4. İnsanın Gıybeti Kendi Nefsinden
Kaldırması
Bil ki, bu bölümün kitabda ve sünnette delilleri çoktur. Fakat ben
bunların bir kısmına işaret etmekle yetineceğim. Başarıya ulaşan
bunlarla kendini gıybet etmekten engeller. Başarıya ulaşmayanda
ciltler dolusu kitablarla gıybetten sakınmaz.
Bunun esası, gıybetin haram olduğuna dair anlattığımız delilleri kendi
nefsine arzetmesidir. Sonra Allahü
teâlâ'nın şu âyetlerini düşünmektir:
"(İnsan) ne söz söylerse, muhakkak onun
yanında bir gözcü (melek) vardır.”
"Ettiğiniz dedikoduyu günahı az sanıyorsunuz.
Halbuki o Allah katında büyük günahtır."
Sahîh olarak anlattığımız hadislerden biri de:
"İnsan Allahü teâlâ'nın razı
olmadığı bir söz konuşur da buna bir değer vermez. O söz sebebiyle
cehenneme yuvarlanır."
Dili korumak ve gıybet etmek bölümlerinde daha önce bu manada hadisler
anlattık. Bu sakınma çarelerine, Allah benimledir, Allah
şahidimdir, Allah beni görendir sözleri eklenebilir.
Hasan Basrî'den (Allah ona rahmet
etsin) rivâyet edilmiştir; Bir adam ona şöyle dedi; Sen beni
gıybet ediyorsun. Cevab verdi: Benim nazarımda seni sevablarıma
ortak yapacak kadar senin kıymetin yükselmemiştir.
İbn'l-Mübarek'den (Allah ona rahmet
etsin) şöyle dediğini rivâyet ettik:
Ben bir kimseyi gıybet edecek olsam, ana-babamı gıybet ederdim; çünkü
onlar benim sevablarıma ortak olmaya daha lâyıktır.
|
٤- باب بَيانِ ما يَدْفَعُ به الغيبةَ عن نفسِه
اعلم أن هذا الباب له أدلةٌ كثيرةٌ في الكتاب والسنّة، ولكني أقتصرُ
منه على الإِشارة إلى أحرف، فمن كان موفَّقاً انزجرَ بها، ومن لم يكن
كذلك فلا ينزجر بمجلدات.
وعمدة الباب أن يعرضَ على نفسه ما ذكرناه من النصوص في تحريم الغيبة،
ثم يفكر في قول اللّه تعالى:
{ما يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ إِلاَّ لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ}
[ق: ١٨] وقوله تعالى:
{وَتَحْسَبُونَهُ هَيِّناً وَهُوَ عِنْدَ اللّه عَظِيمٌ}
[النور: ١٥] وما ذكرناه من
الحديث الصحيح
"إنَّ الرَّجُل لَيَتَكَلَّمُ بالكَلِمَةِ مِنْ سَخَطِ اللّه تعالى
ما يُلْقِي لَها بالاً يَهْوِي بِهَا في جَهَنَّمَ" (٢٨)
وغير ذلك مما قدّمناه في باب حفظ اللسان وباب الغيبة، ويضمّ
إلى ذلك قولهم: اللّه معي، اللّه شاهدي، اللّه ناظر إليّ.
وعن الحسن البصري رحمه اللّه أن
رجلاً قال له: إنك تغتابني،
فقال: ما بلغَ قدرُك عندي أن أحكِّمَكَ في حسناتي.
وروينا عن ابن المبارك رحمه اللّه
قال:
لو كنتُ مُغتاباً أحداً لاغتبتُ والديّ لأنهما أحقُّ بحسناتي. |