3. Nikâh Akdinde Okunacak duâlar Nikâh akdinden önce, bir konuşma yapmak müstehabdir. Bu konuşma önceki bölümde zikrettiklerimizi kapsamalı ve ondan daha uzun olmalıdır. Nikâh akdini yapan da konuşmayı yapabilir, başkası da... Bu konuşmanın hutbenin en faziletlisi, aşağıda zikrettiğimiz hadistir! 717- Abdullah ibn Mes’ûd'dan (radıyallahü anh) yapılan rivâyete göre demiştir ki; Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şu hacet hutbesini (gerekli bir iş için konuşmayı) bize öğretti: "Hamd Allah'a mahsustur. O'ndan yardım isteriz ve Ondan mağfiret dileriz. Nefislerimizin kötülüğünden O'na sığınırız. Allah kime hidâyet ederse onu sapıtan olmaz. Sapıttığı kimseyi de kimse hidâyete erdiremez. Allah'dan başka hiç bir İlâh olmadığına şahidlik ederim ve şahidlik ederim ki, Muhammed O'nun kuludur ve O'nun peygamberidir. Ey insanlar, sizi bir nefisten yaratan Rabbınızdan korkun. O nefisten de eşini yarattı. O çiftlerden de çok erkekler ve kadınlar üretti. Kendisi Adına birbirinizden isteklerde bulunduğunuz ve akrabahk bağlarım kesmekten Allah'dan korkun. Allah üzerinizde gözcü bulunmaktadır. Ey îman edenler! Gerektiği üzere tam bir ihlâsla Allah'dan korkun ve ancak müslümanlar olduğunuz hâlde vefat edin. Ey müminler! Doğru söz söyleyin de Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah'a ve O'nun peygamberine itaat ederse, büyük bir kurtuluşla kurtulmuştur."[4] Âlimlerimiz demiştir: İlk söze başlanan bu hutbe (ve konuşma) ile beraber şöyle demek müstehabdır: Allah'ın emrettiği şekilde (seni) tutmak üzere yahut güzellikle ayırmak şartı ile nikahlıyorum. Bu konuşmanın en az mıkdarı ise: Elhamdü Lillâhi Vessalâtü Alâ Resûtillâhi sallallahü aleyhi ve sellem. Ûsî Bitakvallahi." Hamd Allah'a mahsustur. Allah'ın Peygamberine salât ve selâm olsun. Allah'dan korkmayı tavsiye ediyorum." Bil ki, böyle bir hutbe ile söze başlamak sünnettir. Eğer bu konuşmadan hiç bir şey yapılmamış olsa, âlimlerin ittifakı üzere yine nikâh akdi Sahîh olur. Dâvud el-Zahirî'den rivâyete göre o şöyle demiştir: Böyle bir hutbe yapılmadan nikâh Sahîh olmaz. Ancak yetkili âlimler demişlerdir ki, Dâvud el-Zâhirî'nin muhalefeti benimsenecek bir muhalefet sayılmaz, ve onun muhalefeti ile âlimlerin ittifakı bozulmaz. En iyisini Allah bilir. Şâfiî mezhebinde muhtar olan, koca bir sözle hitabda bulunmaz. Ancak velisi ona: “Falanca kızı sana nikahladım", dediği zaman, bu sözün arkasından, "ben de onu nikâhlamayı kabul ettim" der. İsterse, "onun nikâhını kabul ettim", der. Eğer cevabında: “el-hamdü lillâhi Vessalâtü Alâ Resûlillahi, kabul ettim" derse, nikâh yine Sahîh olur. İcab ve kabul arasında böyle bir söz zarar vermez. Çünkü bu söz, nikâh akdi ile ilgili az bir sözdür. Âlimlerimizden biri şöyle demiştir: Araya giren bu sözle nikâh bâtıl olur. Bir âlim de şöyle demiştir ki, bâtıl oimaz, o sözü söylemek müstehab olur. Doğrusu önce söylediğimizdir, araya söz karıştırılmamalıdır. Bununla beraber söylense de nikâh bâtıl olmaz. En doğrusunu Allah bilir. |