Geri

   

 

 

İleri

 

26. Yatağa Yatıp Uyumak İstediği Zaman Okunacak duâ

Allahü teâlâ buyurur:

"Göklerin ve arzın yaratılışında, gece ile gündüzün değişmesinde, (Allah'ın kudret ve azametine, varlığına ve eşsizliğine) delâlet eden pek çok alâmetler vardır. O kimseler ki, ayakta iken, otururken ve yatarlarken (her hallerinde) Allah'ı anarlar (zikrederler)... [59]

(Bu âyeti kerîmenin delaletiyle anlaşılıyor ki, yatarken dahi düşünüp Allah'ı zikretmek gereklidir.)

233- Huzeyfe ve Ebû Zerr'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre demişlerdir ki:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem yatağına büründüğü zaman şöyle derdi:

"Bismi-kellâhümme ahyâ ve emûtü" Allah'ım, Senin adınla dirilirim ve ölürüm."[60]

234- Berâ ibn Azib'den (radıyallahü anhüma) ve Hazreti Ali'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, (dâmâdı) Ali'ye ve (kızı) Fâtımâ'ya şöyle buyurdu: Yatağınıza büründüğünüz zaman, (yahut döşeğinize girdiğiniz zaman) Otuz üç kez tekbir getirin (Allahü Ekber, deyin), otuzüç kez tesbîh çekin (Sübhânellah, deyin), otuzüç kez de hamd getirin (el-hamdü lillâh, deyin)."

Bir rivâyette, "Otuzdört tesbîh getirin" dir. Başka bir rivâyette de, "Otuzdört tekbir getirin" şeklindedir.

Hazreti Ali der ki: Ben bunu Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den duyalı beri bırakmadım (her gece bu virde devam ettim). Kendisine soruldu:

- Sıffîn (savaşının şiddetli) gecesinde de mi, bırakmadın?

- Evet, Sıffîn gecesinde de, bırakmadım, dedi.[61]

235- Ebû Hüreyred'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sizden biriniz, yatağına gireceği zaman, eteğinin içi ile silksin; çünkü insan (kalktıktan sonra yatağına) hangi şeyin oturduğunu bilmez. Sonra şöyle desin:

"Bismike rabbî vada'tü cenbî ve bike erfauhu in emsekte nefsi ferhamhâ ve in erseltehâ fehfezhâ bimâ tahfezu bihî ibâdeke's-sâlihîn. (Rabbim, Senin isminle yanım üzere yattım ve Seninle (kudretinle) onu kaldırırım. Eğer canımı alırsan, ona merhamet et ve eğer onu salıverirsen, salih kullarım koruduğun şeyle onu da koru)[62]

Bir rivâyette:

“Yatağını üç defa silksin" şeklindedir.

236- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki:

"Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem her gece yatağına girince, avuçlarım bir araya getirir, sonra onlara üfürür ve ikisine şunları okurdu: İhlâs sûresini, Felak ve Nas sûrelerini... Sonra iki avucu ile bedeninden ulaşabildiği yerleri sıvardı. Önce elleriyle baş ve yüzünden başlayarak mesheder ve vücûdun ön tarafını da böyle sıvardı. Bunu üç defa yapardı."[63]

Belâ ve Âfetlerden Korunmak İçin Okunacak duâ

237- Ukbe ibn Amr'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Bakara sûresinin sonunda iki âyet vardır ki, herhangi bir gecede onları kim okursa, onu korurlar."[64]

Âlimler, korumanın manası üzerinde ihtilaf etmişlerdir. Bir kısmı, okuduğu gece onu âfetlerden korur, demiştir. Bir kısmı da, okuduğu geceyi ibâdetle geçirmiş sayılır, demiştir. Ben de derim ki, her iki halin murad edilmiş olması caizdir.

238- Berâ ibn Azib'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:

"Yatağına gideceğin zaman, namaz için aldığın abdest gibi abdest al, sonra sağ yanın üzere yat ve şöyle de:

Allahümme eslemtü nefsîileyke, ve fevvadtü emrîüeyke, ve elce'tü zahrîiîeyke, rağbeten ve rahbeten ileyke. La melce'e ve iâ mmca mînke illâ Ueyke. Âmentü bikiiâbikdkzî enzelte ve nebiyyikellezî erselîe."

(Allah'ım, kendimi Sana teslim ettim ve işimi Sana bıraktım, sırtımı da Senin himayene dayadım; hem korkarak, hem de Senden umarak... Senden başka sığmak ve barınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Peygambere îman ettim). Bunları söyledikten sonra ölürsen, İslâm üzere ölürsün. Bunlar, okuduğun duâların sonu olsun. "[65]

Yatarken Şeytanın Şerrinden Korunmak İçin Okunacak duâ

239- Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, Ramazan zekâtını (Fitreyi) korumakla beni görevlendirdi, (Fakirlere dağıtılmak üzere fitre olarak toplanan hurma benzeri malları gözetip korumak için beni vekil tayin etti). Sonra bilinmedik bir kimse gelip o yiyeceklerden avuçlamaya başladı..." Böylece uzun bir hadis anlattı, Ebû Hüreyre... Nihâyet o bilinmedik kimse, hadîsin sonunda bana şöyle dedi: Yatağına girdiğin zaman, Âyete'l-Kürsiyyi oku, (böylece) Allah'dan bir koruyucu (melek) asla senden ayrılmaz, seninle bulunur ve sabahlaymcaya kadar da, sana hiç bir şeytan yaklaşmaz. (Onun bu sözünü ben Peygambere böyle anlatınca), Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu: (O sana gelip fitre malından aşıran, aslında şeytandı; fakat bu sözünde) sana doğru söyledi. Ancak (diğer sözlerinde) o yalancıdır, işte şeytan budur. "[66]

240- Müminlerin annesi Hafsa'dan (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, uyumak istediği zaman, sağ elini yanağının altına kordu sonra şöyle derdi:

Allahümme kını azâbeke yevme teb'asü ibâdeke" (Allah'ım! Kullarını hesap için diriltip göndereceğin zaman, beni azabından koru) Bunu üç defa söylerdi."[67]

241- Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem yatağına girdiği zaman şöyle söylerdi:

Allahümme rabbe's-semâvâti ve rabbe’l-arzı ve rabbe'l-arşi'l-azîmi. Rabbena verabbekülü şey'in, fâîika'l-habbi ve'n-nevâ müvezziîi't-tevrâti ve’l-incîli ve’l-kur'ân. Eûzü bike min şerri külli zîşerrin ente âhizun binâ-siyetihî, ente'l-evvelü feleyse kableke şeyfun, ve ente'l-âhiru feleyse ba'deke şey'un, ve ente'z-zâhiru feleyse fevkake şey'un, ve ente'l-bâtmu feleyse dûneke şey'un, ıkdı annâ-eddeyne ve eğninâ mine'l-fakri."

(Ey gökleri yaratan, arzı yaratan, büyük Arş'ı yaratan, bizi yaratan, her şeyi yaratan, tohumu ve çekirdeği çatlatan, Tevrat'ı, İncil'i ve Kur'an'ı indiren Allah'ım. Kudretinle yakalar olduğun her kötülük sahibinin şerrinden Sana sığınırım. Sen başlangıcı olmayan evvelsin, Senden önce hiç bir şey yoktur. Sen, nihâyeti olmayan sonsun; Senden sonra hiç bir şey yoktur. En büyük alamet ve delillerle varlığı bilinen Zahir'sin; Senin üstünde hiç bir şey yoktur. Sen gözle görülüp idrak edilemeyen Batın'sın; Senden daha lâtif hiç bir şey yoktur. Bizim her borcumuzu öde ve bizi fakirlikten müstağni kıl) "Ebû Dâvud'un rivâyetinde, son cümle:

“Benim her türlü borcumu öde ve beni fakirlikten müstağni kıl." şeklindedir. )[68]

242- Hazreti Ali'den (radıyallahü anh) Sahîh bir isnadla rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, yatağında şöyle derdi:

Allahümme innî eûzü birizâke min sahatike ve eûzü bimuâfâtike min şerri mâ ente âhizun binâsiyetihî. Allahümme ente tekşifu'l-mağreme ve'l-me'seme. Allahümme lâ yühzemü cündüke, ve lâ yuhlefu va'düke ve lâ yenfau zelceddi minke'l-ceddü. Sübhânekellâhümme ve bihamdike."

Allah'ım! Kudretinle yakalar olduğun her şeyin kötülüğünden, Kerîm olan zatına ve Kur'an'ına sığınırım. Allah'ım, Sen borcu ve günahı kaldırırsın. Senin ordun perişan olmaz, va'dın da bozulmaz. Şeref ve varlık sahibine, varlığı fayda vermez; şeref ve mevki ancak Sendendir. Allah'ım, Sana hamdederek Seni noksanlıklardan tenzih ederim.”[69]

243- Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem yatağına girdiği zaman şöyle derdi:

"Elhamdü lillâhi'îlezîeî'amenâ ve sekânâ ve kefânâ ve âvânâ fekem mimmen lâ kâfiye lehû ve lâ mu'viye."

(O Allah'a hamd olsun ki, bize yedirdi, bize içirdi, bizden kötülükleri kaldırıp ihtiyaçlarımızı giderdi ve bizi korudu. Nice kimse vardır ki, onun ihtiyacını gideren yok, onu koruyucu yok...)"[70]

244- Hasen bir isnadla Ebû Züheyr el-Enmâri diye çağrılan Ebû’l-Ezherî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, gece yatağına girdiği zaman şöyle söylerdi:

"Bismillâhi vada'tü cenbî. Allahümme'ğfir zenbî ve ahsi'şeytânî ve fükke rihânı vec'alnî finnediyyil'A’lâ"

(Allah'ın ismiyle yanım üzere yattım. Allah'ım, günahımı bağışla, şeytanımı kov, üzerimdeki Allah ve kul haklarını kaldır, beni en yüksek meclistekiler (melekler topluluğu) arasına koy."'[71]

245- Nevfel el-Eşca'îden rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:

"Kâfinin sûresini oku sonra onun arkasından uyu; çünkü o, şirkten kurtuluşu gerektirir. "[72]

246- Ebû Ya'lâ el-Mevsılî'nin Müsned'inde, İbn abbas'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet ettiğine göre Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Size bir söz göstereyim mi ki, Sizi Allah azze ve celle'ye şirk koşmaktan kurtarsın!: Uyuyacağınız zaman Kâfirûn sûresini okuyunuz."

247- Irbâz ibn Sâriye'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem uykudan önce, tesbihleri (Sübhânellah, elhamdü lillâh, Allâhu Ekber sözlerini) okurdu. "[73]

248- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem, Beni İsrâîl [74] ve Zümer sûrelerini okumadıkça uyumazdı." Tirmizî demiştir ki, bu Hasen hadîs dir.

249- İbn Ömer'den (radıyallahü anhüma) sahîh isnadla rivâyet edildiğine göre, demiştir ki; "Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem yatağına girdiği zaman şöyle derdi:

"Elhamdü lillâhillezî kefânî ve âvânî ve et'amenî ve sekânî vellezîmenne aleyye feefdale. Velîezî a 'tanı feeczele. Elhamdü lillâhi alâ külli hâl. Allahümme rabbe külli şey'in ve melîkehu ve ilâhe küllişey'in. Eûzü bike minennâr."

(O Allah'a hamd olsun ki, ihtiyaçlarımı giderdi, beni barındırdı, beni yedirdi, beni içirdi. O Allah'dır ki, bana ihsan etti de artırdı, yine bana verdi de çoğalttı. Her hâlde Allah'a hamd olsun. Ey her şeyin yaratıcısı ve mâliki ve her şeyin İlâhı olan Allah'ım! Cehennemden Sana sığınırım)."[75]

250- Ebû Said el-Hûdrî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kim yatağına girdiği zaman üç kez şunu söylerse, günahları deniz köpüğü kadar, yıldızların sayısı kadar, kumsal yerin kumlan sayısı kadar ve dünya günleri sayısı kadar daahi olsa, Allah' Tealâ onun günahlarım bağışlar:

"Estağfirullâhellezî lâ ilâhe illâ hüve'l -hayye'l-kayyûme ve etûbü ileyh."

(Öyle bir Allah'dan mağfiret dilerim ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Hayy'dır (hayat sahibidir), Kayyûm'dur (her şeyi tasarruf ve idare edendir)."[76]

251- Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in ashâbından ve Eşlem kabilesinden bir adamdan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

"Ben, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in yanında oturuyordum. Bir de, Peygamberin ashâbından bir adam gelip dedi ki, bu gece ısınldım ve sabaha kadar uyuyamadım, peygamber sordu:

- Neydi o? adam;

- Akrebdi (ısıran), dedi. Peygamber ona şöyle buyurdu:

- Keşke gecelediğin zaman şu sözleri söyleyeydin, Allah'ın izni ile sana hiç bir şey zarar veremezdi:

"Büzü bikelimâtillâhittâmmeti min şerri ma halaka."

(Allah'ın yarattığı şeylerin kötülüğünden, Allah'ın Kur'ân'ına sığınırım)"[77]

252- Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bir adama, yatağına gireceği zaman Haşir sûresini okumayı tavsiye etti ve buyurdu: Eğer (okuduğun gece) ölürsen, şehid ölürsün, (Ravi şübhelenerek) yahut Peygamber: Cennet ehlinden olursun, buyurdu, (şeklinde rivâyet etti)."[78]

253- İbn Ömer'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bir adama, yatağına girdiği zaman şöyle demesini emretti:

Allahümme ente halakte nefsi ve ente teteveffâhâ leke memâtüha ve mahyâhâ. İn ahyeylehâ fahfezhâ ve in emettehâ fağfir lehâ. Allâhümme innî es'elüke'l-âfiyete."

(Allah'ım! Sen benim nefsimi yarattın ve Sen onu öldürürsün. Onu öldürmek ve diriltmek Sana aittir. Onu diriltirsen, onu koru ve eğer öldürür sen, ona mağfiret et. Allah'ım! Ben Senden afiyet isterim).”[79]

İbn Ömer demiştir ki, ben bunu Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den işittim.

254- Sahîh isnadlarla.Ebû Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre, bu hadîs, Ebû Bekir'in (radıyallahü anh) kıssası münasebetiyle' "Sabah ve Akşam ne Söylenir" bölümünde, kitabımızda başta zikredilmişti:

Allahümme fâtırı's-semâvâti ve’l-ardı, âlimü'l-ğaybi veşşehâdetirabbe külli şey'in ve melîkehû. Eşhedü en lâ ilâhe illâ ente. Eûzü bike min şerri nefsi ve şerri''ş-şeytâni ve şirkihî."

(Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybi ve hazırı bilen, her şeyin sahibi ve Rabbı olan Allah! Senden başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden Sana sığınırım). Bu sözleri, sabahladığın, akşamladığın ve yattığın zaman söyle."[80]

255- Şeddâd ibn Evs'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Yatağına girdiği zaman, Allahü teâlâ hazretlerinin kitabından bir sûre okuyup yatağına sığınan bir müslümana, Allah bir melek vekil eder de, o melek, müslüman ne zaman uyanırsa, uyamncaya kadar ona zarar verecek şeyi ona yaklaştırmaz. "[81]

256- Câbir'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsan yatağına girdiği zaman, bir melekle bir şeytan ona doğru koşuşur. Melek der ki, Allah'ım hayırla sonuçlandır. Şeytan ise, kötülükle sonuçlandır, der. Adam, eğer Allahü teâlâ'yı zikreder, sonra uyursa, melek onu koruyarak geceler."[82]

257- Abdullah ibn Amr İbn'l-As'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, uyku için yattığı zaman şöyle derdi:

Allahümme bismike rabbî vada'tü cenbî, fağfir lî zenbî." (Ey yaratıcım olan Allah'ım, Senin adınla yanım üstü yattım. Benim Günahımı bağışla)[83]

258- Ebû Ümâme'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim:

"Kim abdestli olarak yatağına girer de, ona uyku basıncaya kadar Azız ve yüce olan Allah'ı zikrederse, gece yatağında öteye beriye döndüğü her an içinde dünya ve ahiret hayırlarından kendisine verilmesini Azız ve Yüce Allah'dan istediği takdirde, Allah, o istediği şeyi ona verir."[84]

259- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, yatağına girdiği zaman şöyle derdi:

Allahümme emti'nî bisem’i ve basarı vec'alhümâ elvârise minnî, ven-surnî alâ adüvvî ve erinî minhu se'rî. Allahümme inni eûzü bike min ğâlebetiddeyni ve mine’l-cûi feinnehû pi'seddacîu

Allah'ım, kulağımla ve gözümle beni faydalandır ve onları bana bağışla. Beni düşmanım üzerine muzaffer kıl ve ondan intikamımı bana göster. Allah'ım, borcaltına kalmaktan, açlıktan Sana sığınırım; zira açlık ne kötü bir düşüştür!.."[85]

Âlimler demişlerdir ki, metinde geçen "Kulağımı ve gözümü bana varis kıl" sözünün manası, ben ölünceye kadar onları sağlam ve kusursuz bırak demektir. Bir kısmına göre de mana şudur: Yaşlılıkla azaların ve diğer hislerin zayıfladığı sırada onları kuvvetli ve sağlam bırak, yani diğer azaların kuvveti üzerine onları varis kıl ve geri bırak demektir. Bir de mana şudur denildi: kulağımı işitilen şeylere ve kendileriyle amel edilenlere bir muhafaza yap. Gözün varis kılınması da, gördüğü şeylerden ibret alması demektir.

Bir rivâyette de:

“Vec'alhülvarise minnî" şeklinde müfred olarak geçer. Buna göre, faydalanmayı bana varis kıl, manası kasdedilir.

260- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğen göre, şöyle demiştir:

"Resûlüllah salllahu aleyhi ve sellem ile ben arkadaş olalıdan itibaren dünyasını değişinceye kadar, şu şeylerden Allah'a sığmmadikça uyumazdı: Korkaklıktan, tenbellikten, usançlıktan, cimrilikten, yaşlılık belâsından, mal ve aile hakkında kötü manzaradan, kabir azabından, şeytandan ve onun şirkinden..."[86]

261- Hazret-i Âişe'den rivâyet edildiğine göre, kendisi uyumak istediği zaman şöyle derdi:

"Allahümme innî es'elüke rü'yâ sâlihaten, sâdıkaten ğayre kâzibetin, nâfiaten ğayre zarretin."

(Allah'ım, ben senden salih ve yalancı olmayan sadık ve zarar vermeyen faydalı bir rüya istiyorum)." Hazret-i Âişe bu sözleri söylediği zaman, yanındakiler bilirlerdi ki, sabah oluncaya veya gece uyamncaya kadar artık konuşmayacaktır.[87]

262- Hazreti Ali'den (radıyallahü anh) şöyle dediği rivâyet edilir.

"Bakara sûresinin sonundan üç âyet okumadıkça, akıllı bir kimsenin uyuyacağını sanmıyorum." Buhârî ve Müslim'in şartı üzere, isnadı sahîhdir.

Yine Hazreti Ali'den rivâyet edilmiştir: İslâma giren akıl sahibi bir kimseyi sanmıyorum ki, "Âyete’l-kürsi"yi okumadıkça uyumuş olsun.

İbrahim Naha'î'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Kendileri yataklarına girdikleri zaman, ashâb onlara "Muavvizeteyni" Nâs ve Felak sûrelerini okumalarını onlara öğretirlerdi. Bir rivâyette de, şu sûreleri her gece üç defa okumalarını müstehab görürlerdi: İhlâs, Felâk ve Nâs sureleri... Müslim'in şartı üzere isnadı sahîhdir.

Bil ki, bu bölümle ilgili olan Hadisler ve eserler çoktur. Ancak bizim zikrettiklerimiz, onlarla amel edecek kimse için kâfidir. Okuyup faydalanmak isteyene usanç getirmemek korkusuyla bunlardan fazlasını kaldırdık. En iyi bilen Allah'dır. Bu bölümde zikredilen duâ ve zikirlerin hepsini insanın yerine getirmesi en uygunudur. Eğer imkân bulamıyorsa, en önemlilerinden yapabileceği kadarı ile yetinir.