Geri

   

 

 

İleri

 

18. ÇEŞİTLİ DUÂLAR VE ZİKİRLER

 

Bil ki, ben bu kısma faydalanılması büyük olan zikirlerle duâlardan İnşa Allah çeşitli bölümler ortaya koyacağım. Bu bölümleri sıraya sokmak için benimseyeceğimiz bir esas yoktur. Muvaffak kılan Allah'dır.

١٨- كتاب الأذكار المتفرّقة

اعلم أن هذا الكتاب أنثرُ فيه إن شاء اللّه تعالى أبواباً متفرّقة من الأذكار والدعواتِ يعظم الانتفاعُ بها إن شاء اللّه تعالى، وليس لها ضابطٌ نلتزمُ ترتيبها بسببه، واللّه الموفّق‏.‏

1. Sevinçli Bir Haberle Müjdelenen Kimsenin Allahü teâlâ'ya Hamd Ve Sena Etmesi Müstehabdır

Bil ki, kim yeni bir nimete kavuşur yahut ondan bir musibet kalkarsa, Allahü teâlâ'ya şükür secdesi yapması ve Allahü teâlâ'nın şanına uygun şekilde ona hamd ve senada bulunması müstehabdır. Bu konuda hadisler ve nakiller çoktur, meşhurdur.

 

 

 

763- Amr ibn Meymun'dan rivâyet edilen Ömer ibn Hattâb'ın şehid edildiği zamanla ilgili Şûra (hilâfetin altı kişi arasında görüşülüp bir kişinin seçilmesi) konusuna dair uzunca hadisde, Ömer radıyallahü anh oğlu Abdullah'ı Hazret-i Âişe radıyallahü anha'ya gönderdi. Bununla iki arkadaşı (Peygamber ve Ebû Bekir) ile beraber yanında defnedilmek için, Hazret-i Âişe'den izin istemişti. Abdullah (gidip) dönünce, Ömer sordu:

Sende ne haber var? Abdullah:

— Senin sevdiğin (izin çıkma haberi) var, ey Mü’minlerin emiri! (Âişe) izin verdi, dedi. Hazreti Ömer: Allah'a hamd olsun. Benim için bundan daha önemli bir şey yoktu, dedi.

١- باب استحباب حمد اللّه تعالى والثناء عليه عندَ البِشارةِ بما يَسُرُّه

اعلم أنه يُستحبّ لمن تجدّدتْ له نعمةٌ ظاهرة، أو اندفعتْ عنه نقمةٌ ظاهرة أن يسجد شكراً للّه تعالى، وأن يحمدَ اللّه تعالى أو يثني عليه بما هو أهله، والأحاديث والآثار في هذا كثيرة مشهورة‏.‏

٧٦٣- روينا في صحيح البخاري، عن عمرو بن ميمون في مقتل عمر بن الخطاب رضي اللّه عنه في حديث الشورى الطويل؛

أن عمر رضي اللّه عنه أرسلَ ابنه عبد اللّه إلى عائشة رضي اللّه عنها يستأذنُها أن يُدفن مع صاحبيه، فلما أقبلَ عبدُ اللّه قال عمر‏: ما لديك‏؟‏ قال‏: الذي تُحبُّ يا أميرَ المؤمنين، أذِنَتْ، قال‏: الحمدُ للّه ما كان شيءٌ أهمَّ إليّ من ذلك‏.‏‏ (١)