BÜYÜK ÂLİMLER (Silsile-i aliyye)[1]
Nebî, Sıddîk ve Selmân, Kâsım,
Ca’fer, Bistâmî,
Ebû Alî Fârmedî geldi sonra bu
meydâna,
Abdülhâlık Goncdüvânî, ma’rifetler
semâsında,
Mâverâ-ün-nehr ili, Tûr-i Sînâ gibi
oldu,
Alî Râmîtenîdir Azîzân ve pîr-i
Nessâc,
Seyyid Emîr Gilâl de, ilm
deryâsında sadef,
Alâ’üddîn-i Attâr, zemânının kutbu
idi,
Ubeydüllah-i Ahrâr ve kâdî Muhammed
Zâhid, --------------------------------- [1] 1- Bu şi’rin bir sûreti (Se’âdet-i Ebediyye) kitâbının 969.cu sahîfesinde mevcûddur. 2- Her ism hakkında geniş bilgi, (Se’âdet-i Ebediyye) sahîfe 1059 da başlıyan yazıda mevcûddur. -410-
Bütün bunlardan
gelen, nûrlara kendi de katıp,
Urvet-ül-vüskâ
Ma’sûm ve Seyfeddînle seyyid Nûr,
Feyz verdiler
bunlar da, sonra bu nûru Abdüllah,
Hem seyyid-i Sâlih
de, kardeşin yerini tutup,
Bu üç Velînin
sohbetlerinde yükselip,
Bu otuzdört Velînin
kalbleri, bir ayna gibi,
Bütün bu nûrlar en
son, toplandı bir hazînede,
Gelince kalblere
müceddid-i elfin feyzi,
Bu hâli görünce
mason ile yehûdî,
Bu hücûmları,
islâmı yok etmek içindi,
Hem bu sûre, islâma
müşrikler saldıracak diyor,
Meşhûr yalanları
ile aldatıp câhilleri,
Hücûmlardan
korunur, (Âyet-el kürsî) okuyan,
Resûlullah buyurdu
ki, (Âhıretde
azâb görmez, dünyâ işlerinde, bana tâbi’ olan).
Birhocamız,mason
olmuş, dîne çatdı hiç durmadan,
Güler yüzle, tatlı
dille, bol numara vermekle,
Îmânım
var diyor, her bozuk inanan,
Çok şükr islâm
âlimi gördüm, sözleri ilm ve irfân, --------------------------------- [1] İstigfâr düâsı, (Estagfirullah)dır. Ma’nâsı, (Beni afv et Allahım)dır. Urvet-ül vüskâ Ma’sûm-ı Müceddidî, her nemâzdan sonra, yetmiş kerre okurdu ve yüzkırkbin talebesine okumasını emr ederdi. -411-
Dînimi ondan öğrendim,
rûhu olsun şâdümân!
Dinleri bozuk ise
de, diyorlar vardır Nîrân!
İyi insan olmak
için, Muhammed aleyhisselâma inan,
Târîhi dikkat ile
oku, ey körpecik Nev-civân!
Aman yâ Rabbî,
el-aman! Garîb oldu âhır zemân!
Pârisde, Profesör
olunca, Resûlullaha çatan,
(Fâideli
Bilgiler) kitâbı, sözlerini yazıyor,
Seyyid Kutb denilen ahmak da,
kendini müctehid sanıyor,
Ömür geçer, herşey
biter, kâfirlerin gideceği mekân.
Hak teâlâ, bu vatanı
pek kıymetlendirdi,
Bu topraklardan
gelen, ecdâdımızın
seslerini duyan,
Yâ Rabbî! Bu vatanı
koruyan kumandanlara yardım et,
Mü’minlere hizmet,
çok büyük ni’metdir,
Müslimânın
kabri, Cennet bağçesi olur,
Vandan gelen bir
Velî İstanbulda, senelerce,
Ankaranın
toprağı, binüçyüzaltmışikide,
Düâ edeceğin
zemân, Silsileyi oku hemân!
Selâm olsun, düâ
olsun, bu yazardan dâimâ, Sonra, bir Fâtiha ile istigfâr düâsı okuyup, sevâbını Muhammed aleyhisselâmın mubârek rûhuna ve Enbiyânın ve Evliyânın ve Silsile-i aliyyenin ve Âbâ ve Ecdâdının ervâhına hediyye ve nûrlu kalblerine ilticâ etmelidir. İstigfâr düâsı: (Estagfirullah’el-azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüv el hayyel kayyûme ve etûbü ileyh)dir. 1960 Erzincan -412- |