3. Yemek ve İçmek Zamanında Besmele Getirmek 572- Ömer ibn Ebi Seleme'den (radıyallahü anhüma) yapılan rivayetde demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur. "Allah'ın ismini an ve sağ elinle ye."[2] 573- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) yapılan rivâyetde demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Sizden biriniz yemek yiyeceği zaman başında Allahü teâlâ'nın ismini ansın (Bismillah, desin). Eğer başta Allah'ın ismini anmayı unutursa, şöyle desin: "Bismillâhi evvehhû ve âhirehû." "Hem başında, hem de sonunda Allah'ın ismini anarım."[3] 574- Cabir'den (radıyallahü anh) yapılan rivâyetde demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: “İnsan evine girer de, girdiği zaman Allahü teâlâ'yı anarsa, yemek yediğinde de anarsa (Bismillah, derse) Şeytan (arkadaşlarına) der ki size (burada) gecelemek ve yemek yoktur. Fakat insan evine girer de, girdiği zaman Allahü teâlâ'yı anmazsa şeytan şöyle der: Siz geceleyecek yere kavuştunuz. İnsan yemeğinde Besmele çekmezse (Allahü teâlâ'yı anmazsa), Şeytan derki; hem geceleyecek yere, hem de akşam yemeğine kavuştunuz."[4] 575- Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edilen hadisi şerifde Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in açık mucizelerinden biri vardır. Şöyle ki, Ebû Talha ve (zevcesi) Ümmü Süleym, Peygamberi yemeğe davet ettikleri zaman, Enes der ki (yemek bir kişi için hazırlanmıştı. Oysa ki Peygamber yanında bulunan seksen kadar sahâbiyi de beraberinde götürdü. Peygamber önce Besmele getirdi) sonra Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: (Dışarıda bulunanlardan) on kişiye izin ver (içeri girsinler ve yesinler. Ebû Talha da izin verip içeri girdiler, (yemeğe oturdular). Bunun üzerine Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem (onlara) buyurdu: Yiyiniz ve Allahü teâlâ'yı anın (Besmele çekin). Onlar da yediler. Seksen kişiye (onar onar) uygulayacak şekilde bunu yaptı.[5] 576- Huzeyfe'den (radıyallahü anh) yapılan rivâyette şöyle demiştir: "Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem ile bir yemekte bulunduğumuz zaman, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem başlayıp elini koymadıkça biz ellerimizi (yemeğe) koymazdık. Bir defa biz Peygamberle bir yemekte bulunuyorduk. Hemen bir cariye gelip acele olarak elini yemeğe uzatmak istedi. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem elini engelledi. Sonra bir bedevi geldi, (yemeğe uzanmak için) acele etti. Peygamber hemen elini tuttu. Bundan sonra Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: Yemek üzerine Besmele çekilmemek hâlinde Şeytan o yemeğe hak kazanmış olur. İşte Şeytan bu cariye ile geldi ki, yemekten yesin. Ben de elini engelledim. Sonra Şeytan bu Bedevi ile geldi, yemekten yesin diye. Ben de bunun elini tuttum. Canım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, bu ikisinin elile beraber Şeytanın eli benim elimdedir. (Besmele ile onların bereketsizlik tasarrufunu engellerim). Sonra Peygamber Allah'ın ismini andı (Besmele çekti) ve yedi!"[6] 577- Sahâbî olan Ümeyye ibn Mahşi (radıyallahü anh) den yapılan rivâyetde o şöyle demiştir: "Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem oturuyordu. Bir adam da yemek yiyordu. Adam bir lokma kalıncaya kadar Besmele yapmamıştı. Son lokmayı ağzına kaldırınca, Bismillâhi evvelehû ve âhirehû, dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem güldü, sonra buyurdu: Şeytan bununla beraber yeyip duruyordu; fakat Allah'ın adını anınca Şeytan karnmdakileri kustu. "[7] Hadisi şerifin yorumu şöyle; Yemek yemekte olanın başlangıçta Besmele çekmediğini Peygamber bilmiyordu. Bunu işin sonunda anladı. Yoksa adamı daha önce uyarırdı. 578- Hazrati Âişe'den (radıyallahü anha) yapılan rivâyetde, o şöyle anlatmıştır: Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem arkadaşlarından altı kişi arasında yemek yiyordu. Sonra bir a'rabî gelip ondan iki lokma yedi. Bunun üzerine Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: Bu (beraberinde şeytan ile gelen) adam besmele getireydi, onun besmelesi size de yeterdi. (Bunun besmelesiz yemesi onun şeytanını engelleyemediği gibi, size de zararı olmuştur. Besmele getirseydi sizin içinde yeterli olurdu.)"[8] 579- Cabir (radıyallahü anh)ın Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'den anlattığına göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dedi: "Yemeğinde Besmele yapmayı unutan kimse, yemeği bitirince ihlâs sûresini okusun[9] Ben derim ki, yemeğin başında Besmele getirmenin müstehab olduğu görüşünde âlimler görüş birliğine varmışlardır. Eğer başlangıçta kasden, yahut unutarak, yahut zorlanarak, yahut başka bir sebebten dolayı Besmeleyi terk ederse ve sonra yemek arasında Besmele getirmeye imkân bulursa, geçen hadisden dolayı Besmele getirmesi ve şöyle demesi müstehab olur: “Bismillâhi evvekhû ve âhirehû." Hadisde böyle varid olmuştur. Su, süt, bal, çorba ve diğer içecekleri içerken, yemeklerin hepsinde anlattığımız gibi Besmele getirilir. Mezheb âlimlerimizden ve diğer âlimlerden bir kısmı demişlerdir ki, Besmele çekmek için başkalarına bir uyarma olsun ve kendine uyulsun diye, Besmeleyi sesli olarak yapmak müstahabdır. En doğrusunu Allah bilir. Bilinmesi gereken en önemli şey, Besmelenin şeklini ve kifâyet mikdarını bilmektir. Bil ki, en faziletli olan: “Bismillâhirrahmânirrâhîm." demektir. Eğer yalnız "Bismillah" denirse yeterli olur ve sünnet yerine gelir. Besmele konusunda cünub ve hayız olanlar ve başka bir hâlde bulunanlar eşittir, besmele getirirler. Bir arada yemek yemekte olanlardan her birinin Besmele getirmesi uygundur. Fakat bunlardan birinin besmelesi, diğerleri için de yeterlidir. İmâm Şâfiî (rahimehullah) buna delil göstermiştir. Ben İmâm Şâfiî'nin hâl Tercemesinde (Tabakat Kitabında) bunu çok kimselerden naklettim. Besmele işi, selâm alma ve aksirana teşmit yapma (Yerhamukellah söyleme) işine benzer. Toplum içinden bir kişinin mukabelede bulunması kifâyet eder. |