Geri

   

 

 

İleri

 

22. Mescidde Okunacak duâlar

Mescid içinde Allah'ı zikretmeyi çoğaltmak, tesbîh, tehlîl, tahmîd, tekbîr ve bunlardan başka zikirlerde bulunmak müstehabdır. Yine çok Kur'ân okumak, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in Hadislerini okumak, fıkıh ilmini ve diğer şeriat ilimlerini öğrenmek müstehabdır.

Allahü teâlâ şöyle buyurur:

"Bu nûr, o mescidlerde yakılır ki, onların yüce tanınmasını ve içlerinde isminin anılmasını Allah emretmiştir. Bu mescidlerde sabah ve akşam (müminler) Allah'ı tesbîh ederler, (beş vakit namaz kılarlar). Nice adamlar vardır ki, ne bir ticaret, ne de bir alış-veriş, Allah'ı anmaktan, namazı gereği üzere kılmaktan ve zekât vermekten kendilerini alıkoymaz. Onlar bir günden korkarlar ki, o günde (Kıyâmette) kalbler ve gözler korkudan halden hâle döner kıvranır."[50]

Yine Allahü teâlâ buyurur ki:

"...Kim Allah'ın alâmetlerim (din işlerini) büyük tanırsa, muhakkak ki bu kalblerin takvâsındandır."[51]

Yine Allahü teâlâ buyurur:

"Kim, Allah'ın korunmasını emrettiği şeylere hürmet gösterirse, bu, Rabbi katında kendisi için mutlak hayırlıdır."[52]

85- Büreyde'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Mescidler, bina edildikleri şey (zikir ve Kur'ân okumaktan ibaret ibâdetler) için esastırlar."[53]

86- Enes'den (radıyallahü anh):

Mescid içinde idrar yapan bir Bedeviye, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bu mescidler, ne bu idrar ve ne pisliklerden ibaret hiç bir şey için mahal olamaz. Mescidler ancak Allah'ı zikretmek ve Kur'ân okumak içindir."[54] Yahut Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bunun benzerini söylemiştir. (Namazda hem zikir, hem de Kur’ân okumak olduğu için, camide namaz kılınmakla her iki ibâdet yapılmış olur.)

Mescidde oturana, îtikâfı (ibâdet niyeti ile beklemeyi) niyet etmek uygun düşer. Az bir zaman beklese dahi, bizim mezhebimizde (şafii) îtikâf olur. Öyle ki, âlimlerimizden bir kısmı: Yürüyüp geçmek suretiyle mescide giren kimse, beklemese dahi, onun îtikâfı sahîh olur, demiştir. Bu görüş sahibine göre, îtikâf faziletini elde etmek için, mescide uğrayıp geçenin îtikâfa niyet etmesi uygun olur. Bunun da en faziletlisi, kısa bir müddet bekleyip sonra geçip gitmektir.

Yine mescidde oturan kimsenin iyi gördüğü şeyleri tavsiye etmesi, kötü gördüğü şeylerden insanları alıkoyması uygundur. Böyle hareket etmekle, mescidler dışında olan insanlar görevli iseler de, mescidlere tazim, hürmet ve saygı gösterme bakımından buralarda görev daha kuvvetleşir.

Âlimlerimizden biri demiştir ki, mescide girip de, ya abdestsizlikten, ya meşguliyetten ya da benzeri hallerden dolayı orada "Tahiyye-i Mescid Namazı (îki rekât mescide hürmet namazı) kılmak imkânını bulamayan kimsenin, dört defa:

(Allah noksanlıklardan münezzehtir. Hamd, Allah'a mahsustur. Allah'dan başka ilâh yoktur. Allah her şeyden büyüktür) demesi müstehabdır. Selefden (önceki âlimlerden) bir kısmı da bunu söylemiştir. Bunu söylemekte bir beis yoktur.