18. Fakiri, Zayıfı, Yetimi, Dilenciyi Ve Benzerlerini Azarlamanın Nehyedildiği ve Onlara Yumuşak Söylemenin Tevazu Göstermenin Emredildiği Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur: "Yetimi kovma, dilenciyi de azarlama. "[88] "Allah'ın rızasını dileyerek sabah ve akşam Rablerine duâ edenleri kovma.. O onları (çevrenden) kovduğun takdirde zâlimlerden olursun.)[89] Yine Allahü teâlâ buyurmuştur: "Allah'ın rızasını dileyerek sabah ve akşam Rablerine duâ edenlerle beraber sabırlı ol ve gözlerini onlardan başkasına kaydirma.[90] "Mü’minlere tevazu kanatlarını alçalt (onlara) şefkatli ol"[91] 941- Âiz ibn Amr'dan (radıyallahü anh) rivâyet edilmiştir: “Ebû Süfyan (İslâm'ı kabulden önce) bazı kimselerin bulunduğu bir topluluk içinde Selmân, Süheyb ve Bilâl'ın yanlarına vardı. Onlar dediler ki; Allah'ın kılıçları Allah'ın düşmanının boynundan nasifalerini alamamışlardır. Ebû Bekir (radıyallahü anhu onlara) dedi: Siz bu sözü Kureyş'in şeyhine ve seyyidine (nasıl) söylüyorsunuz? Sonra Ebû Bekir Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'e gelip ona (söylenenleri) bildirdi. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Ey Ebû Bekir! Sen onları (Selmân, Suheyb ve Bilâl'ı gücendirip) kızdırmış olmayasm? Eğer onları kızdırmışsan, Rabbıni kızdırmışsın, buyurdu. Ebû Bekir hemen onların yanına gelip: Ey kardeşlerim, ben sizi kızdırdım? dedi. Onlar: Hayır, dediler.[92] |