Geri

   

 

 

İleri

 

19. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem'in Kabrini Ziyaret ve Huzrunda Yapılacak duâlar

Bil ki, Hac yapan kimsenin, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'i ziyaret etmesi gerekir, ister yolu istikâmetinde olsun, ister olmasın. Çünkü Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'i ziyaret etmek, Allah'ın rızasına uygun olarak yapılan işlerin en önemlilerinden ve en kazançlı olanlarındandır. İstenen şeylerin de en faziletlilerindendir. Ziyarete yöneldiği zaman, yol esnasında Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem üzerine çok salât getirir. Gözü Medine'nin ağaç ve Harem bölgesine ulaştığı ve şehir tanındığı zaman, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem üzerine "salât ve selâmı" çoğaltır.-Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'i ziyaretten dolayı Allah’dan sevab ister ve bu sebeble dünya ve ahirette kendisini mutlu diler Şöyle der:

(Allahümme'ftah aleyye ebvâbe rahmetike verzuknî fiziyareti kabri nebiyyike (sallallahü aleyhi ve sellem) mâ rezaktehö evüyâeke ve ehle tâatike. Vağfir lî verhamnî yâ hayre mes'ûlin.)

"Allah'ım rahmet kapılarını bana aç ve Peygamberin sallallahü aleyhi ve sellem'i ziyaretten dolayı, velî kullarına ve Sana itaatkâr olanlara verdiğin rızıkla beni rızıklandır. Beni bağışla, bana merhamet et, ey dilekte bulunulanların en hayırlısı!.."

Mescide gireceği zaman, diğer mescidlere girerken söylenenleri söylemek müstehab olur. Kitabın başında bunu söylemiştik. Mescid içinde iki rekât "Tahiyyatü'l-Mescid = Mescide hürmet" namazı kılınca Peygamberin mükerrem kabrine gider. Kabri şerifirl duvarından üç metre kadar uzağında yüzü ona dönük ve arkası kıbleye doğru dönük olarak durur ve sesini yükseltmeyerek orta bir sesle selâm verir ve şöyle söyler:

(Esselamu aleyke yâ resûlellâh, esselâmü aleyke yâ hıyeretellâhi min halkını esselâmü aleyke yâ habîbellâh, esselâmü aleyke yâ seyyidel-mürselîne vetetemennebıyyîne, esselâmü aleyke ve alâ âlike ve ashâbike ve ehli beytıke ve alennebıyyîne ve sâirissâlihme. Eşhedü enneke belleğternsâlete ve eddeyte 1-emanete ve nesahte'l-ümmete. Fecezâke'llâhu annâ efdale mâ, ceza resülen resülen an ümmetihî.)

"Sana selâm olsun ey Allah'ın Resûlü, sana selâm olsun ey Allah'ın yaratıkları içinden Allah'ın seçkini, sana selâm olsun ey Allah'ın mahbubu, sana selam olsun ey peygamberlerin efendisi ve Resûllerin sonuncusu, sana ve ailene, ashâbına ve ehli beytine, peygamberlere ve diğer salih kimselere selâm olsun.

Ben şahidlik ediyorum ki, elçiliği tebliğ ettin, emaneti yerine getirdin ve ümmete öğüt verdin. Bize doğru yolu gösterdiğin için Allah bir peygambere verdiği sevabdan daha üstünü ile seni mükâfatlandırsın."

Eğer bu ziyareti yapan bir kimse, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e selâm tavsiyesinde bulunmuşsa, ziyaretçi şöyle der:

“Ey Allah'ın Resûlü, falan oğlu falandan sana selâm olsun."

Sonra biraz geri çekilerek bir miktar sağa doğru gider. Ebû Bekire (radıyallahu anh) selâm verir. Sonra Ömer'e (radıyallahü anh) selâm vermek için biraz daha geri çekilir. Sonra Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in yüzü karşısında olacak şekilde ilk durduğu yere döner de kendisi için peygaberi vesile edinir. Peygamberin yüksek makam ve faziletine dayanarak Allah'dan mağfiret ister." Noksanlıklardan münezzeh olan yüce Rabbine yönelerek peygamberin şefaatçi olmasını ister. Hem kendisine, hem de ana-babasına, arkadaşlarına, dostlarına, kendisine iyilik edenlere ve diğer müslümanlara duâ eder. Bu şerefli yeri ganimet sayarak duâyı çoğaltmaya gayret gösterir. Allahü teâlâya hamd eder, onu tesbihle yüceltir, tekbir ve tehlil getirir. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e Salât getirir ve bunların her birini çok yapar. Sonra Kabri Şerif ile Minber arasındaki "Ravza" mahalline gelir, orada Duâyı çok yapar.

506- Ebû Hüreyre'den (radıyallahu anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Benim kabrim ile minberin arasında cennet bahçelerinden bir bahçe vardır. "[5]

Medine'den çıkıp yolcu olmayı istediği zaman, iki rekât namaz kılmakla Mescide veda etmesi ve istediği Duâyı yapması müstehab olur. Sonra Kabri şerife gider ve ilk verdiği selâm gibi selâm verir ve duâyı tekrar eder. Böylece Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'e veda eder ve şöyle söyler:

(Allâhümme lâ hazâ âhire’l-ahdi biharemi resûlike ve yessir lî yelavde ile'l-haremeyni sebîlen sehleten bimennike ve fadlike ve'r-zukniye’l-afve ve’l-âfiyete fi'd-dünyâ ve’l-âhireti. Ve ruddenâ sâlimîne ğanimîne ilâ ev-tâninâ âmine.)

"Allah'ım! Bu ziyareti, Resûlünün Haremini ziyaretin sonu yapma ve beni iki Harem'e (Mekke ve Medine'nin Harem bölgelerine) senin ihsan ve ikramın ile kolay bir yolla tekrar dönmeye beni muvaffak et. Dünya ve âhirette bana afv ve afiyeti rızık olarak ver ve güven içinde selâmet üzre manevî kazançlarla bizi vatanlarımıza döndür."

İşte bu zikirler, hac zikirlerinden Allah'ın toplanmasını bana muvaffak kıldıklarıdır. Her ne kadar bu kitabın hacmine nisbetle duâlardan bazıları uzun ise de, bu konuda topladıklarımıza nisbetle kısa sayılırlar. Kerîm olan Allah'dan, bizi kendisine itaate muvaffak kılmasını ve bizimle kardeşlerimizi Cennetinde bir araya toplamasını diliyoruz.

Ben "Menasik" kitabında bu zikirlerle ilgili konulan ek ve ilâvelerle genişçe açıkladım. En doğrusunu Allah bilir. Hamd, nimet, başarı vermek ve koruma O'na mahsustur.

Utbî'den rivâyete göre, şöyle demiştir:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in kabri yanında oturuyordum. Bir Arabî geldi ve dedi: Esselâ-mu Aleyke ya Resûlellah! Allah'ın şöyle buyurduğunu dinledim:" "Eğer o günahkârlar, nefislerine zulmettikleri zaman sana gelseler de günahlarına Allah'dan mağfiret diîeseler, Peygamber de onlar için afv dileseydi, elbette Allah'ı çok tevbe kabul edici, çok esirgeyici bulacaklardı."[6]

İşte ben günahlarımdan tevbe ederek sana geldim, Rabbim'den senin şefaatini diliyorum. Sonra şu şiiri okudu:

Ey yeryüzünün düzlüğünde kemikleri gömülenlerin en hayırlısı!...

O kemiklerin pak ve hoşluğundan bütün yeryüzü ve tepeler pâk ve hoş olmuştur.

İçinde bulunduğun kabre benim nefsim feda olsun... İffet de oradadır, cömertlikde oradadır, kerem de...

Sonra A'rabî dönüp gitti. Gözlerime uyku çöktü de rüyada Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'i gördüm, Bana dedi:

“Ey Utbî! O A'rabî'ye yetiş de ona müjde ver ki, Allahü teâlâ kendisini bağışlamıştır."

--------------------

[1] Tirmizî

[2] Bakara Süresi:198.

[3] Müslim.

[4] Ahmed b.Hanbet. Beyhakî.

[5] Buhârî. Müslim.

[6] Nisa Süresi:64