Geri

   

 

 

İleri

 

10. Arafat'da Müstehab Olan duâlar ve Zikirler

Bayram zikirleri bülümünde Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in şu hadîsini daha önce beyan etmiştik:

502- "Arafe gününde duâların en hayırlısı, benim ve benden önceki peygamberlerin söylediklerimizin en hayırlısı şu:

(Lâilâhe illâllâhu vahdehû lâ şerîkelehu. Lehu'l-mulkü velehu'l-hamdü ve huve alâ külli şey'in kadîr.)

"Allah'dan başka hiç İlâh yoktur, yalnız O vardır. O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur. Hamd O'na mahsustur. O, her şeye kadirdir".

Bu zikir ve duâyı çok yapmak, buna gayret sarfetmek müstehabdır. Bu Arefe günü, duâ için yılın en faziletli günüdür. Bu Arafat vakfesi haccın en büyük rüknüdür, haccın maksadı ve dayanağıdır. İnsan için uygun olan gücünü duâ ve zikir, Kur’ân okumaya vermek, çeşitli Duâları okumak ve türlü zikirleri söylemektir. Ayrıca kendine duâ eder ve her yerde zikir yapar. Hem tek başına, hem de topluca duâ eder. Şahsına, ana-babasına, yakınlarına, üstadlarına, dostlarına, arkadaşlarına, sevdiklerine, kendisine iyilik edenlere ve bütün müslümanlara duâ eder. Bunların hepsi hakkında noksanlık yapmaktan çok sakınmalıdır. Çünkü bu günü kaçırmak fırsatı ele geçmez. Diğer günler böyle değildir.

 

Duâda kafiyeli konuşmaya kendini zorlamaz; çünkü bu hareket kalbi meşgul eder, tevazu ve huzuru, acziyeti ve zilleti ve kalb duygusunu giderir. Kendisinin yahut başkasının hazırlayıp da ezberlemiş olduğu duâları okumakta bir sakınca yoktur; fakat sıralanış ve okunuşlarında zorluğa düşmemelidir.

 

Sünnet olan duâda sesi alçaltmak ve istiğfarı çok yapmaktır. Kalb ile inanarak bütün muhalif işlerden dil ile tevbe edilir. Duâ üzerinde ısrarla durulur ve tekrarlanır. Duânın kabulü acele olarak beklenmez.

 

Allah Sübhanehû ve teâlâ hazretlerine hamd ve sena ile başlar ve onunla tamamlar ve Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e Salât ve selâm da getirerek yine bununla Duâsını bitirir. Abdestli olmaya ve Kabe'ye yönelik bulunmaya dikkat eder.

 

 

 

 

 

 

503- Hazreti Ali'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

“Arefe günü vakfe yerinde Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in çoğunlukla Duâsı şu idi:

"Allah'ım, dediğimiz gibi ve dediğimizden daha hayırlısı ile hamd Sana mahsustur.

 

Allah'ım! Namazım, ibâdetim, hayatım ve ölümüm senin içindir. Dönüşüm de Sanadır. Bütün varlığım Senindir Rabbim.

 

Allah'ım, kabir azabından, kalb vesvesesinden ve (dünya ile ilgili) iş dağınıklığından Sana sığınırım.

Allah'ım! Rüzgârın getirdiği kötülükten ben Sana sığınırım."

 

 

Arafat'da vakfe zamanlarında çok telbiye getirmek, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e fazlaca salât ve selâm eylemek müstehabdır. Zikir ve duâ ile ağlamayı çoğaltmalidır. Göz yaşları burada dökülür, günahlar burada kaldırılır ve isteklerin elde edilmesi umulur. Çünkü orası büyük bir toplantı yeridir, yüksek bir toplama yeridir. Orada Allah'ın ihlâs sahibi seçkin kulları toplanır. Orası dünya toplanma yerlerinin en büyüğüdür.

 

 

Yine (Arafat) için tercih edilen duâlardan:

"Allah'ım! Bize dünyada iyilik ver, âhiretde de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru. Allah'ım! Ben kendime çok zulüm yaptım. Muhakkak ki Senden başka günah bağışlayan yoktur. Tarafından bir mağfiretle beni bağışla, bana merhamet et; çünkü Sen mağfireti bol olan merhamet sahibisin. Allah'ım! Bana öyle bir mağfiret ihsan et ki, dünya ve ahiret hâlimi düzeltmiş olsun. Bana bir rahmet ihsan et ki, onunla dünya ve âhirette mutlu olayım. Benden öyle kesin bir tevbe kabul et ki, asla hiç bir zaman ondan dönmeyeyim. Doğru yol üzere beni bulundur da ondan meyletmeyeyim. Allah'ım! Beni masiyet zilletinden itaat izzetine çevir. Beni balalınla haramından koru, Sana itaat etmekle Sana günah işlemekten koru. Bana ihsan etmekle Senden başkasına muhtaç etme. Kalbimi ve kabrimi nurlarıdır. Bütün kötülüklerden beni koru ve benim için bütün hayırları topla."

١٠- فصل‏: في الأذكار والدعوات المستحبّات بعرفات‏.‏

٥٠٢- قد قدَّمنا في أذكار العيد حديث (١٣) ‏النبيّ صلى اللّه عليه وسلم

‏"‏خَيْرُ الدُّعاءِ يَوْمَ عَرَفَة، وَخَيْرُ ما قُلْتُ أنا وَالنَّبِيُّونَ مِنْ قَبْلِي‏: لا إِلهَ إِلاَّ اللّه وَحْدَهُ لا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ المُلْكُ وَلَهُ الحَمْدُ وَهُوَ على كُلّ شَيْءٍ قَدِيرٌ‏"‏‏.‏

فيُستحبّ الإِكثارُ من هذا الذكر والدعاء، ويَجتهدُ في ذلك، فهذا اليوم أفضلُ أيام السنة للدعاء، وهو مُعظم الحج (١٤) ، ومقصودُه والمعوّل عليه، فينبغي أن يستفرغَ الإِنسانُ وُسعَه في الذكر والدعاء وفي قراءة القرآن، وأن يدعوَ بأنواع الأدعية، ويأتي بأنواع الأذكار، ويدعو لنفسه ويذكر في كلّ مكان، ويدعو منفرداً ومع جماعة، ويدعو لنفسه ووالديه وأقاربه ومشايخه وأصحابه وأصدقائه وأحبابه، وسائر مَن أحسن إليه وجميع المسلمين‏.‏ وليحذر كلَّ الحذرِ من التقصير في ذلك كله، فإن هذا اليوم لا يمكن تداركه، بخلاف غيره‏.‏ ولا يتكلَّفُ السجعَ في الدعاء، فإنّه يُشغل القلبَ ويُذهبُ الانكسار والخضوعَ والافتقار والمسكنة والذلّة والخشوع، ولا بأس بأن يدعو بدعواتٍ محفوظة معه له أو غيره مسجوعة إذا لم يشتغل بتكلّف ترتيبها ومراعاة إعرابها‏.‏

والسُّنّة أن يخفضَ صوته بالدعاء، ويكثر من الاستغفار والتلفّظ بالتوبة من جميع المخالفات مع الاعتقاد بالقلب ويلحّ في الدعاء ويكرّره، ولا يستبطىء الإِجابة، ويفتح دعاءه ويختمه بالحمد للّه تعالى والثناء عليه سبحانه وتعالى، والصلاة والتسليم على رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم، وليختمه بذلك وليحرص على أن يكون مستقبلَ الكعبة وعلى طهارة‏.‏

٥٠٣- وروينا في كتاب الترمذي، عن عليّ رضي اللّه عنه قال‏: ‏أكثرُ دعاءِ النبيّ صلى اللّه عليه وسلم يوم عَرَفة في الموقف ‏قال‏:‏

‏”‏‏اللّهمَّ لَكَ الحمدُ كالذي نقولُ، وخيراً مما نقولُ؛

اللّهمَّ لَكَ صَلاتِي وَنُسُكِي، وَمَحْيايَ وَمَمَاتِي، وإلَيْكَ مآلِي، وَلَكَ رَبِّ تُرَاثي؛

اللّهمَّ إني أعُوذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ القَبْرِ، وَوَسْوَسَةِ الصَّدْرِ، وَشَتاتِ الأمْرِ؛

اللّهمَّ إِني أعُوذُ بِكَ مِنْ شَرّ ما تجيءُ بهِ الرّيحُ‏"‏‏.‏‏ (١٥)

ويُستحبّ الإِكثار من التلبية فيما بين ذلك، ومن الصَّلاة والسلام على رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم، وأن يُكثِرَ من البكاء مع الذكر والدعاء، فهنالك تُسكبُ العَبَرات، وتُستقال العثرات، وترتجى الطلبات، وإنه لموقفٌ عظيم ومَجمع جليل، يجتمعُ فيه خيار عباد اللّه المخلصين، وهو أعظم مجامع الدنيا‏.‏

ومن الأدعية المختارة‏ (١٦) ‏ ‏قال‏:‏

‏”‏‏اللّهمَّ آتِنا في الدُّنْيا حَسَنَةً وفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنا عَذَابَ النَّارِ‏"‏‏.‏

‏اللّهمَّ إني ظَلَمْتُ نَفْسِي ظُلْماً كَثِيراً، وإنَّه لا يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أنْتَ، فاغْفرْ لي مَغْفِرَةً مِنْ عندِكَ، وَارْحَمْنِي إنَّكَ أنْتَ الغَفُورُ الرَّحِيمُ‏"‏‏.‏

‏اللّهمَّ اغْفِرْ لي مَغْفِرَةً تُصْلِحْ بِها شأني فِي الدَّارَيْنِ، وارْحَمْنِي رَحْمَةً أسْعَدُ بِهَا في الدَّارَيْنِ، وَتُبْ عليَّ تَوْبَةً نَصُوحاً لا أنْكُثُها أبَداً، وألْزِمْنِي الاسْتِقَامَةِ لا أَزيغُ عَنْها أبَداً‏"‏‏.‏

‏اللّهمَّ انْقُلْنِي مِنْ ذُلِّ المَعْصِيَةِ إلى عِزَّ الطَّاعَةِ، وأغْنِنِي بحَلالِكَ عَنْ حَرَامِكَ، وَبِطاعَتِكَ عَنْ مَعْصِيَتِكَ، وَبِفَضْلِكَ عَمَّن سِوَاكَ‏"‏‏.‏

‏"‏وَنَوِّرْ قَلْبِي وَقَبْرِي وأعِذْنِي مِنَ الشَّرَّ كُلِّهِ، واجْمَعْ لي الخَيْرَ كُلَّهُ‏"‏‏.‏