Geri

   

 

 

İleri

 

13. Önceki Konu İle İlgili Meseleler

Mes'ele: Seni çağıran bir adama, emrindeyim ve yardimmdayım yahut sadece emrindeyim demek müstehabdır. Yine bir kimseye merhaba denince yahut ona bir iyilik yapılınca, yahut adamda güzel bir iş görünce, "Allah seni korusun" ve "seni hayırla mükâfatlandırsın' şeklinde ve buna benzer söz söylemek müstehabdır. Bunun delilleri Sahîh hadislerden çok vardır ve meşhurdur.

 

 

Mes'ele: Amelde takvada yahut bu gibi halleri bulunan bir kimseye:

“Allah beni sana feda kılsın", yahut "anam-babam sana feda olsun" ve bunun gibi sözler söylemekte sakınca yoktur. Bununda delilleri Sahîh olan hadislerde çoktur, meşhurdur. Kısaltmak için onları söylemedim.

 

Mes'ele: Bir kadının yabancı bir erkekle konuşması caiz olan alış-veriş ve bunlar dışındaki yerlerde onlarla konuşmaya muhtaç kaldığı zaman sözünü ciddi ve sert yapması gerekir. Kendisine erkeğin meyli olmasın diye yumuşak söz söylemez.

 

 

 

 

Âlimlerimizden İmâm Ebû'l-Hasan el-Vahidî, el-Basît adlı kitabında şöyle demiştir: Âlimlerimiz demiştir ki, kadın zariftir, yabancılarla konuştuğu zaman ciddi konuşsun. Çünkü böyle davranmak, kalbi fitneye düşürmekten daha çok uzaklaştırır. Yine hısımlık yolu ile haram olanlarla da böyle yapmalıdır. Görülmüyor mu ki, bu vasiyete bağlı olarak devamlılık üzere insanlara haram olan Mü’minlerin anneleri (Peygamberin zevceleri) hakkında şöyle buyurmuştur:

"Ey Peygamber hanımları! Siz diğer kadınlardan biri gibi değilsiniz. Eğer takva sahibi olmak istiyorsanız, (yabancı erkeklere karşı) yumuşak söz söylemeyin. O takdirde kalbinde bir bozukluk olan umuda düşer."

 

Ben derim ki, kadının sesini sert söylemesine dair el-Vâhidî'nin anlattığını yine âlimlerimiz söylemiştir. Şeyh İbrahim el-Mervezî de âlimlerimizden olmakla şöyle demiştir: Kadının erkeğe karşı ciddî konuşmasının yolu, avucunun dışı ile ağızını örtüp böylece erkeğe cevab vermesidir. En iyisini Allah bilir.

 

Bu konuda el-Vâhidî'nin söylediği, hısımlık bakımından haram olan yabancı gibi aynen haramdır sözü zayıftır. Onun muhalefeti de âlimlerimiz arasında meşhurdur. Çünkü onların akraba yakınlığı gibi mahrem olmaları, beraber bulunma ve bakma cevazı bakımındandır. Sihriyat ve hısımlık hususu ve bu yönden kan akrabası gibidir. Mü’minlerin annelerine gelince, onlar sadece nikâh edilememek yönünden ve onlara hürmet etmek farz olduğundan anneler gibidirler. Bundan dolayıdır ki, Kızlarını nikahlamak helâl olmuştur. (Fakat insan neseben annesinin kızını nikâhlayamaz, kız kardeşi olur.) En iyisini Allah bilir.

١٣- باب في مسائل تتعلَّق بما تقدَّم

مسألة‏: يُستحبّ إجابةُ مَن ناداك بلبّيك وسعديك أو لبّيك وحدها، ويُستحبّ أنْ يقول لمن ورد عليه مرحِّباً، وأن يقول لمن أحسن إليه أو رأى منه فعلاً جميلاً‏: حفظك اللّه وجزاك اللّه خيراً، وما أشبهه، ودلائل هذا من الحديث الصحيح كثيرة مشهورة‏.‏

مسألة‏: ولا بأس بقوله للرجل الجليل في علمه أو صلاحه أو نحو ذلك‏: جعلني اللّه فداكَ، أو فِداكَ أبي وأُمي وما أشبهه، ودلائل هذا من الحديث الصحيح كثيرة مشهورة حذفتها اختصاراً‏.‏

مسألة‏: إذا احتاجتْ المرأة إلى كلام غير المحارم في بيع أو شراء أو غير ذلك من المواضع التي يجوز لها كلامه فيها فينبغي أن تفخِّمَ عبارتَها وتغلظها (٢٩) ‏ولا تليِّنها مخافةً من طمعه فيها‏.‏

قال الإِمام أبو الحسن الواحدي من أصحابنا في كتابه ‏"‏البسيط‏"‏‏:

قال أصحابنا‏: المرأة مندوبة إذا خاطبتِ الأجانبَ إلى الغِلْظة في المقالة، لأن ذلك أبعد من الطمع في الريبة، وكذلك إذا خاطبتْ مَحرماً عليها بالمصاهرة، ألا ترى أن اللّه تعالى أوصى أُمّهات المؤمنين وهنّ محرّمات على التأبيد بهذه الوصية، فقال تعالى‏:

{‏يا نساءَ النَّبيّ لَسْتُنَّ كَأحَدٍ مِنَ النِّساءِ إِنِ اتَّقَيْتُنَّ فَلا تَخْضَعْنَ بالقَوْلِ فَيَطْمَعَ الَّذي في قَلْبِهِ مَرَضٌ‏} ‏‏[‏الأحزاب‏: ‏٣٢‏]

قلتُ‏: هذا الذي ذكره الواحدي من تغليظ صوتها، كذا قاله أصحابنا‏.‏ قال الشيخ إبراهيم المروزي من أصحابنا‏: طريقُها في تغليظه أن تأخذ ظهرَ كفّها بفيها وتُجيب كذلك، واللّه أعلم‏.‏

وهذا الذي ذكره الواحديُّ من أن المحرّم بالمصاهرة كالأجنبي في هذا ضعيف وخلاف المشهور عند أصحابنا؛ لأنه كالمَحرم بالقرابة في جواز النظر والخلوة‏.‏

وأما أُمَّهاتُ المؤمنين فإنهنّ أُمّهاتٌ في تحريم نكاحهنّ ووجوب احترامهنّ فقط، ولهذا يحلّ نكاح بناتهنّ، واللّه أعلم‏.‏