Geri

   

 

 

İleri

 

8. İlk Sözleşme

İslâm’da ilk sözleşme: 13  Muharrem 2,  Medine.

Bu yazı Abdullah oğlu Muhammed’in bütün hristiyanlara verdiği sözü bildirmek için yazılmıştır. Şöyle ki, Cenâb-ı Hak, kendisini rahmet olarak gönderdiğini müjdelemiş, insanları Allahü teâlâ’nın azâbı ile korkutmuş, insanlar üzerindeki emâneti muhâfaza edici yapmıştır. İşte bu Muhammed, bu yazıyı, müslüman olmayan bütün kimselere verdiği ahdi, sözü tevsîk için kaleme aldırdı. Her kim ki, bu ahdin aksine hareket ederse, ister sultan, ister başkası olsun, Cenâb-ı Hakk’a karşı isyan, onun dini ile istihza etmiş sayılır ve Cenâb-ı Hakk’ın lânetine lâyık olur.

Eğer hristiyân bir râhip (papaz) veya bir seyyah (turist) bir dağda, bir derede veya çöllük bir yerde veya bir yeşillikte veya alçak yerlerde veya kum içinde ibâdet için perhiz yapıyorsa, kendim, dostlarım, arkadaşlarım ve bütün milletimle beraber, onlardan her türlü teklifleri kaldırdım. Onlar, benim himayem (korumam) altındadır. Ben onları, başka hristiyanlarla yaptığımız ahidler mûcibince, ödemeye borçlu oldukları bütün vergilerden affettim. Cizye, haraç vermesinler veya kalpleri râzı olduğu kadar versinler.

Onlara cebir etmeyin, zor kullanmayın. Onların dinî reislerini makamlarından indirmeyin. Onları, ibâdet ettikleri yerden çıkartmayın. Bunlardan seyahat edenlere mani olmayın. Bunların manastırlarının (kiliselerinin) hiçbir tarafını yıkmayın. Bunların kiliselerinden mal alınıp, müslüman mescidleri için kullanılmasın.

Her kim buna riâyet etmezse, Allah’ın ve Resûlünün kelâmını dinlememiş ve günaha girmiş olur. Ticaret yapmayan ve ancak ibâdet ile meşgul olan kimselerden, her nerede olurlarsa olsunlar, cizye ve garâmet/ cezâ gibi vergileri almayın. Denizde ve karada, doğuda ve batıda, onların borçlarını ben saklarım. Onlar benim himâyem altındadır. Ben onlara (emân) [izn] verdim.

Dağlarda yaşayıp ibâdet ile meşgul olanların ekinlerinden haraç almayın. Ekinlerinden Beyt-ül-mâl (Devlet Hazinesi) için hisse çıkartmayın. Çünkü, bunların ziraati, sırf nafakalarını te'min etmek için yapılmakta olup, kâr için değildir. Cihâd için adam lâzım olursa, onlara baş vurmayın. Cizye (gelir vergisi) almak gerekirse, ne kadar zengin olurlarsa olsunlar, ne kadar malları ve mülkleri bulunursa bulunsun, yılda oniki dirhemden (kırk gram gümüşten) daha fazla vergi almayın. Onlara zahmet, meşakkat teklîf olunmaz. Kendileriyle bir müzâkere yapmak icap ederse, ancak merhamet, iyilik ve şefkat ile hareket edilecektir. Onları daima merhamet ve şefkat kanatları altında himaye ediniz!

Nerede olursa olsun, bir müslüman erkekle evli olan hristiyan kadınlara, fena muamele etmeyiniz! Onların kendi kiliselerine gidip, kendi dinlerine göre ibâdet etmelerine mani olmayınız! Her kim ki, Allahü teâlâ’nın bu emrine itaat etmez ve bunun zıddına hareket ederse, Cenâb-ı Hakk’ın ve Peygamberinin emirlerine isyan etmiş sayılacaktır.

Bunlara kilise tâmirlerinde yardımcı olunacaktır. Bu ahidnâme (sözleşme) kıyamet gününe kadar devam edecek, dünya sonuna kadar değişmeden kalacak ve hiç bir kimse, bunun aksine bir harekette bulunmayacaktır.

KAYNAK: Cevap Veremedi, Hakikat Kitabevi Yayınları.

***********