Geri

   

 

 

İleri

 

8. “Say”in Zikirleri

Sa'y esnasında Duânın makbul olduğu daha önce geçmişti. Sünnet olan, Safa tümseğinde Kabe'ye dönerek beklemeyi uzatıp tekbir almak ve şöyle söyleyip duâ etmektir:

 

 

"Allah her şeyden büyüktür. Allah her şeyden büyüktür. Allah her şeyden büyüktür. Hamd Allah'a mahsustur. Bizi hidâyete ileten Allah büyüktür. Bize verdiği nimetten ötürü hamd Allah'a mahsustur. Allah'dan başka hiç bir İlâh yoktur; yalnız O vardır, Onun ortağı yoktur. Bütün mülk Onundur, hamd O'nadır. Diriltir ve öldürür. Hayır O'nun kudret elindedir. O, her şeye kadirdir. Allah'dan başka hiç bir İlâh yoktur. (Dini üstün kılacağına dair) sözünü yerine getirdi. (Peygamber) kulunu zafere ulaştırdı. Allah kendi kudreti ile (İslâmı yok etmek için birleşen) hizibleri perişan etti. Allah'dan başka hiç bir İlâh yoktur. Allah'ın dininde ihlâs Sahîhleri olarak ancak O'na ibâdet ederiz, kâfirler hoşlannıasalar da... Allah'ım Sen buyurdun: Bana duâ edin sizden kabul edeyim. Muhakkak ki Sen verdiğin sözden caymazsın. Şimdi ben Senden istiyorum: Beni nasıl İslâma ilettinse, ben müslüman olduğum hâlde beni Sen öldürünceye kadar onu benden ayırma."

Sonra dünya ve ahiretle ilgili Çayırlı şeyler ister. Bu zikir ve duâları üç kez tekrarlar, telbiye getirmez. Merve tümseğine vardığı zaman, Safâ'da söylediği zikir ve duâları söyler.

 

 

İbn Ömer'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, Safâ'da şöyle duâ ederdi:

 

 

"Allah'ım! Senin dininle, Sana ve Senin Peygamberin sallallahü aleyhi ve sellem'e itaatle bizi koru ve yasaklarından bizi uzaklaştır. Allah'ım! Bizi, Seni sevenlerden, meleklerini, peygamberlerini ve Resûllerini sevenlerden ve salih kullarını sevenlerden yap. Allah'ım! Bizi Sana sevdir; meleklerine, peygamberlerine, Resûllerine ve salih kullarına sevdir, Allah'ım! Bizi hak olan güzel yola ilet ve bizi kötü yoldan uzaklaştır. Dünya ve ahirette bizi bağışla ve bizi takva sahibi olan kimselerden yap."

 

 

Safa ve Merve arasında gidip gelirken şöyle duâ eder:

"Rabbim, bağışla ve rahmet buyur, (hakkımda günah olarak) bildiklerini ört; çünkü Sen her şeye üstün gelen en büyük ikram sahibisin. Ey Allah'ım! Bize dünyada iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru."

 

 

Sa'y esnasında ve her yerde yapılması tercih edilen duâlardan biri de şu:

"Ey kalbleri halden hâle çeviren Allah'ım! Benim kalbimi Senin dinin üzere sabit kıl. ALLAH'ım! Rahmetinin gereği olan şeyleri ve mağfiretinin büyüklerini, her günahdan selâmeti, cennete kavuşmayı, ateşten kurtulmayı Senden istiyorum. Allah'ım! Senden hidâyet, takva, iffet ve nefis zenginliği istiyorum.

Allah'ım! Seni anmaya, Sana şükretmeye ve Sana güzel ibâdet etmeye bana yardım et. Allah'ım! Hayırlardan bildiğim ve bilmediğim her şeyi Senden istiyorum. Kötülüklerden de bilmediğim ve bildiğimin hepsinden Sana sığınırım. Ben Senden cenneti ve söz ve işlerden cennete yaklaştıran şeyleri istiyorum. Ateşte ve ateşe yaklaştıran söz ve işlerden de Sana sığınırım."

Eğer Kur’ân okunursa daha faziletli olur. Uygun düşen bu duâ ve zikirlerle Kur’ân okumayı bir araya toplamaktır. Eğer kısaltmak gerekiyorsa önemli olanla yetinilir.

٨- فصل‏: في أذكار السعي،

وقد تقدَّم أنه يُستجاب الدعاءُ فيه، والسُّنّة أن يُطيل القيام على الصفا ويستقبل الكعبة فيُكبّر ويدعو فيقول ‏قال‏:‏

‏”‏‏اللّه أكْبَرُ اللّه أكْبَرُ اللّه أكْبَرُ وللّه الحَمْدُ، اللّه أكْبَرُ على ما هَدَانا، والحَمْدُ للّه على ما أولانا، لا إِلهَ إِلاَّ اللّه وَحْدَهُ لا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ المُلْكُ وَلَهُ الحَمْدُ يُحْيِي ويُمِيتُ بِيَدِهِ الخَيْرُ وَهُوَ على كُلّ شَيْءٍ قَدِيرٌ، لا إِلهَ إِلاَّ اللّه أنجَزَ وَعْدَهُ، وَنَصَرَ عَبْدَهُ، وَهَزَمَ الأحْزَابَ وَحْدَهُ، لا إِلَهَ إِلاَّ اللّه، وَلا نَعْبُدُ إِلاَّ إيَّاهُ، مُخْلِصِينَ لَهُ الدّينَ وَلَوْ كَرِهَ الكافِرُون؛

اللّهمَّ إِنَّكَ

قُلْتَ‏: ادْعُونِي أسْتَجِبْ لَكُمْ، وَإِنَّكَ لا تُخْلِفُ المِيعادَ، وإنِّي أسألُكَ كما هَدَيْتِني لِلإِسْلامِ أنْ لا تَنْزِعَهُ مِنِّي حتَّى تَتَوَفَّاني وأنَا مسلم‏"‏‏.‏

ثم يدعو بخيرات الدنيا والآخرة، ويكرّر هذا الذكر والدعاء ثلاثَ مرّات، ولا يُلبّي؛ وإذا وصل إلى المروة رَقَى عليها وقال الأذكار والدعواتِ التي قالها على الصفا‏.‏

وروينا (٨) ، عن ابن عمر رضي اللّه عنهما أنه كان يقول على الصفا‏:

اللّهمَّ اجْعَلْنا نُحِبُّكَ، ونُحِبُّ مَلائِكَتَكَ وأنْبِياءَكَ وَرُسُلَكَ، وَنُحِبُّ عِبادَكَ الصَّالِحِينَ؛

اللّهمَّ حَبِّبْنا إلَيْكَ وَإلى مَلائِكَتِكَ وإلَى أنْبِيائِكَ وَرُسُلِكَ وإلى عِبادِكَ الصَّالِحِينَ؛

اللّهمَّ يَسِّرْنا لليُسْرَى، وَجَنِّبْنا العُسْرَى، واغْفِرْ لَنا في الآخِرَةِ والأولى، وَاجْعَلْنا مِنْ أئمَّةِ المُتَّقِينَ‏"‏‏.‏

ويقول في ذهابه ورجوعه بين الصفا والمروة‏: رَبّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَتجاوَزْ عَمَّا تَعْلَمُ إنَّكَ أنْتَ الأعَزُّ الأكْرَمُ؛

اللّهمَّ آتِنا في الدُّنْيا حَسَنَةً وفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ‏.‏

ومن الأدعية المختارة في السعي وفي كل مكان‏:

اللّهمَّ يا مُقَلِّبَ القُلُوبِ (٩)

‏ ثَبِّتْ قَلْبِي على دينِكَ‏ (١٠)‏،

اللّهمَّ إني أسألُكَ مُوجِباتِ رَحْمَتِكَ، وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ، وَالسَّلامَةَ مِنْ كُلِّ إثْمٍ، وَالفَوْزَ بالجَنَّةِ، وَالنَّجاةَ مِنَ النَّارِ؛

اللّهمَّ إنِّي أسألُكَ الهُدَى والتُّقَى والعَفَافَ وَالغِنَى؛

اللّهمَّ أعِنِّي على ذِكْرِكَ وَشُكْرِكَ وَحُسْنِ عِبَادَتِك؛

اللّهمَّ إني أسألُكَ مِنَ الخَيْرِ كُلِّهِ ما عَلِمْتُ مِنْهُ وَما لَمْ أَعْلَمْ وأعُوذُ بِكَ مِنَ الشَّرّ كُلِّهِ ما عَلِمْتُ مِنْهُ وَمَا لَمْ أعْلَمْ، وأسألُكَ الجَنَّةَ وَما قرَّب إِلَيْها مِنْ قَوْل أوْ عَمَلٍ‏ (١١) ، وأعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ وَمَا قَرَّبَ إلَيْها مِننْ قَوْلٍ أوْ عَمَلٍ‏.‏ ولو قرأ القرآن كان أفضل‏.‏ وينبغي أن يجمع بين هذه الأذكار والدعوات والقرآن، فإن أراد الاقتصار أتى بالمهمّ‏.‏