Geri

   

 

 

İleri

 

90 DOKSANINCI MEKTÛB

Bu mektûb, hâce Kâsıma yazılmışdır. Bütün varlığımızla Allahü teâlâya dönmek lâzım olduğu ve bu ni’mete kavuşmak için, Ebû Bekr-i Sıddîkın yoluna sarılmak îcâb etdiği bildirilmekdedir:

Hak teâlâ, bu alçak dünyâyı gözünüze aşağı ve değersiz göstersin. Kalb aynanızı, âhıretin güzel cemâli ile süslesin! Bu düâmızı, mi’râc gecesi, kendisinden gözü hiç ayrılmayan, tertemiz Peygamberi hurmetine kabûl buyursun “aleyhi ve alâ âlihi minessalevâti efdalühâ ve minetteslîmâti ekmelühâ”! Okşayıcı, kıymetli mektûbunuz ve yüksek değerli hediyyeleriniz gel-

-138-

di. Lutf eylemişsiniz. Allahü teâlâ, hayrlı karşılıklarını ihsân eylesin! Sevenlerimize ve iyi gözle bakanlarımıza nasîhatimiz şudur: Bütün varlığımızla Allahü teâlânın mukaddes zâtına dönmeliyiz! Ondan başka herşeyden yüz çevirmeliyiz! Fârisî mısra’ tercemesi:

İş budur, bundan başkası hiçdir!

Bugün, bu büyük ni’mete kavuşmak için Ebû Bekr-i Sıddîkın yoluna inanmak ve bağlanmak lâzımdır. Bu yolda bulunan büyüklerin “rahmetullahi aleyhim ecma’în” bir sohbeti ile kavuşulan şeyler, sıkı riyâzetlerle ve ağır mücâhedelerle ele geçemez.

[(Riyâzet) nefsin istediklerini yapmamak, harâmlardan, mekrûhlardan sakınmakdır. (Mücâhede), nefse ağır gelen, onun istemediği şeyleri yapmak, farzları, sünnetleri, müstehabları işlemek demekdir].

Bu büyüklerin yolunda, sonda kavuşulan ni’metler, başlangıçda yerleşdirilmişdir. Sona varanların kavuşduklarını, dahâ ilk sohbetde ihsân ederler. Bu büyüklerin yolu, Eshâb-ı kirâmın yoludur. Eshâb-ı kirâm “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, insanların en üstününün, dahâ birinci sohbetinde “aleyhi ve aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” öyle ni’metlere kavuşdular ki, ümmetin Evliyâsı, bunlara en sonda belki kavuşabilir. İşte bu, nihâyetin bidâyete yerleşdirilmesidir. Öyle ise, bu büyükleri cân ile, gönül ile seviniz! Çünki, bütün se’âdetlerin temeli, sebebi bu sevgidir. Allahü teâlâ, size ve doğru yolda gidenlere ve Muhammed Mustafânın izinde bulunanlara selâmet versin “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm!”