Sevgili oğlum! Dünyânın görünüşü tatlıdır,
lezzetlidir. Hâlbuki, hakîkatde zehrdir. Kıymetsizdir. Onun tuzağına
düşen, hiç kurtulamaz. Bu zehr ile ölen, leş olur. Buna gönül vermek
delilikdir. Yaldızlanmış necâset, şeker kaplanmış zehr gibidir. Aklı
olan, böyle sahte, yalancı güzelliğe aldanmaz. Bozuk, zararlı zevklere
gönül bağlamaz. Bu kısa hayâtında, sâhibinin rızâsını kazanmağa çalışır.Âhıretde
işe yarayacak şeyleri kazanır. Kulluk vazîfelerini yapar. Allahü
teâlânın emrlerine sarılır. Harâm, yasak etdiği şeylerden sakınır. Böyle
yapmayıp, zararlı şeyler peşinde koşanlara yazıklar olsun!
Hakîkî dostu üzmekden korkuyorum,
Bu korkudan, gece gündüz yanıyorum!
[Dünyâ, Allahü teâlânın sevmediği, harâm etdiği,
zararlı şeyler demekdir. Harâmlardan sakınan, dünyâya aldanmamış olur.
Allahü teâlâ, dünyâda hiçbir zevki, hiçbir lezzeti yasak etmedi.
Bunları, azgın, taşkın, zararlı olarak kullanmağı harâm etdi.
Gösterdiği, fâideli, edebli şeklde kullanılmasını emr etdi.]