Şifalı kaplıcaları, kaymak şekeri ve haşhaşı ile tanınan bir
ilimiz. Eskişehir, Kütahya, Denizli, Uşak, Burdur, Isparta ve Konya arasında
yer alır. 29° 40' ve 31° 43' doğu boylamları ile 37° 45' ve 39° 17' kuzey
enlemleri arasındadır. Ege’nin Akdeniz’e ve İç Anadolu’ya açılan kapısı ve
önemli bir kültür merkezidir. Afyon, İstiklal Harbinde mühim yer işgal etmiş,
zaferlere sahne olmuş milli tarihimizde ve kahramanlık destanlarında asırlardır
müstesna bir yeri bulunan tipik bir Anadolu şehridir. Trafik kod numarası
(03)’tür.
İsminin Menşei
Selçuklular “Akroenos” ismi ile anılan bu bölgeyi feth
edince, sarp kayalar üzerinde yükselen kaleye izafeten “Karahisar” (Karakale)
demişlerdir. Kalenin etrafındaki şehrin ismi Karahisar olmuştur. Frikyalılar bu
şehire “Sineda” derlerdi.
Türkler, Anadolu’da pekçok yere “Karahisar” ismi
verildiğinden, burasının isminin diğerlerinden ayırd edilmesi için Selçuklu
beylerinden Sahib Ataoğlu’na izafeten “Karahisar-ı Sahib” (Sahip Karahisarı)
denmiştir.
Cumhuriyet devrinde bölgede yetişen haşhaştan elde edilen
Afyon’dan dolayı ismi Afyonkarahisar olmuştur.
Tarihi
Afyon’un ilk sahipleri Hititlerdir. Pekçok höyüklerde
Hititlere ait tarihi zenginlikler ortaya çıkarılmıştır. Afyon kalesini yapan
Hitit imparatoru “Mürsil”dir.
Hititlerden sonra Sakarya boylarında hüküm süren Frikler
(Frikyalılar) Afyon’a sahib oldular. Frikyalılar bu şehre “Sineda” ismini
vermişlerdir. Afyon müzesi, Hitit ve Frikyalılara ait eserler bakımından en
zengin olanıdır.
Frikyalılardan sonra Lidlar (Lidyalılar) bu bölgeye sahib
oldular.
M. Ö. altıncı asırda Perslerin eline geçti. M.S. 4. asırda
Makedonya Kralı Büyük İskender’in istilasına uğradı. Bunun ölümünden sonra
Selevkosların, sonra da Bergama Krallığının eline geçti. M.S. 2. asırda Bergama
Krallığı ile birlikte Roma İmparatorluğuna katıldı.
Roma İmparatorluğu M.S. 395 senesinde ikiye ayrılınca burası
Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun elinde kaldı.
Müslüman Araplar ve İranlı Sasaniler Afyon’a kadar geldiler.
Müslümanların meşhur kahramanlarından Battal Gazi’nin Afyon’da Bizanslılarla
savaşırken 739 senesinde şehid olduğu rivayet edilmektedir.
Bizanslılar, Afyon’a "yüksek kale” manasına gelen
Akronium (Akroenos) ismini verdiler
1071 Malazgirt Savaşından sonra Anadolu Fatihi ve
Anadolu’daki Türk devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman Şah bütün Anadolu
gibi Afyon’u da feth etti. 1146’da Birinci Kılıçarslan, Bizans İmparatoru
Manuel Komnenos’u Bolvadin civarında yendi.
Birinci Haçlı Seferinde haçlı orduları Afyon’u geri aldılar.
Afyon şehri civarında Türklerle Bizanslılar arasında büyük ve kanlı savaşlar
oldu. Selçuklular, Afyon’u Bizanslılardan yeniden aldılar.
Selçuklu sultanı Alaeddin, Afyon şehrini imar ettirdi. Devlet
hazinesi burada saklandı. Bu sebepten Selçuklu devrinde, Afyon’un bir ismi de
“Hisar-ı Devlet”, Devlet hazinesinin saklandığı hisar olmuştur.
Moğolların Anadolu genel valisi Timurtaş, taht şehri Konya'yı
işgalden sonra Afyon’u kuşatmış, fakat Selçuklu veziri Sahib Ata şehri teslim
etmemiştir.
On üçüncü asrın ikinci yarısında Sahib Ata Fahreddin Ali Bey,
oğul ve torunları da asrın sonuna kadar Afyon valiliği yaptılar. Şehir sonra
Germiyan Beyliğine geçti. 1390 senesinde Sultan Yıldırım Bayezid Han, Afyon’u
Osmanlı Devletine kattı. 1402’de Timur Han burasını yeniden Germiyan Beyliğine
verdi. Germiyanoğlu Yakub Beyin ölümü ve vasiyeti üzerine Afyon, Osmanlı
toprağı oldu.
1451’de Kütahya’da bulunan Anadolu Beylerbeyliği’ne
(eyaletine) bağlanarak, Karahisar-ı Sahib Sancağı ismini almıştır. 1685’te
Hüdavendigar (Bursa) vilayetine bağlı sancak, Tanzimattan sonra Kütahya’ya
bağlı bir ilçe olmuştur. 1914’te bağımsız sancak olan Afyon, Cumhuriyet
devrinde Afyonkarahisar ismiyle il olmuştur.
Osmanlı devrinde yolların birleştiği ve ikmallerin yapıldığı
bir üs olarak kullanılmıştır.
On yedinci asırda Celali isyanları, on dokuzuncu asırda
Anadolu’nun an’anevi sanayiinin yıkılışı ile Afyon geriledi. 1833’te Kavalalı
Mehmed Ali Paşanın birkaç ay işgalinde kaldı.
28 Mart 1921’de şehri Yunanlılar işgal etti. Sonra 7 Nisan
1921’de geri çekilip 13 Temmuz 1921’de yeniden aldılar.
Türk İstiklal Harbinin dönüm noktası olan Başkomutanlık
Meydan Savaşı, Afyon’da cerayan etti. 27 Ağustos 1922’de, Afyon yeniden hakiki
sahipleri olan Türklerin eline geçti... Yunanlılar 1 sene 25 gün süren
işgallerinde Afyon’u aşırı derecede tahrib ettiler.
27 Ağustos’ta Afyon’un kurtuluş törenleri, 30 Ağustos Zafer
Bayramında ise Dumlupınar’da törenler yapılır.
Fiziki Yapı
Orta Anadolu’yu Batı Anadolu’ya bağlayan, Ege’nin Akdeniz ve
İç Anadolu’ya kapısı olan kara ve demiryollarının kavşak noktası durumunda
bulunan Afyon, denizden 1000-1500 m yükseklikte çoğu püskürük kitlelerden
meydana gelmiş bir arazi üzerindedir.
Yüzölçümü 14.230 kilometrekaredir. Coğrafi olarak 4 bölgeye
ayrılır. Birinci Bölge: Merkez (Afyon) ile Bolvadin, Sincanlı ve Şuhut
ilçelerini ihtiva eden ovadır. Buradaki akarsulardan Seyitler, Akarer, Kalı
Çayı; İzzer Gölüne dökülür. İkinci bölge, Sakarya Irmağına yakın olan Emirdağ ovasıdır.
Üçüncü bölge, Sandıklı Ovasıdır. Küfi Çayı bu bölgede doğar ve Büyük Menderes’e
karışır. Dördüncü bölge, Dinar ve Dazkırı ovalarıdır.
Dağları: Yüksek ve
intizamsızdır. Sultan Dağları, Torosların batıya doğru uzanan son kısımlarını
teşkil eder. En yüksek yeri Topraktepe 2581 metredir. Kumanlar dağının en
yüksek yeri Göktepe 2250 m, Emirdağ 2307 m, Sandıklı Dağı 2247 m, Akdağ 2446 m,
Ahırdağı 1915 m, Kocatepe 1900 metredir. Afyon şehrinin tarihi kalesini
üzerinde taşıyan Yalçınkaya (Sivritepe) 1200 metredir.
Ovaları: Akarçay Vadisinin
kestiği Afyon Ovası, Şuhut, Sincanlı, Dinar, Emirdağ ve Sandıklı başlıca
ovalarıdır.
Akarsuları:
Seyitler Deresi, Akarca, Kalı ile Küfi çaylarıdır. Afyon akarsuları, Sakarya ve
Porsuk ile Karadeniz’e, Büyük Menderes’in kolu Küfi Çayı ile Ege’ye akar.
Gölleri: Afyon, göl
bakımından zengindir. Akşehir gölünün yarısı Afyon iline dahildir. Bu göl deniz
seviyesinden 990 m, Eber gölü deniz seviyesinden 995 m yüksekliktedir. Karamık
Gölü, Çapak Gölü ve yarısı Denizli ilinde olan Acıgöl bölgenin önemli
gölleridir. Afyon, Akdeniz’in göller bölgesinin uzantısıdır.
İklimi ve Bitki Örtüsü
Denizlere uzak ve etrafı dağlarla çevrili olduğundan tipik
bir kara iklimi hüküm sürer. Bununla beraber geçiş bölgesi özelliklerini de
gösterir. Kışları karlı ve soğuk, yazları sıcak ve kurak geçer. Ağustos en
kurak, nisan ve mayıs en fazla yağış alan aylardır.
Denizden yüksekliği 1015 m olan Afyon ve çevresi tipik bir
bozkır iklimi gösterir. Hava devamlı serin olup, geceler yazın bile soğuktur.
Yağmur sık ve sağanak halinde yağar. Kışın bol kar yağar.
Senenin 120-130 günü tamamen güneşli, gerisi bulutlu geçer. Yıllık yağışın
ancak % 16’sı yazın yağar. Senelik yağış mikdarı 410-478 mm’dir. Rüzgarlar çok
defa batıdan eser. Sıcaklığın ocak ayında -20 derecenin altına düştüğü günler
olur. Temmuz’da ise sıcaklık 30 derecenin üstüne çıkar. 30 Aralık 1948’de
sıcaklık -27,2 dereceye düşmüştür. Ocak ayının ortalaması 0,3, en sıcak ayın
ortalaması ise 22,1 derecedir. Kaydedilen en yüksek sıcaklık 14 Ağustos 1960’ta
olmuştur ve 37,8 derecedir.
Sulak ve verimli topraklara sahiptir. Başta haşhaş olmak
üzere her nevi hububat, bakliyat ve sınai bitkiler yetişir. Meyve çeşitleri
bakımından zengindir.
Afyon’da orman azdır. % 7 olup, 90.950 hektardır.
Ormanlarında karaçam, akçam, meşe, kızılmeşe, palamut ve ardıç ağaçları
mevcuttur.
Ekilip işletilmeyen yerlerde geniş otlaklar bulunur.
Ekonomi
Tarım: Afyon’un başlıca
gelir kaynağı tarım ve hayvancılıktır. Ziraat esas itibariyle hububat ekimine
dayanır. Buğday, arpa ve ayçiçeği başta gelir. Endüstri bitkileri arasında ise
haşhaş ile şeker pancarı çok önemli yer tutmaktadır. Baklagil ekimi de çok
önemli yer tutar.
Ömer kaplıcalarında “Eşanjör” sistemi ile sera ısıtmacılığına
geçilmiştir. Her sene ortalama 400 bin hektar arazi ekilmektedir. Bunun % 28’i
baklagiller, % 6’sı sanayi bitkileri ve % 66’sı tahıllardır. Hububata ayrılan
arazinin % 72’sinde buğday ekimi yapılmakta olup, Konya ve Ankara’dan sonra
Afyonkarahisar buğday üretimimizde üçüncü sırada yer alır. Dinar’da çavdar,
Bolvadin’de darı ekilir. Buğdaydan sonra en çok ekilen arpadır. Sulu arazilerde
mısır ve yulaf yetiştirilir.
Yüz yirmi beş bin hektarlık sahada baklagil ekimi yapılır.
Burçak ön sıradadır. Bu bitki kışlık hayvan yemidir. Çoğu Sandıklı’da olmak
üzere nohut, mercimek, fasülye ve bol mikdarda patates istihsal edilir.
Şeker pancarı ekimi, son senelerde hızla gelişmektedir ve
oldukça ileri seviyededir.
Sulak arazilerde sık, bahçelerde serpinti halinde armut,
elma, erik, vişne, şeftali, dut ve kestane ağacı bulunur. Bunun senelik üretimi
6 bin ton civarındadır.
3740 hektarlık bağlardan bol üzüm alınır. Kavun ve karpuz da
çok ekilen bitkilerdendir.
Haşhaş (Afyon):
Afyon haşhaş ekimi bakımından Türkiye’nin en müsait yeridir. Bu ilde yetişen
haşhaş bitkisinde % 12 morfin bulunur ve bu miktar dünyada birincidir. Haşhaş,
Afyon halkının yiyeceği, yağı, ilacı, yakacağı ve hayvanları için küspesidir.
Afyon müzesinde Şuhut’tan çıkarılmış, M.Ö. 3. asıra ait
“Syanada Sikkesi”nde haşhaş kabartması bulunması, haşhaşın çok eski devirlerden
beri bu bölgede yetiştiğini göstermektedir. Her sene beş bin ton haşhaş ve beş
ton afyon sakızı istihsal edilir. Ekilecek sahaların genişliği her sene
devletçe tayin edilir.
Ayçiçeği, susam ve siyelek, toprağı çok yorar. Bunların yağ
miktarı hiçbir zaman % 40’ı geçmez. Halbuki haşhaş gerektiği gibi preslenirse
yağ miktarı % 55 olur. Haşhaş üretiminin arttırılması ile Türkiye’nin yağ
ihtiyacının tamamı karşılandığı gibi dışarıya yağ ihracı da mümkün olacaktır.
Haşhaş, Afyon’un sembolüdür.
Hayvancılık:
Geniş otlaklara sahip olduğu için Afyon’da hayvancılık gelişmiştir. Hayvancılık
bakımından Konya, Ankara, Sivas, Kars ve Ağrı’dan sonra gelir. 1,5 milyona
varan hayvan sayısının % 64’ü koyundur. Koyunlarda “dağlıç” cinsi fazladır.
Koyunu, tiftik keçisi, kıl keçisi ve sığır takib eder.
Bayat Yaylası, Sultan Dağlar, Emir Dağ, Hamatlı Dağ, Ahır Dağ
ve Kamanlar Dağı otlakları meşhurdur. Kurban bayramlarında İstanbul’a gelen
koyunların çoğu Afyon’dan gelir. Tavukçuluk hızla gelişmektedir
Madenler: Arazisi püskürük
kitlelerden meydana gelmiş olan Afyonkarahisar’da Maden Tetkik Arama Enstitüsü
tarafından demir, kükürt, kaolin, linyit, civa, grafit, kalay, kurşun ve
manganez tesbit edilmiştir.
Türkiye maden bakımından çok zengin bir ülke olmasına rağmen
madenlerin ancak yüzde 10 kadarı işletilebilmektedir. Afyon ilimizin durumu da
buna paralellik gösterir. Yukarıda yazılan madenlerin çoğu toprak altındadır.
Duğlak’ta antimon, Emirdağı-Sağırlar’da demir pek çok yerde linyit
çıkarılmaktadır.
Afyon’un çeşitli yerlerinde kıymetli taş ocakları vardır.
Kale, Ortasivri, Kızılburun, Ilıpınar, Topuzlu, Ciritkaya ve Ayazin’deki taş
ocakları çok önemlidir.
Afyon’un en büyük tabii zenginliği mermerdir. İşcehisar,
Somaki mermer ocakları M.Ö. 10. asırdan beri işletilmektedir. Romalılar
devrinde “Sinada” (Şuhut) mermeri ismi ile şöhret yapan, beyaz, pembe,
erguvani, leylaki, koyu menekşe ve mavi damarlı mermerler dünyanın en güzel
mermerleridir. Mermer yataklarının çoğu işletilmemektedir. Roma surlarındaki,
Sen Piyer kilisesindeki mermerler ve Ayasofya’daki sütunlar buradan
getirilmiştir.
Avrupa’da Roma şehri başta olmak üzere eserlerin çoğu Afyon
mermerinden yapılmıştır. Afyon’dan çıkarılan 12 renk mermerin en kalitelisi,
beyaz renkli olanıdır. Afyon’da beş milyar metreküp mermer rezervi vardır.
İtalya, Afyon’dan işlenmemiş mermer alıp, en az bir kaç misli
fiyatla işlenmiş olarak diğer ülkelere satmaktadır. Afyon mermeri işlenmiş
olarak satıldığında mühim bir döviz kaynağı ve ihraç vasıtası olarak yurdumuz
ekonomisine katkıda bulunabilir.
Sanayi: Afyonkarahisar,
sanayi bakımından komşu illere nazaran geri kalmıştır. Son senelerde sanayisi
gelişmektedir. Afyon’da halıcılık, dokumacılık ve küçük el sanatları yaygındır.
Bir ara yaygın olan briket yapımı önemini kaybetmiştir.
Afyon Çimento Fabrikası: Senede 200 bin ton kapasitelidir. Bu
fabrika, memleket ekonomisinde olduğu gibi Afyon ve civarının gelişmesinde de
önemli rol oynamaktadır.
Afyon Şeker Fabrikası: 28 Ekim 1977’de açılan bu fabrika,
Ortadoğu ve Balkanların en büyük ve en modern fabrikasıdır. Fabrika 5600
dönümlük arazi üzerindedir. Bine yakın işçi çalışmaktadır. 25 bin köylü ailesi
ise şeker pancarı satarak bu yolla geçimini te’min etmektedir. Afyon şeker
fabrikası Avrupa’nın da sayılı şeker fabrikaları arasındadır. Şeker pancarının
yaprağı ve küspesi hayvancılıkla geçimini sağlayanlar tarafından besleyici
birer yem olarak kullanılmaktadır.
Afyon (Çay) Kağıt Fabrikası: Daha önceleri Eber gölündeki saz
ve kamışlar her sene yok olurken, bu fabrikanın kurulmasıyla kağıt ve karton
olarak memleket ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca bu göl kıyısındaki 40
köy yeni bir gelir kaynağına kavuşmuştur. 20 bine yakın köylü saz ve kamıştan
para kazanırken bine yakın kişi de fabrikada iş sahibi olmuştur. 10 bin ton
selüloz ve 6 bin ton kireç istihsal eden bu fabrika bundan daha fazla üretim
için de imkanlara sahiptir.
Sincanlı Fabrikası: Türkiye Yapağı ve Tiftik A.Ş. tarafından
Sincanlı ilçesinde 11.162 m2 sahada 1 milyar 122 milyon liraya yapılan bu
fabrika, 2 bin ton kirli yapağı işleyerek 1350 ton tiftik üretecek
kapasitededir. Fabrika 1984 yılında faaliyete geçmiştir.
Yuntaş Ekmek Fabrikası: Hissesinin çoğu Afyon Belediyesi’ne
aid olan bu fabrika günde 130 bin ekmek üretecek kapasitededir.
Afyonkarahisar Maden Suyu İşletmesi: Yıllık 50 milyon şişe
maden suyu istihsal edebilecek kapasitededir.
Alkoloid Fabrikası: Bolvadin ilçesindedir. İlaç sanayinin
hammaddesi olan Afyon sakızını işler.
Kaymaklı şeker ve lokum: Afyon’un sembolü haline gelen
kaymaklı şeker ve kaymaklı lokum 1901 senesinde şekerci ustası Salih Şeker
tarafından yapılmıştır. Manda sütü kaymağına şeker karıştırılarak yapılan bu
şeker, halen torunları tarafından imal edilmektedir. Kaymaklı şeker, kakaolu,
antep fıstıklı, fındıklı ve bademli olarak imal edilmektedir. Kaymaklı lokum
ise, hindistan cevizli, çikolatalı ve cevizli olarak yapılmaktadır.
Sucuk imalatı: Yurdumuzda Kayseri’den sonra en çok sucuk
üreten ilimiz Afyon’dur.
Ulaşım: Afyonkarahisar,
Türkiye’nin en önemli ulaşım yollarının geçtiği bir mevkidedir. İzmir ve Ankara’dan
gelen demiryollarının kavşak noktasıdır. Dört yönden gelen demiryolu Afyon’da
birleşir. Ayrıca Ankara-İzmir karayolu Afyon’dan geçer. Aydın ve Manisa
istikametinden gelen demiryolları Afyon’a ulaşır. Demiryolu ile İstanbul’a 477,
İzmir’e 320, Eskişehir’e 170 km uzaklıktadır. Karayolu ile ise İstanbul’a 452,
Ankara’ya 275, İzmir’e 338 km mesafededir. Afyon hareketli bir trafik güzergahı
üzerindedir.
Nüfus ve Sosyal Hayat
Nüfus: Afyon ilinin
toplam nüfusu 1990 sayımına göre 739.223 kişi olup, bunun 306.209'u şehirlerde,
433.014'ü köylerde yaşamaktadır. Nüfus yoğunluğu kilometrekarede 52 kişidir.
Yüzölçümü 14.230 kilometrekaredir.
Örf ve adetler: Afyon
gürültüsüz, tenha bir şehirdir. Örf ve adetleri ve dini inançları ile örülmüş
manevi bir duvar içinde yaşar. Tarihi geleneğini çok iyi muhafaza etmiştir.
Ağıtları yaygındır. Bozlak tipi usulsüz türküler de çok
söylenir. “İnce Mehmed” türküsü ilin meşhur bir türküsüdür.
Ege’nin “Zeybek”, Akdeniz’in “Teke” ve Konya’nın “Kaşıkçı”
gibi oyunları Afyon’da da oynanır. Köylerde genellikle yemekli toplantılar
yapılır. Bunlara “Ferfene” denilir. Bir diğer adı da “Arabaşı”dır. Masraf,
katılanlar arasında eşit olarak paylaştırılır. Köylerde an’anevi yaşayış devam
etmektedir.
Yirminci asra kadar Mevleviliğin Konya, İstanbul ve
Kütahya’dan sonra en mühim merkezi Afyon idi.
Afyon’un on bir köyü eski Türk boylarının adını taşır. Bu,
Afyon’un çok eski bir Türk yurdu olduğunun delilidir.
Eğitim: Afyon’da
okur-yazar nisbeti % 80 olup; il dahilinde 28 anaokulu, 590 ilkokul, 87
ortaokul, 16 meseleki ve teknik ortaokul, 15 lise, 31 ticaret ve
endüstri-meslek lisesi, 2 kız meslek lisesi vardır.
Afyon’da 8 hastane vardır. Ayrıca ilde üç sağlık ocağı
bulunmaktadır. 5600 kişiye bir doktor, 800 kişiye bir yatak düşmektedir.
Şehrin otel ve lokantaları boldur. Afyon yemekleri meşhurdur.
Yetişen Meşhurlar
Karahisari:
Karahisari ismi ile anılan büyük hattat Ahmed Şemseddin Efendi (1468-1556)’nin,
Süleymaniye ve Selimiye camilerini süsleyen yazıları vardır.
Dil bilgini Ahteri Muslihuddin Mustafa (Ahteri-i Karahisari,
vefatı 1561) 40 bin kelimelik, Arapça- Türkçe lügatı olan Ahter-i Kebir’i
hazırlamıştır.
Mevlevi şairi Divani Mehmed Çelebi ve babası Abapuşi Veli
Afyon-Mevlevi Camiinde gömülüdür.
Afyon, asırlardır ilim ve kültür merkezi olmuş, bir çok ilim
ve sanat adamı yetiştirmiştir.
İlçeleri
Afyon'un biri merkez olmak üzere on sekiz ilçesi vardır.
Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 144.276 olup, 95.643'ü ilçe
merkezinde 48.633'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 39 köyü vardır.
İlçe toprakları orta yükseklikte bir plato görünümündedir. Akarçay vadisinde
geniş düzlükler vardır. Ekonomisi tarım ve sanayiye dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, arpa, şekerpancarı, haşhaş, baklagillerdir. Hayvancılık önemli
gelir kaynağıdır. Şeker Fabrikası, Çimento Fabrikası, TCDDY Beton Travers
Fabrikası, Yarıaçık Cezaevi, İplik Fabrikası, TSEK Peynir ve Tereyağ Fabrikası
başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi Hıdırlık Tepesi ile kalenin bulunduğu tepe
arasında kurulmuştur. Daha sonraları batısında yer alan düzlüğe doğru
genişlemiştir. İlçe merkezi İzmir-Konya, İzmir-Ankara, İstanbul-Antalya
karayollarının kesiştiği noktadadır. Aynı zamanda Kütahya-Konya ve İzmir-Konya
demiryolları da ilçe merkezinde kesişir. İlçe belediyesi 1867'de kurulmuştur.
Başmakçı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 13.021 olup, 6574'ü ilçe
merkezinde, 6447'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 13 köyü vardır.
İlçe toprakları genelde düzdür. Kuzeydoğusunda Söğüt dağları yer alır. Dazkırı
Ovasının ve Acı gölün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır. Ekonomisi tarıma
dayalıdır. Gül yetiştiriciliği gelişmiş olup, 1989'da 550 ton gülçiçeğinden,
168 kg gül yağı elde edilmiştir. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, haşhaş ve
şekerpancarıdır. Tavukculuk ekonomik açıdan önemli gelir kaynaklarındandır.
Türkiye yumurta ihtiyacının yaklaşık % 10'unu Başmakçı karşılamaktadır.
İlçe merkezi Söğüt dağları ile Acıgöl arasında düz bir alanda
kurulmuştur. Dazkırı ilçesine bağlı bir bucak iken, 19.6.1987'de 3392 sayılı
kanunla ilçe haline getirildi. İl merkezine 130 km mesafededir.
Bayat: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 9080 olup, 4450'si ilçe
merkezinde, 4630'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 13 köyü vardır.
İlçe toprakları orta yükseklikte platolardan meydana gelir. Akarsu vadilerinde
geniş düzlükler vardır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri
arpa, üzüm, buğday, şekerpancarı ve patatestir. Hayvancılık ikinci derecede
geçim kaynağıdır. İlçe merkezi Ankara-Afyon karayolu üzerinde kurulmuştur. İl
merkezine uzaklığı 45 kilometredir. Emirdağ ilçesine bağlı bir bucak iken 19
Haziran 1987 tarih ve 3392 sayılı kanunla ilçe haline getirildi.
Bolvadin: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 66.438 olup, 44.969'u ilçe
merkezinde, 21.469'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 13 köyü vardır.
Yüzölçümü 1.108 km2 olup, nüfus yoğunluğu 60'dır.
İlçe toprakları genelde düzdür. Kuzeybatı-güneydoğu
istikametinde Emirdağları yer alır. Eber gölünün bir kısmı ilçe sınırları
içinde kalır. Bolvadin Ovası çok verimlidir. Akarçay, ilçenin Çay ilçesi ile
tabii sınırını teşkil eder.
Ekonomisi tarım ve buna bağlı sanayiye dayalıdır. Başlıca
tarım ürünleri şekerpancarı, haşhaş, buğday, arpa ve elmadır. Alkoloid
fabrikası, un, tuğla ve ayakkabı fabrikaları başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
Hayvancılık ekonomik açıdan önemli olup, koyun ve sığır beslenir.
İlçe merkezi ovanın kuzey ucunda Emirdağ-Çay karayolu
üzerinde kurulmuştur. Bolvadin tarihi çok eski devirlere dayanır. İl merkezine
65 km mesafededir. İlçe belediyesi 1881'de kurulmuştur.
Çay: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 43.582 olup, 14.147'si ilçe
merkezinde, 29.435'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 22 köyü vardır.
Yüzölçümü 794 km2 olup, nüfus yoğunluğu 55'tir
İlçe toprakları dağlar ve platolardan meydana gelir.
Güneydoğusunda Sultan dağları, güneybatısında Karakuş dağları yer alır. Eber
Gölünün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır. Akarçay en önemli akarsuyudur.
Topraklarının kuzeyi Afyon Ovasında kalır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday,
arpa, şekerpancarı ve haşhaşdır. Dağlık kesimlerde küçükbaş hayvan besiciliği
önemli gelir kaynağıdır. Seka Selüloz Malt Fabrikası, un ve tuğla fabrikaları
başlıca sanayi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi, Topraktepe'nin kuzey eteklerinde kurulmuştur.
Afyonkarahisar-Konya demir ve karayolu ilçenin kuzey kıyısından geçer. İl
merkezine 48 km mesafededir. İlçe belediyesi 1902'de kurulmuştur.
Çobanlar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 24.972 olup, 6675'i ilçe
merkezinde, 18.297'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 10 köyü
vardır. İlçe toprakları genelde düz olup, Afyon Ovasında yer alır. Topraklarını
Akarçay sular. Seyidler Baraj Gölünün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday,
arpa, haşhaş, şekerpancarıdır. Küçük çapta hayvancılık yapılır. İlçe merkezi
Afyon-Konya demiryolunun kuzeyinde Akarçay vadisinde kurulmuştur. İl merkezine
22 km mesafededir. Merkez ilçeye bağlı bucak iken 9 Mayıs 1990'da 3644 sayılı
kanunla ilçe oldu.
Dazkırı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 16.258 olup, 6677'si ilçe
merkezinde, 9581'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 16 köyü vardır.
İlçe toprakları Batı Toroslar'ın kuzeydoğu uzantıları ile engebelenmiş olup,
batısında Beşparmak Dağları yer alır. Acıgöl'ün bir bölümü ilçe sınırları
içinde kalır. Beşparmak Dağları ile Söğüt Dağları arasında Dazkırı Ovası yer
alır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday,
arpa, şekerpancarı ve haşhaştır. Hayvancılık ekonomik açıdan önemli gelir
kaynağıdır. En çok koyun, keçi ve sığır beslenir. Ev tezgahlarında halı ve
kilim dokumacılığı yaygındır. İlçe topraklarında tuz, sülfat ve linyit
yatakları vardır.
İlçe merkezi Denizli-Afyon kara ve demiryolu üzerinde
kurulmuştur. Gelişmemiş küçük bir yerleşim merkezidir. 1959'da ilçe olmuştur.
İl merkezine 237 km mesafededir. İlçe belediyesi 1958'de kurulmuştur.
Dinar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 90.952 olup, 34.990'ı ilçe
merkezinde, 55.962'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 35, Dombayova
bucağına bağlı 13, Haydarlı bucağına bağlı 15 köyü vardır. Yüzölçümü 1286 km2
olup, nüfus yoğunluğu 71'dir.
İlçe topraklarının doğusu dağlık, batısı ise genelde
düzlüktür. Kuzeydoğusunda Kumalar dağı, batısında Karakuş dağları yer alır.
Dağlardan kaynaklanan suları Kufi çayı toplar Dinar ovası bu çaya karışan
Suçıkan deresinin taşıdığı alüvyonlu topraklardan meydana gelmiştir.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Ovada yetiştirilen başlıca tarım
ürünleri şekerpancarı, buğday, arpa, haşhaş ve baklagillerdir. Dağlık
bölgelerde hayvancılık yapılır. Mermer işleme, un ve tuz üretimi, tarım
aletleri ve mobilya atölyeleri başlıca küçük sanayi kuruluşlarıdır.
İlçe merkezi Afyon-Denizli karayolu üzerindedir. Eski bir
yerleşim merkezi olan Dinar, Frigyalılara başkentlik yapmıştır. Daha sonraki
asırlarda da ticari ve dini bir merkez olmuştur. Nahiye iken Cumhuriyetten
sonra ilçe merkezi haline getirildi. İl merkezine 93 km mesafededir. Nüfus
bakımından merkez ilçeden sonra Afyon'un en büyük ilçesidir. İlçe belediyesi
1908'de kurulmuştur.
Emirdağ: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 55.543 olup, 21.144'ü ilçe
merkezinde, 34.399'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 37, Davulga
bucağına bağlı 19, Ümraniye bucağına bağlı 16 köyü vardır.
İlçe toprakları dağlar ve platolardan meydana gelir. Güney ve
güneydoğusunda Emirdağ, kuzey ve doğusunda platolar yer alır. Dağlardan
kaynaklanan suları Sakarya nehrine katılan küçük akarsular toplar. Düzlükler bu
akarsu vadilerinin genişlediği yerlerde yer alır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri arpa,
üzüm, buğday, şekerpancarı ve patates olup, ayrıca az miktarda nohut, fasülye,
soğan, elma, vişne ve haşhaş yetiştirilir. Yüksek kesimlerde hayvancılık
başlıca gelir kaynağıdır. En çok koyun ve sığır beslenir.
İlçe merkezi Emirdağ eteklerinde bir akarsu vadisinde kurulmuştur.
Eskişehir-Konya karayolu ilçe merkezinden geçer. İl merkezine 83 km
mesafededir. Eski ismi Aziziye olup, 1932'de Emirdağ olarak değiştirilmiştir.
İlçe belediyesi 1887'de kurulmuştur.
Evciler: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 10.375 olup, 5576'sı ilçe
merkezinde, 4799'u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 7 köyü vardır.
Toprakları genelde düz olup, Dinar Ovası ile Çivril Ovalarının birleştiği
noktada yer alır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri
şekerpancarı, buğday, arpa, haşhaştır. Hayvancılık ekonomik açıdan önemlidir.
Küçükbaş hayvan ve sığır beslenir. İlçe merkezi ovanın orta kısmında
kurulmuştur. Afyon-Denizli kara ve demiryolu ilçe topraklarından geçer.
Afyon-Denizli karayolundan ayrılan bir yolla ulaşımı sağlanır. Dazkırı ilçesine
bağlı bir bucak iken 1990'da ilçe haline getirildi.
Hocalar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 17.216 olup, 2730'u ilçe
merkezinde, 14.486'sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 20 köyü
vardır. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Batısında Catma Dağı, kuzeyinde Ahır
dağı yer alır. Bu dağların arasında Sandıklı ovasının uzantıları olan düzlükler
yer alır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri şekerpancarı, haşhaş, vişne, buğday ve patatestir. Dağlık bölgelerde
küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. İlçe merkezi ovanın kuzey ucunda dağların
eteklerinde kurulmuştur. Banaz ile Sandıklı İlçelerini bağlayan karayolu
üzerindedir. Sandıklı ilçesine bağlı bucak iken, 1990'da ilçe merkezi haline
getirildi.
İhsaniye: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 30.034 olup, 2253'ü ilçe
merkezinde, 27.781'i köylerde yaşamaktadır. Merkez ilçeye bağlı 35 köyü vardır.
Yüzölçümü 909 km2 olup, nüfus yoğunluğu 33'tür. İlçe toprakları alçak dağlarla
çevrili bir platodan meydana gelir.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, arpa, patates, şekerpancarı ve ayçiçeği olup, ayrıca az
miktarda vişne, elma, baklagil, haşhaş ve üzüm yetiştirilir. Hayvancılık önemli
geçim kaynağı olup, koyun ve sığır beslenir. İlçe topraklarında mermer
yatakları vardır.
İlçe merkezi Kütahya-Afyon demiryolu kıyısında kurulmuştur.
Gelişmemiş, köy görünümünde bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 36 km
mesafededir. İlçe belediyesi 1959'da kurulmuştur.
İscehisar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 22.143 olup, 10.071'i ilçe
merkezinde, 12.072'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 14 köyü
vardır. İlçe toprakları genelde düz olup, Afyon Ovasında yer alır. Kuzeyini
Emir Dağlarının uzantıları engebelendirir. Seyitler barajının bir bölümü ilçe
sınırları içinde kalır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri
şekerpancarı, haşhaş, buğday, arpa ve baklagillerdir. Hayvancılık ekonomik
açıdan önemli gelir kaynağıdır. Yüksek kesimlerde küçükbaş hayvan besiciliği
yaygındır. İlçe merkezi Afyon-Ankara karayolu üzerindedir. İl merkezine 24 km
mesafededir.
Kızılören: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 14.696 olup, 3876'sı ilçe
merkezinde, 10.820'si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 10 köyü
vardır. İlçe toprakları genelde düzdür. Batısında Akdağ olan ilçe toprakları,
Sandıklı Ovasının güneyinde yer alır.
Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım
ürünleri buğday, nohut, haşhaş, şekerpancarı, vişne ve patatestir. Yüksek
kesimlerde küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. İlçe merkezi Akdağ eteklerinde
kurulmuştur. Afyon-Antalya karayolu ve Afyon-Isparta demiryolu ilçe merkezinin
doğusundan geçer. Sandıklı ilçesine bağlı bir köy iken, 1990'da ilçe haline
getirildi.
Sandıklı: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 57.250 olup, 22.359'u ilçe
merkezinde, 34.891'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 33, Karadirek
bucağına bağlı 11 köyü vardır.
İlçe toprakları orta yükseklikte düzlüklerden meydana gelir.
Bu düzlük dağlarla kuşatılmış olup, kuzeyinde Ahır Dağı, doğusunda Kumalar
Dağı, güneybatısında Akdağ, batısında ise Catma Dağı yer alır. Sandıklı
Ovasının denizden yüksekliği 1000 metredir. İlçe topraklarını Hamam Çayı sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri
şekerpancarı, buğday, nohut, haşhaş, elma, vişne, patatestir. Hayvancılık
önemli gelir kaynağıdır. İlçe merkezi Sandıklı Ovasında Afyon-Antalya karayolu
üzerinde kurulmuştur. Afyon-Isparta demiryolu ilçe merkezinden geçer. İl
merkezine 62 km mesafededir. İlçe belediyesi 1869'da kurulmuştur.
Sinanpaşa (Sincanlı): 1990 sayımına göre toplam nüfusu 52.206 olup, 5503'ü ilçe
merkezinde 46.703'ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 35 köyü vardır.
Yüzölçümü 859 km2 olup, nüfus yoğunluğu 61'dir. İlçe toprakları genelde
dağlıktır. Kuzeyinde İlbulak Dağı, güneyinde Ahır Dağı yer alır. İlçe
topraklarının ortasında yer alan düzlük Sincanlı Ovası olarak adlandırılır. Bu
ovayı Aksu Çayı sular.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri
şekerpancarı, buğday, arpa, patates, elma, vişne baklagiller ve soğandır.
Hayvancılık önemli gelir kaynakları arasındadır. İlçe topraklarında linyit
yatakları vardır. İlçe merkezi Sincanlı Ovasında kurulmuştur. İl merkezine 32
km mesafededir. Merkez ilçeye bağlı bir bucak iken, 1953'te ilçe oldu. İlçe
merkezi gelişmemiş küçük bir yerleşim merkezidir. İlçe belediyesi 1948'de
kurulmuştur.
Sultandağ: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 22.921 olup, 5590'ı ilçe
merkezinde, 17.331'i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 13 köyü vardır.
Yüzölçümü 709 km2 olup, nüfus yoğunluğu 32'dir.
İl toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyinde Emirdağları,
güneybatı kesiminde Sultan Dağları yer alır. Akşehir Gölü ve Eber Gölünün bir
bölümü ilçe sınırları içinde kalır. Dağlardan kaynaklanan sular, bu göllere
dökülür. Dağlar arasında geniş düzlükler vardır.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday,
arpa, elma, patates, şekerpancarı, vişne, haşhaş, ayrıca az miktarda soğan,
baklagiller ve üzümdür. Hayvancılık ekonomik açıdan başlıca gelir kaynakları
arasında yer alır.
İlçe merkezi Afyon-Konya karayolu üzerinde, Sultan dağının
eteklerinde kurulmuştur. Eski ismi İshaklı'dır. Gelişmemiş küçük bir yerleşim
merkezidir. İl merkezine 68 km mesafededir. Bolvadin kazasına bağlı bucak iken,
1958'de ilçe oldu ve belediyesi aynı yıl kuruldu.
Şuhut: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 48.260 olup, 12.982'si ilçe
merkezinde, 35.278'i' köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 37 köyü
vardır. Yüzölçümü 1182 km2 olup, nüfus yoğunluğu 41'dir.
İlçe toprakları genelde düzdür. Batısında Kumalar Dağı,
ortasında Şuhut Ovası yer alır. İlçe topraklarını Kali Çayı sular. Kali Çayı
üzerinde kurulan Selevir Barajı'nın arkasında suni bir göl meydana gelmiştir.
Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri,
şekerpancarı, buğday, patates, arpa, nohut ve haşhaş olup, ayrıca az miktarda elma,
vişne, soğan, mısır, üzüm ve fasülye yetiştirilir. Hayvancılık ekonomik açıdan
önemli gelir kaynaklarındandır.
İlçe merkezi Kali Çayı vadisinde kurulmuştur. İl merkezine 26
km mesafededir. Gelişmemiş bir yerleşim merkezidir. 1946'da ilçe oldu ve aynı sene
belediyesi kuruldu.
Tarihi Eserler ve Turistik Yerleri
Afyon, beş bin senelik bir yerleşim merkezidir. Tarihi
eserler bakımından çok zengindir. Hitit ve Frigyalılara ait tarihi kalıntılar,
Selçuklu ve Osmanlı devrine ait zengin eserler vardır. Kaplıcaları dolayısıyla
turizm bakımında da hareketlidir. Tarihi ve turistik eserlerinden bazıları
şunlardır :
Afyon Kalesi:
Afyon Kalesini Etiler yapmış ve Frigyalılar tamir ettirmişlerdir. Kale savunma
bakımından olduğu gibi manzarası ve heybeti bakımından da göze çarpıcıdır. Kale
226 m yükseklikte dik, sivri ve kayalık, çıkılması zor bir tepe üzerindedir.
Kartal yuvasını andıran bu kalenin kara ile irtibatı çok azdır. Kaleye
kayaların oyulması ile yapılmış bir basamak ile çıkılır. Çıkarken, Etiler ve
Frigyalılara ait eserlere rastlanır.
Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdır. Kalenin en
tepesinde “Kız Kalesi” vardır. Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat burada cami,
ambar, cephanelik ve su sarnıcı yaptırmıştır. Selçuklu Devlet Hazinesi bu
kalede saklanırdı.
Kale M.Ö. 1350 senesinde Hitit Kralı Mursil-II tarafından
Arzava Savaşı sırasında yaptırılmıştır. Başta Selçuklular ve Osmanlılar
zamanında olmak üzere bir çok defa tamir ettirilmiş ve ilaveler yapılmıştır.
Kaleye asırlar boyunca çeşitli isimler verilmiştir. Akreonos, Karahisar
isimleri bunlardan en çok duyulanlarıdır. Bugünkü ismi Afyonkarahisar
Kalesidir. Kalede en mühim tamirat ve ilaveleri Alaeddin Keykubat’ın emri ile
lalası Bedreddin Gühertaş yaptırmıştır (1325).
Osmanlı devrinde Sultan İkinci Selim Han emriyle 1553’te
Mahmud Bey yeniden tamir ettirmiştir. Bugün Kız Kalesi ve sarnıç dışındaki
önemli yerleri yıkıktır. Kaleye güneyindeki sarp patika ile çıkılır.
Demir Kale:
İhsaniye’ye 8 km uzaklıktaki Demirli köyünün kuzeyinde bulunur. Frigyalılar
zamanında dağların içten ve dıştan kesilmesiyle yapılan güney duvarları bir
depremde yıkılmıştır.
Gezler Kalesi:
Sincanlı’ya 13 km uzaklıkta Gezler köyündedir. Günümüzde yıkık bir durumdadır.
Sandıklı Kalesi:
Sandıklı yakınlarında 1325’de Germiyanoğlu Birinci Yakub Bey tarafından
yaptırılmış olup, günümüzde kaleden bir duvar kalmıştır.
Toprakkale:
Şuhut’a 6 km uzaklıktaki Senir köyü yakınlarındadır. 2000 metre yükseklikte bir
tepenin üzerindedir. Günümüze yıkıntıları kalmıştır.
Ulu Cami: Selçuklu devrinin
şehirdeki en önemli eseridir. Selçuklu valisi Sahib Ata Fahreddin Ali’nin oğlu
Nusreddin Hasan Bey tarafından 1273 tarihinde yapılmıştır. Mimarı Emirhac
Beydir. Caminin içindeki nakışlar Nakkaş Mahmud oğlu Hacı Murad’a aittir. Sonra
yapılan tamiratta ilk şekil muhafaza edilmiştir.
Ulu Cami (Cami-i Kebir), tavanı düz ve 40 ağaç direklidir.
Ağaçtan yapılmış minber ve mihrabı Selçuk stilindeki işlemelerle süslüdür.
Ahşap camiler içerisinde en önemlisidir, damı topraktır.
Kuyulu Camii ve Minaresi:
Selçuklu devrinin güzel eserlerinden biri olan bu caminin minaresi mineli tuğla
ile yapılmıştır.
Ak Mescid: 1397’de
Ketencioğlu Hacı Hamza tarafından yaptırılmış olup kesme taştandır. Tek
şerefeli minaresi tuğladandır.
Arasta Mescidi:
1355’te Hacı İsmail bin Mehmed tarafından yaptırılmış olup, dükkanlarla çevrili
olduğundan, Arasta Mescidi diye meşhur olmuştur. Kare biçimindedir. Minaresi
kısa ve tek şerefelidir. Caminin kubbesi dört duvar üstüne oturtulmuştur.
İmaret Camii:
Çarşı içinde, sadrazam Gedik Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1795’te
tamir görmüştür. Ters T biçiminde ve kesme taştandır.
Kabe Mescidi:
Çavuşpaşa mahallesinde olan cami, 1397’de Hacı Mehmed bin Yusuf tarafından
yaptırılmıştır. Kabe ölçülerinde yapıldığı için bu adla anılır. Duvarları
bazalt taşındandır. Mihrabdaki alçı kabartmalar ilgi çekicidir.
Kubbeli Mescid:
1330’da Germiyanoğulları zamanında Hacı Ali bin İdris tarafından
yaptırılmıştır. Kapısı ve Arapça kitabesi önemlidir. Kesme taştan kare
biçiminde yapılmıştır.
Mısri Camii:
1483’te Sakkancıoğlu Evliya Kasım Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kesme ve
moloz taştandır. İki büyük kubbeyle örtülüdür. Mihrabında mavinin çeşitli
tonlarında çiniler vardır. Minberi mermerdendir. Caminin yanında Akşemseddin’in
halifesi Abdürrahim Karahisari’nin türbesi vardır.
Ot Pazarı Camii:
1590’da Tellalzade Süleyman Çavuş yaptırmıştır. Yıkılan minaresi 1958’de
yeniden yapılmıştır. Kesme taştan ve kare biçimindedir. Minaresi tek
şerefelidir. Mihrabı sonradan yapılmış ve beyaz mermerle kaplıdır
Mevlevi (Türbe) Camii:
710 senesinde İslam akınları sırasında yapılmıştır. 1844’te Sultan Abdülmecid
Han ve 1905’te Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından tamir ettirilmiştir.
İçinde Mevlevi şeyhlerine ait türbler vardır.
Yeni Camii:
1711’de Hacı Abdi Çavuş tarafından yaptırılmıştır. 1839’da Süleyman Şerif Paşa
tarafından onarılması üzerine, Yeni Cami adını almıştır. Kesme taştan, kare
biçimli ve tek kubbelidir. Şerefeli minaresi tuğladandır.
Yukarı Pazar Mescidi:
Yukarı Pazar Mahallesinde 1264’de Karamanoğlu Yusuf Bey tarafından yaptırılmıştır.
1465’de Turgut bin İsmail tamir ettirmiştir.
Sultandağ Çarşı Camii:
1458’de yaptırılmıştır. Sonradan yıkılan cami, 1914’de aynı temeller üzerine
yeniden inşa edilmiştir. Tek şerefeli minaresi tuğladandır.
Şuhut Kubbeli Mescidi:
1374’te Hamidoğulları’ndan Hızıroğlu Emir İbrahim tarafından yaptırılmıştır.
1863’teki depremde yıkılmış ise de 1864’te yeniden yapılmıştır.
Bolvadin Rüstem Paşa Camii:
Sadrazam Rüstem Paşa tarafından, Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Sultan
Abdülmecid Han zamanında tamir görmüştür. Üzeri sekiz pencereli bir kubbeyle
örtülü olup, kalem işi süslerle bezenmiştir.
Sincanlı Sinan Paşa Camii: 1525’te
Lala Sinan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Minaresi tek şerefelidir. İki büyük
kubbesi vardır. Bahçesinin kuzeyinde Lala Sinan Paşanın türbesi vardır.
Sandıklı Ulu Cami:
1378’de Aydemir bin Abdullah el-Necip tarafından yaptırılmıştır. 1526’da
Abdullah bin Mustafa tamir ettirmiştir. Kale biçiminde olup, kalın duvarları
moloz taşlarla örülmüştür. Minaresi tek şerefelidir.
Şuhut Ulu Cami:
1415’te Hamza Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1862’de tamir görmüştür.
Duvarları kesme taştandır. İçinde 4 sıra 16 mermer sütun bulunmaktadır.
Gedik Ahmet Paşa Külliyesi:
Cami, medrese ve hamamdan meydana gelen külliye 1472’de yapılmıştır. Beş
kemerli bir revakla başlayan mihverde çift kubbeli, mihrab kubbesinin duvarları
iki yan eyvanla genişletilmiş bir yapıdır. Patlıcan moru çinilerle süslenmiş
burma minaresi, Türk mimarisinin şahane bir eseridir.
Döğer Kervansaray:
İhsaniye ilçesi yakınında olup, eski Halep yolu üzerindedir. Sultan İkinci
Murad Han devrinde yapılmıştır. İki bölümlü ve iki katlıdır. Osmanlı devrinin
ilk mimari izlerini taşır.
Egret Hanı:
Afyon-Kütahya yolu üzerindedir. 1278’de yapılmış olmasına rağmen, Selçuklu
kervansaraylarına benzememektedir. Son yıllarda tamir edilmiştir.
Sahib Ata Kervansarayı:
Sultandağ ilçesinde Çarşı Camii yanındadır. 1249’da Selçuklu Emiri Sahip Ata
Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır. İshaklı Kervansarayı olarak da anılır.
Bahçesinde iki katlı köşk mescidi bulunmaktadır. Kervansaray beşik tonozlarla
örülmüştür.
Taşhan: Çay ilçesindedir.
Ebü’l-Mücahid Yusuf Han tarafından yaptırıldığından, bu isimle de anılır. Kare
biçiminde olan han, 1278’de inşa edilmiştir.
Çifte Hamam:
Sultandağ ilçesinde, Sahib Ata Kervansarayının yanındadır. Kadın ve erkek
hamamları yan yana olduğu için bu isimle anılmıştır. Günümüzde yıkık
durumdadır.
Kasımpaşa Hamamı:
Mısri Camiinin bir vakfı olarak 1475’te Tuti Mezakoğlu Kasım Paşa tarafından
yaptırılmıştır. 1967’de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tamir
ettirilmiştir.
Altınöz Köprüsü