Bazı köylerde işletilen demir ocakları vardır.
İlçe merkezi, ovanın en alçak kesiminde, Havran çayının batı kıyısında kurulmuştur. Balıkesir'i Burhaniye üzerinden İzmir'e bağlıyan yol üzerindedir. İl merkezine 78 km mesafededir. 1943 ve 1953'teki zelzeleler ilçede büyük zarara sebeb olmuştur. İlçe belediyesi 1930'da kurulmuştur.
İvrindi: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 37.181 olup, 5019'u ilçe merkezinde, 32.162'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 24, Gökçeyazı (Ergama) bucağına bağlı 6, Kayapa bucağına bağlı 8 ve Korucu bucağına bağlı 25 köyü vardır. Yüzölçümü 751 km2 olup, nüfus yoğunluğu 50'dir.
İlçe toprakları genelde dağlıktır. Batısında Kaz Dağı, güneybatısında Madra Çağı yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları, Madra Çayı toplar. Kocaçay adıyla bilinen diğer bir akarsuyun Madra Dağının alçak kesimlerinde vadisi genişliyerek verimli İvrindi ovasını meydana getirir.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, mısır ve baklagillerdir. Ayrıca az miktarda üzüm, elma, ayçiçeği ve susam yetiştirilir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. En çok koyun ve sığır beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Köylerde el dokumacılığı yapılır. İlçe topraklarında bakır, taşkömürü, linyit, antimon ve kaolin yatakları vardır.
İlçe merkezi, Madra Deresi Vadisinde yer alır. İlçe merkezine 37 km mesafededir. İlçe belediyesi 1944'te kurulmuş ve aynı sene ilçe olmuştur.
Kepsut:1990 sayımına göre toplam nüfusu 30.138 olup, 466'sı ilçe merkezinde 24.672'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 42, Durak (Hamidiye)bucağına bağlı 19 köyü vardır. Yüzölçümü 894 km2 olup, nüfus yoğunluğu 34'dür.
İlçe topraklarının büyük bölümü ovalıktır. Doğusunda Alaçam Dağları yer alır. Balıkesir Ovasının devamı olan Kepsut Ovasını Simav Çayı sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri pancar, buğday, arpa, mısır, baklagiller, ayçiçeği, pamuktur. Meyvecilik gelişmiştir. Vişne ve şeftalisi meşhurdur. İlçe topraklarında bulunan kurşun, demir, manganez ve linyit çıkarılmaktadır.
İlçe merkezi Kepsut Çayının Simav Çayına katıldığı bölgede kurulmuştur. Kepsut Çayı ilçenin ortasından geçer. İl merkezine yakınlığı sebebiyle fazla gelişmemiş bir yerleşim merkezidir. İlçe belediyesi 1888'de kurulmuştur. İl merkezine 25 km mesafededir.
Manyas:1990 sayımına göre toplam nüfusu 29.310 olup, 5648'i ilçe merkezinde, 23.662'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 27, Darıca bucağına bağlı 7 ve Şevketiye (Hacı Pagün) bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü 586 km2 olup, nüfus yoğunluğu 50'dir.
İlçe toprakları kuzeyden güneye doğru hafif yükselen dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Tektonik çöküntü sonunda meydana gelen bir çukurun sularla dolmasıyla meydana gelen Manyas Gölünün güneyinde Manyas Ovası yer alır. İlçe topraklarını sulayan Kocaçay Manyas Gölüne dökülür.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri pancar, buğday, ayçiçeği, mısır, baklagil ve arpadır. Ayrıca az miktarda elma, üzüm ve susam yetiştirilir. Hayvancılık ilçe ekonomisinde önemli yer tutar. En çok koyun beslenir. Tavukçuluk modern usullerle yapılır. Manyas gölünde avlanan kerevit ve sazanlar ihraç edilir.
İlçe merkezi, gölün güneyinde yer alan tepeler ve etekleri üzerine kurulmuştur. 1953 ve 1964 zelzeleleri ilçede büyük hasarlar yapmıştır. İlçe ilk olarak, 1877 (93 Harbi)Türk-Rus savaşında Türkiye'ye göç eden Kırımlı 25 aile tarafından kurulmuştur. 16 sene sonra Kafkasya'dan 25 aile aynı yere bilahare Romanya, Bulgaristan ve Yunanistan'dan gelen göçmenler bu köye yerleşmiştir. Bu köy ile Kayaca birleşerek Manyas ismini aldı ve 1936'da ilçe olmuştur. Manyas Gölü dünyanın sayılı güzel yerlerinden olup, "Kuş Cenneti" ismi verilen göl kıyısındaki Milli Parkta 8600 çeşit kuş yaşamaktadır. İl merkezine 80 km mesafededir.
Marmara:1990 sayımına göre toplam nüfusu 9792 olup, 2355'i ilçe merkezinde 7437'si köylerde yaşamaktadır. Merkeze bağlı 8 köyü vardır. Yüzölçümü 117 km2 olup, nüfus yoğunluğu 83'tür.
İlçe toprakları bir ada olup, adanın orta kesimleri dağlık, kuzey ve güneyi tepeliktir. En yüksek noktası 699 m ile Büyükçayır tepesidir. Güneydoğusunda tepeler arasında önemli tarım alanı olan Topağaç Ovası yer alır.
Ekonomisi tarım ve madenciliğe dayanır. Başlıca tarım ürünleri zeytin, üzüm, sebze ve meyvelerdir. Adanın kuzey kesiminde mermer ocakları vardır. Bu ocaklardan çıkarılan mermerler Marmara grisi ve beyazı olarak bilinir. Marmara beyazı Türkiye'de üretilen mermerlerin en kıymetlisidir. Ayrıca adadaki dolamit yatakları da işletilmektedir.
İlçe merkezi, adanın güneybatı kesiminde yer alır. Erdek ilçesine bağlı bir bucak iken, 19 Haziran 1987'de 3392 sayılı kanunla ilçe oldu. Adada turizm günümüzde ekonomide önemli yer tutar. Adada birçok otel, pansiyon, dinlenme tesisi ve yazlık ev vardır. Adaya İstanbul'dan düzenli gemi ve deniz otobüsü seferleri vardır.
Savaştepe:1990 sayımına göre toplam nüfusu 24.337 olup, 10.053'ü ilçe merkezinde, 14.286'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 31, Sarıbeyler bucağına bağlı 10 köyü vardır. Yüzölçümü 425 km2 olup, nüfus yoğunluğu 57'dir.
İlçe toprakları akarsu vadileriyle parçalanmış engebeli araziden meydana gelir. Plato görünümündeki bu arazinin yüksekliği 100 metreyi geçmez. İlçe topraklarını sulayan küçük dereler Simav Çayına karışır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa ve baklagiller olup, ayrıca az miktarda pancar, üzüm, tütün, pamuk, ayçiçeği ve susam yetiştirilir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. İlçe topraklarında civa ve perlit yatakları vardır.
İlçe merkezi, az eğimli bir tepe üzerinde kurulmuştur. Eski adı Giresun olan ilçe, Kurtuluş Savaşının önemli direnişlerinin geçtiği bir bölgede yer alması yüzünden 1934'te ismi Savaştepe olarak değiştirildi. İlçeden İzmir-Balıkesir demiryolu geçer. İl merkezine 46 km mesafededir. İlçe belediyesi 1953'te kurulmuştur.
Sındırgı:1990 sayımına göre toplam nüfusu 52.004 olup, 9511'i ilçe merkezinde 42.493'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 43, Düventepe bucağına bağlı 15 ve Gölcük bucağına bağlı 6 köyü vardır. Yüzölçümü 1433 km2 olup, nüfus yoğunluğu 36'dır.
İlçe toprakları dağlıktır. Kuzey, kuzeydoğu ve doğusunda Alaçam dağları, güneyinde Demirci-Simav Dağları, batısında Gölcük Dağı yer alır. İlçe merkezinin çevresinde yer alan ve fazla geniş olmayan düzlükler Sındırgı Ovası olarak bilinir. Dağlardan kaynaklanan suları, Simav Çayı toplar. Simav Çayı üzerinde yapılan Çaygören Barajının arkasında sun'i bir göl meydana gelmiştir.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, üzüm, arpa, susam, tütün, elma ve pancar olup, ayrıca az miktarda ayçiçeği ve pamuk yetiştirilir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. Köylerde halı, kilim, seccade ve heybe dokumacılığı yaygındır. İlçe topraklarında, kil, kaolin ve perlit yatakları vardır.
İlçe merkezi Simav Çayının batı kıyısında, eski Balıkesir-İzmir karayolu üzerinde kurulmuştur. Eski ismi Kuruköy'dür. İl merkezine 60 km uzaklıktadır. İlçe belediyesi 1884'te kurulmuştur.
Susurluk:1990 sayımına göre toplam nüfusu 43.022 olup, 18.906'sı ilçe merkezinde, 24.116'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 29, ,Göbel bucağına bağlı 7 ve Ömerköy bucağına bağlı 10 köyü vardır.
İlçe toprakları fazla yüksek olmayan engebeli araziden meydana gelir. Doğusunda Çataldağ yer alır. Dağlık bölgeler ormanlarla kaplıdır. İlçe topraklarını sulayan Susurluk Çayı Vadisinde yer alan düzlükler önemli tarım alanlarıdır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, pancar, ayçiçeği, mısır, arpa, nohut ve bakla olup, ayrıca az miktarda üzüm, susam, elma, fasulye ve pamuk yetiştirilir. Hayvancılık ekonomide önemli yer tutar. Şeker fabrikası en önemli sanayi kuruluşudur. İlçe topraklarında antimon ve jips yatakları vardır.
İlçe merkezi Susurluk Çayı batı kıyısında hafif eğimli bir alanda kurulmuştur. 1858'de Kırım ve 1877 Türk-Rus savaşları sonunda Kafkasya, Kırım ve Balkanlardan gelen göçmenlerle büyümüş, 1829'da bucak ve 1926'da ilçe olmuştur. İl merkezine 39 km mesafededir. İstanbul-İzmir karayolu ilçe merkezinden geçer. Balıkesir-İzmir demiryolu ilçenin batısından geçer. İlçe belediyesi 1889'da kurulmuştur.
Tarihi Eserler ve Turistik Yerleri
Balıkesir tarihi eseri, kaplıcaları ve deniz kenarındaki dinlenme ve kamp tesisleri yönünden çok zengindir. Marmara ve Ege denizinde sahili bulunan Balıkesir, Türkiye'nin en gelişmiş ve seçkin bir turizm bölgesidir.
Yıldırım Camii ve Külliyesi: Balıkesir'in en eski Osmanlı eseridir. 1388'de Yıldırım Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Cami, medrese ve imaretten meydana gelen külliye büyük bir avlu içindedir. 1818 ve 1897 senelerinde tamir görmüştür. Medrese 12 odalıdır.
Zağanos Paşa Camii ve Külliyesi: Fatih Sultan Mehmed Hanın vezirlerinden Zağanos Paşa 1461'de yaptırmıştır. Cami, türbe ve hamamdan meydana gelen külliyeden sadece hamam, ilk haliyle günümüze kadar gelmiştir. 1897 depreminde yıkılan cami ve türbe, 1908'de yeniden yaptırılmıştır. Caminin mihrabı son dönem Türk sanatının bütün özelliklerini taşımaktadır.
Yeşilli Camii (Hisariçi Camii): Kimin tarafından yaptırıldığı bilinmeyen cami, 1786'da Külahçızade Hacı Mustafa Efendi tarafından tamir ettirilmiştir. Eski Kuyumcular Mahallesindedir.
İbrahim Bey Camii (Hacı Arif Ağa Camii): 1465'te Zağanos Paşanın oğlu Mehmed Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra yıkılan cami, İbrahim Bey tarafından yeniden yapılmış ve 1899'da Hacı Arif Ağa tamir ettirmiştir. Minaresi üç şerefelidir.
Namazgah: Karesi Beyliği döneminde, 1433 senesinde yapılmıştır. Yıkık durumdadır.
Hamidiye Camii: Ayvalık'ta Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından yaptırılmıştır. Ayvalık'ta Osmanlılardan kalma tek eserdir.
Ulu Cami: Edincik'te 1382'de Abdullah Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Kurşunlu Cami: Edremit'te olup, tanınmış ulemadan Yusuf bin Habib için 15. asırda yaptırılmıştır. Caminin bir medresenin olduğu bilinmekle beraber, günümüze ulaşmamıştır.
Eşref Rumi Camii: Edremit'tedir. Osmanlı mimarisinin son devir özelliklerini yansıtan cami yabancı mimarlar tarafından yapılmıştır.
Hüdavendigar Camii: Sultan Birinci Murad Han devrinde yaptırılmıştır. İlk dönem Osmanlı mimari özelliklerini taşır.
Hacı Ahmed Camii:Burhaniye'de olup, buranın tek camisidir. Kare planlı caminin duvarlarında granit kullanılmıştır.
Karesi Bey Türbesi: Karesioğullarından Karesi Bey ile beş oğlu bu türbede bulunmaktadır. Türbenin aslı Osmanlı Devleti zamanında Ampir üslubunda yapılmıştır.
Paşa Sultan Türbesi: Hacı İl Bey ilkokulunun yanındadır. 1471'de yapılmıştır. İçinde iki lahit olup, biri Paşa Sultan'a aittir.
Kız Dede Türbesi: Edincik'in Hisar Mahallesinde olup, 1413'te yaptırılmıştır. Veli Bey bin Hacı Yakub'un oğlu gömülüdür.
Ali Şuuri Medresesi: Sahnihisar Mahallesindedir. 1862'de Ali Şuuri tarafından yaptırılmıştır. 1897 depreminde yıkıldı ise de 1906'da Kadı Abdülhalim tarafından tekrar inşa ettirilmiştir. Günümüzde ilkokul olarak kullanılmaktadır.
Taşpınar Hamamı: 1401'de Subaşı Eyne Bey tarafından yaptırılmıştır. Günümüzde mağaza olarak kullanılmaktadır.
Saat Kulesi: 1827'de Balıkesir Sancak beyi Giridizade Mehmed Paşa tarafından Galata Kulesinin benzeri olarak yaptırılmıştır. 1897 depreminde yıkılmış ise de Mutasarrıf Ömer Ali Bey yeniden yaptırmıştır.
Mesire yerleri: Balıkesir doğal güzellikleri açısından oldukça zengin bir ildir. Çevresindeki dinlenme yerlerinin turistik önemi büyüktür. Kuş Cenneti ulusal Parkı milletlerarası bir üne sahiptir. Çamlık: İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bir orman içi dinlenme yeridir.Değirmenboğazı:İl merkezine 10 km uzaklıta orman içi dinlenme yeridir. Kertil-Çamurlu:Sındırgı ilçesi yakınlarında orman içi dinlenme yeri olup, eski Balıkesir-İzmir karayolu üzerindedir. Çağış: Balıkesir-İzmir karayolu üzerinde orman içi dinlenme yeridir. Sütüven:İzmir-Çanakkale karayolu üzerinde bir orman içi dinlenme yeri olup, Edremit'e 20 km uzaklıktadır.
Kuş Cenneti Milli Parkı:Balıkesir-Bandırma karayolu üzerindedir. Manyas Gölü kıyısında kurulu olan Milli Park, 667 dekarlık bir alanı kaplamaktadır. Bandırma'ya 18 kilometredir. Her sene göç sırasında 239 türden 2-3 milyon kuş uğramaktadır. Park içinde bir kuş müzesi de vardır.
Gönen Mozaik Müzesi:Gönen kaplıcaları sitesindedir. Türkiye'nin en sağlam mozaikleri buradadır. M.S. 5. asra ait mozaikler vardır.
Kaplıcaları:Balıkesir ilinin hemen her tarafından insan sağlığı için faydalı sıcak sular kaynamaktadır.
Pamukçu-Bengi Kaplıcası:Balıkesir'e 20 km uzaklıktadır. Kaplıca suları içme kürleri ile mide ve şeker hastalığına iyi gelmekte, banyolardan ise romatizma ve damar sertliğinde faydalı sonuçlar alınmaktadır.
Balya Dağ Kaplıcası:Balya ilçesi Ilıca bucağındadır. Banyo kürleri, romatizma ve deri hastalıklarına faydalıdır.
Hisarköy (Asarköy)Kaplıcası: Bigadiç ilçesine bağlı Hisarköy'dedir. Kaplıcanın suları banyo ve içme şeklinde kullanılmaktadır. Kükürtlü ve çelikli suları romatizma, deri ve kadın hastalıklarında; acısu ve karbonlu su ise mide, barsak hastalıklarıyla hazımsızlıkta kullanılır.
Derman (Bostancı)Kaplıcası:Edremit'e 3 km uzaklıktadır. Banyo uygulamaları romatizma, eklem, sinir, damar hastalıkları, gut, böbrek hastalıkları ve kadın hastalıklarına faydalıdır.
Güre Kaplıcası:İzmir-Çanakkale karayolu üzerindedir. Banyoları romatizma, kadın ve cilt hastalıklarına iyi gelmektedir.
Gönen Kaplıcası:Gönen ilçesindedir. Kaplıcanın bulunduğu 600 metrekarelik alanda çeşitli kaynaklar vardır. Kaplıcaların 200 m uzağında bir kayanın altından fışkıran ekşi su, siroz dahil bir çok hastalığa şifadır. Radyoaktivitesi yüksek olan bu ekşi su, hormonları kuvvetlendirdiği ve vücud dinamizmini arttırdığı, laboratuar tecrübesi ile sabittir. Bu su, böbrek ve idrar yolları rahatsızlığına, karaciğer hastalıklarına, barsak tembelliği ve her çeşit parazitlere karşı iyi gelmektedir. Gönen kaplıcalarının en meşhuru Gönen'e 13 km uzaklıkta hormonal kısırlıklara şifalı gelen dağ ılıcasıdır. 68oC'deki kaplıca suları içinde sodyum, kalsiyum, sülfat, bikarbonat, fosfor, radon ve karbondioksit bulunur. Gönen kaplıcaları; kadın hastalıkları, ameliyat sonrası ve kazadan sonra görülen eklem sertlikleri, romatizma ve kireçlenme, karaciğer ve safrakesesi rahatsızlıkları, zihni yorgunluk, çocuklarda gelişme bozuklukları ve gastroentistenal rahatsızlıklara iyi gelir.
Emendere (Ilıcaköy) Kaplıcası:Sındırgı ilçesine 7,5 km uzaklıktadır. Radyoaktivitesi yüksek olup, banyoları ağrılı hastalıklara, romatizma, uyuz, çıban ve deri hastalıklarına iyi gelir.
Hisaralan Kaplıcası:Sındırgı ilçesine 18 km uzaklıktadır. Banyoları romatizma, deri, mide, damar ve kadın hastalıklarına faydalıdır.
Kepekler Kaplıcası:Susurluk-Bandırma karayolu üzerindedir. Banyoları romatizma, siyatik ve sinir hastalıklarına faydalıdır. Kaplıca ayrıca milletlerarası literatürde moor denilen iyi ve yararlı bir çamura sahiptir. Çamur banyoları romatizma, sinir hastalıkları, çocuk felçleri ve kadın hastalıklarında faydalıdır.
Hisar Kaplıcası, Hozluca Kaplıcası, Karaağaç (Uyuz)Kaplıcası, Dutluca Köyü (Ekşisu) İçmesi, Pelitköyü (Zeytinpınarı) İçmesi, Suçıktı (Acıcasu), Sarısu Kaplıcası, Kösemdede Kaplıcası, Güre Kaplıcası, Zeytinliada Kaplıcası, Ekşidere Kaplıcası, Manyas Kum Kaplıcası Yıldız Kaplıcası, Gökçedere Kaplıcası, Ömer Köy Kaplıcası, Dağ Kaplıcası ve Acıcasu Madensuyu, il sınırları içinde kalan diğer kaplıcalardır.
Deniz kenarındaki dinlenme yerleri: Ayvalık, Sarmısaklı, Altınkum, Çamlık, Ali Bey Adası, Burhaniye, Ören, Edremit, Akçay, Göl Pınar, Altınoluk, Erdek, Çuğra, Zeytinliada, Bandırma, Livatya, Gönen, Karakum, Taraca, Marmara Adası, Avşa Adası, Paşa Limanı, Ekinlik Adası ve Çınarlı Köyü deniz kıyısı dinlenme merkezleridir.