9. Çocuğun, Öğrencinin ve Talebenin
Babasını, Hocasını ve Şeyhini İsmi İle Çağırmaması
747-
Ebû Hüreyre'den
(radıyallahü anh) yapılan
rivâyetde şöyle anlatmıştır:
“Peygamber
sallallahü aleyhi ve sellem
beraberinde bir oğlan bulunan bir adam gördü. Oğlana sordu: Bu
(beraberindeki) kimdir? Çocuk, babamdır, dedi.
Peygamber
(sallallahü aleyhi ve sellem):
Önünde yürüme, sana kötü söz söylemesini gerektirecek bir iş
yapma, ondan önce oturma, ismi ile de onu çağırma." dedi.
Salih olduğu ittifakla kabul edilen büyük İmâm Ubeydullah ibn Zahr'dan
yapılan rivâyetde demiştir ki: Babanı ismi ile çağırman ve yolda
onun önünde yürümen (babaya karşı) asî olmaktan sayılır. |
٩- باب نهي الولد والمتعلم والتلميذ أن يُنادي أباه ومعلّمه وشيخه
باسمه
٧٤٧-
روينا في كتاب ابن السني، عن
أبي هريرة
رضي اللّه عنه: أن
النبيّ
صلى اللّه عليه وسلم رأى رجلاً معه غلام، فقال للغلام:
"مَنْ هَذَا؟" قال: أبي، قال: "فَلا تَمْشِ أمامَهُ، ولا
تَسْتَسِبَّ لَهُ، وَلا تَجْلِسْ قَبْلَهُ، وَلا تَدْعُهُ
باسْمِهِ". (٢٠)
قلت:
معنى لا تَسْتَسِبَّ له: أي لا تفعل فعلاً يتعرّض فيه لأن يسبّك
أبوك زجراً لك وتأديباً على فعلك القبيح.
٢/٧٣٧
وروينا فيه، عن السيد الجليل العبد الصالح المتفق على صلاحه عبيد
اللّه بن زَحْر، بفتح الزاي وإسكان الحاء المهملة
رضي اللّه عنه قال: يُقال من
العقوق أن تُسَمِّي أباك باسمه، وأن تمشيَ أمامَه في طريق.
(٢١) |