Geri

   

 

 

İleri

 

26. Yatağa Yatıp Uyumak İstediği Zaman Okunacak duâ

Allahü teâlâ buyurur:

"Göklerin ve arzın yaratılışında, gece ile gündüzün değişmesinde, (Allah'ın kudret ve azametine, varlığına ve eşsizliğine) delâlet eden pek çok alâmetler vardır. O kimseler ki, ayakta iken, otururken ve yatarlarken (her hallerinde) Allah'ı anarlar (zikrederler)...

(Bu âyeti kerîmenin delaletiyle anlaşılıyor ki, yatarken dahi düşünüp Allah'ı zikretmek gereklidir.)

233- Huzeyfe ve Ebû Zerr'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre demişlerdir ki:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem yatağına büründüğü zaman şöyle derdi:

"Bismi-kellâhümme ahyâ ve emûtü" Allah'ım, Senin adınla dirilirim ve ölürüm."

 

 

 

 

234- Berâ ibn Azib'den (radıyallahü anhüma) ve Hazreti Ali'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, (dâmâdı) Ali'ye ve (kızı) Fâtımâ'ya şöyle buyurdu:

Yatağınıza büründüğünüz zaman, (yahut döşeğinize girdiğiniz zaman)

 

Otuz üç kez tekbir getirin (Allahü Ekber, deyin),

Otuzüç kez tesbîh çekin (Sübhânellah, deyin),

Otuzüç kez de hamd getirin (el-hamdü lillâh, deyin)."

Bir rivâyette,

"Otuzdört tesbîh getirin" dir.

Başka bir rivâyette de,

"Otuzdört tekbir getirin" şeklindedir.

Hazreti Ali der ki: Ben bunu Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den duyalı beri bırakmadım (her gece bu virde devam ettim). Kendisine soruldu:

- Sıffîn (savaşının şiddetli) gecesinde de mi, bırakmadın?

- Evet, Sıffîn gecesinde de, bırakmadım, dedi.

 

235- Ebû Hüreyred'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sizden biriniz, yatağına gireceği zaman, eteğinin içi ile silksin; çünkü insan (kalktıktan sonra yatağına) hangi şeyin oturduğunu bilmez.

 

 

Sonra şöyle desin:

(Rabbim, Senin isminle yanım üzere yattım ve Seninle (kudretinle) onu kaldırırım. Eğer canımı alırsan, ona merhamet et ve eğer onu salıverirsen, salih kullarım koruduğun şeyle onu da koru)

Bir rivâyette:

“Yatağını üç defa silksin" şeklindedir.

236- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki:

"Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem her gece yatağına girince, avuçlarım bir araya getirir, sonra onlara üfürür ve ikisine şunları okurdu:

 

 

 

 

 

İhlâs sûresini, Felak ve Nas sûrelerini...

 

 

 

Sonra iki avucu ile bedeninden ulaşabildiği yerleri sıvardı. Önce elleriyle baş ve yüzünden başlayarak mesheder ve vücûdun ön tarafını da böyle sıvardı. Bunu üç defa yapardı."

٢٦- باب ما يقولُ إذا أرادَ النومَ واضطجعَ على فراشِه

قال اللّه تعالى‏: {‏إنَّ في خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالأرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهارِ لآياتٍ لأُولي الألْبابِ‏.‏ الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللّه قِياماً وَقُعُوداً وَعَلى جُنُوبِهِمْ‏} ‏آل عمران‏: ١٩٠ـ١٩١ الآيات‏.‏

 

٢٣٣- وروينا في صحيح البخاري رحمه اللّه، من رواية حذيفة وأبي ذرّ رضي اللّه عنهما‏: أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم كان إذا أوى إلى فراشه قال‏: ‏"‏ باسْمِكَ اللّهمَّ أحْيا وأمُوت‏"‏

ورويناهُ في صحيح مسلم، من رواية البراء بن عازب رضي اللّه عنهما‏.  (٦٠)

٢٣٤- وروينا في صحيحي البخاري ومسلم، عن عليّ رضي اللّه عنه‏: أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم قال له ولفاطمة رضي اللّه عنهما‏:

‏"‏إذَا أوَيْتُما إلى فِرَاشِكُما، أوْ إذَا أخَذْتُما مَضَاجِعَكُما

فَكَبِّرَا ثَلاثاً وَثَلاثِينَ،

وَسَبِّحا ثَلاثاً وثَلاثِينَ،

وَاحْمَدَا ثَلاَثاً وَثَلاثِينَ‏"‏‏.‏

وفي رواية ‏قال‏:‏

‏”‏‏التَّسْبِيحُ أرْبَعاً وَثِلاثِينَ‏"‏‏.‏

وَفي رواية ‏قال‏:‏

‏”‏‏التَّكْبيرُ أرْبعاً وَثَلاثِينَ‏"‏‏.‏ قالَ عليّ‏: فما تركته منذ سمعتُه من رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم، قيل له‏: ولا ليلة صفين‏؟‏ قال‏: ولا ليلة صفّين‏.‏ (٦١)

٢٣٥- وروينا في صحيحي البخاري ومسلم عن أبي هريرة رضي اللّه عنه قال‏: قال رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏"‏إذَا أوَى أحَدُكُمْ إلى فِرَاشِهِ فَلْيَنْفُضْ فِرَاشَهُ بِدَاخلَةِ إِزَارِهِ، فإنَّهُ لا يَدْرِي ما خَلَفَهُ عَلَيْهِ،

ثُمَّ يَقُولُ‏: باسْمِكَ رَبي وَضَعْتُ جَنْبِي وَبِكَ أرْفَعُهُ، إنْ أمْسَكْتَ نَفْسِي فارْحَمْها، وَإِنْ أرْسَلْتَها فاحْفَظْها بما تَحْفَظُ بِهِ عِبادَكَ الصَّالِحينَ‏"‏

وفي رواية ‏"‏يَنْفُضُهُ ثَلاثَ مَرَّاتٍ‏"‏‏.‏  

٢٣٦- وروينا في الصحيحين عن عائشة رضي اللّه عنها أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏: كان إذا أخذ مضجعه نفث في يديه وقرأ بالمعوّذات ومسح بهما جسده‏.‏ (٦٣)

وفي الصحيحين عنها أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم كان إذا أوى إلى فراشه كل ليلة جمع كفّيه ثم نفث فيهما وقرأ فيهما‏:

{‏قُلْ هُوَ اللّه أحَدٌ‏} ‏و‏

{‏قُلْ أعُوذُ بِرَبّ الفَلَقِ‏} ‏و‏

{‏قُلْ أعُوذُ بِرَبّ الناس‏} ‏ثُم مسح بهما ما استطاع من جسده، يبدأ بهما على رأسه ووجهه وما أقبل من جسده، يفعل ذلك ثلاث مرّات،

قال أهل اللغة‏: النفث‏: نفخ لطيف بلا ريق‏.‏

Belâ ve Âfetlerden Korunmak İçin Okunacak duâ

237- Ukbe ibn Amr'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Bakara sûresinin sonunda iki âyet vardır ki, herhangi bir gecede onları kim okursa, onu korurlar."

Âlimler, korumanın manası üzerinde ihtilaf etmişlerdir. Bir kısmı, okuduğu gece onu âfetlerden korur, demiştir. Bir kısmı da, okuduğu geceyi ibâdetle geçirmiş sayılır, demiştir.

 

 

 

Ben de derim ki, her iki halin murad edilmiş olması caizdir.

 

 

238- Berâ ibn Azib'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:

"Yatağına gideceğin zaman, namaz için aldığın abdest gibi abdest al, sonra sağ yanın üzere yat ve şöyle de:

 

Allahümme eslemtü nefsî ileyke...

(Allah'ım, kendimi Sana teslim ettim ve işimi Sana bıraktım, sırtımı da Senin himayene dayadım; hem korkarak, hem de Senden umarak... Senden başka sığmak ve barınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin Peygambere îman ettim). Bunları söyledikten sonra ölürsen, İslâm üzere ölürsün. Bunlar, okuduğun duâların sonu olsun. "

كفتاه من الآفات

٢٣٧- وروينا في الصحيحين عن أبي مسعود الأنصاري البدري عقبة بن عمرو رضي اللّه عنه قال‏: قال رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏"‏الآيَتانِ مِنْ آخِرِ سُورَةِ البَقَرَةِ مَنْ قَرأ بِهِما في لَيْلَةٍ كَفَتاهُ‏"‏‏.‏

اختلف العلماء في معنى كفتاه؛ فقيل‏: من الآفات في ليلته

وقيل‏: كفتاه من قيام ليلته‏.‏

قلت‏: ويجوز أن يُراد الأمران‏.‏

٢٣٨- وروينا في الصحيحين عن البَراء بن عازب رضي اللّه عنهما، قال‏: قال لي رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏‏"‏إذَا أتَيْتَ مَضْجَعَكَ فَتَوَضَّأَ وُضُوءَكَ لِلصَّلاةِ، ثُمَّ اضْطَجِعْ على شِقِكَ الأيْمَنِ وَقُلِ‏:

اللّهمَّ أسْلَمْتُ نَفْسِي إِلَيْكَ، وَفَوَّضْتُ أمْرِي إِلَيْكَ، وَألجأْتُ ظَهْرِي إِلَيْكَ، رَغْبَةَ وَرَهْبَةً إِلَيْكَ، لا ملجأ وَلا مَنْجَى مِنْكَ إِلاَّ إِليْكَ، آمَنْتُ بِكِتابِكَ الَّذي أنْزَلْتَ، وَنَبِيِّكَ الَّذي أَرْسَلْتَ‏.‏ فإنْ مِتَّ مِتَّ على الفِطْرَةِ، واجْعَلْهُنَّ آخِرَ ما تَقُولُ‏"‏

هذا لفظ إحدى روايات البخاري، وباقي رواياته وروايات مسلم مقاربة لها‏.‏‏ (٦٥) (٦٦)

Yatarken Şeytanın Şerrinden Korunmak İçin Okunacak duâ

239- Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, Ramazan zekâtını (Fitreyi) korumakla beni görevlendirdi, (Fakirlere dağıtılmak üzere fitre olarak toplanan hurma benzeri malları gözetip korumak için beni vekil tayin etti). Sonra bilinmedik bir kimse gelip o yiyeceklerden avuçlamaya başladı..."

Böylece uzun bir hadis anlattı, Ebû Hüreyre... Nihâyet o bilinmedik kimse, hadîsin sonunda bana şöyle dedi:

Yatağına girdiğin zaman, Âyete'l-Kürsiyyi oku, (böylece) Allah'dan bir koruyucu (melek) asla senden ayrılmaz, seninle bulunur ve sabahlaymcaya kadar da, sana hiç bir şeytan yaklaşmaz. (Onun bu sözünü ben Peygambere böyle anlatınca), Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu:

(O sana gelip fitre malından aşıran, aslında şeytandı; fakat bu sözünde) sana doğru söyledi. Ancak (diğer sözlerinde) o yalancıdır, işte şeytan budur. "

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

240- Müminlerin annesi Hafsa'dan (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, uyumak istediği zaman, sağ elini yanağının altına kordu sonra şöyle derdi:

 

Allahümme kını azâbeke yevme teb'asü ibâdeke" (Allah'ım! Kullarını hesap için diriltip göndereceğin zaman, beni azabından koru) Bunu üç defa söylerdi."

 

 

 

 

 

 

 

 

241- Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem yatağına girdiği zaman şöyle söylerdi:

Allahümme rabbe's-semâvâti ...

 

(Ey gökleri yaratan, arzı yaratan, büyük Arş'ı yaratan, bizi yaratan, her şeyi yaratan, tohumu ve çekirdeği çatlatan, Tevrat'ı, İncil'i ve Kur'an'ı indiren Allah'ım. Kudretinle yakalar olduğun her kötülük sahibinin şerrinden Sana sığınırım. Sen başlangıcı olmayan evvelsin, Senden önce hiç bir şey yoktur. Sen, nihâyeti olmayan sonsun; Senden sonra hiç bir şey yoktur. En büyük alamet ve delillerle varlığı bilinen Zahir'sin; Senin üstünde hiç bir şey yoktur. Sen gözle görülüp idrak edilemeyen Batın'sın; Senden daha lâtif hiç bir şey yoktur. Bizim her borcumuzu öde ve bizi fakirlikten müstağni kıl) "Ebû Dâvud'un rivâyetinde, son cümle:

“Benim her türlü borcumu öde ve beni fakirlikten müstağni kıl." şeklindedir. )

 

 

 

242- Hazreti Ali'den (radıyallahü anh) Sahîh bir isnadla rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, yatağında şöyle derdi:

Allahümme innî eûzü ...

 

 

Allah'ım! Kudretinle yakalar olduğun her şeyin kötülüğünden, Kerîm olan zatına ve Kur'an'ına sığınırım. Allah'ım, Sen borcu ve günahı kaldırırsın. Senin ordun perişan olmaz, va'dın da bozulmaz. Şeref ve varlık sahibine, varlığı fayda vermez; şeref ve mevki ancak Sendendir. Allah'ım, Sana hamdederek Seni noksanlıklardan tenzih ederim.”

 

 

 

243- Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem yatağına girdiği zaman şöyle derdi:

 

 

"Elhamdü lillâhi'îlezîeî'amenâ ve sekânâ ve kefânâ ve âvânâ fekem mimmen lâ kâfiye lehû ve lâ mu'viye."

(O Allah'a hamd olsun ki, bize yedirdi, bize içirdi, bizden kötülükleri kaldırıp ihtiyaçlarımızı giderdi ve bizi korudu. Nice kimse vardır ki, onun ihtiyacını gideren yok, onu koruyucu yok...)"

244- Hasen bir isnadla Ebû Züheyr el-Enmâri diye çağrılan Ebû’l-Ezherî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, gece yatağına girdiği zaman şöyle söylerdi:

 

 

"Bismillâhi vada'tü cenbî. ...

 

(Allah'ın ismiyle yanım üzere yattım. Allah'ım, günahımı bağışla, şeytanımı kov, üzerimdeki Allah ve kul haklarını kaldır, beni en yüksek meclistekiler (melekler topluluğu) arasına koy."'

 

 

 

 

 

 

 

 

 

245- Nevfel el-Eşca'îden rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu:

"Kâfinin sûresini oku sonra onun arkasından uyu; çünkü o, şirkten kurtuluşu gerektirir. "

 

 

 

246- Ebû Ya'lâ el-Mevsılî'nin Müsned'inde, İbn abbas'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet ettiğine göre Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Size bir söz göstereyim mi ki, Sizi Allah azze ve celle'ye şirk koşmaktan kurtarsın!: Uyuyacağınız zaman Kâfirûn sûresini okuyunuz."

 

 

 

247- Irbâz ibn Sâriye'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem uykudan önce, tesbihleri (Sübhânellah, elhamdü lillâh, Allâhu Ekber sözlerini) okurdu. "

 

 

248- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem, Beni İsrâîl  ve Zümer sûrelerini okumadıkça uyumazdı." Tirmizî demiştir ki, bu Hasen hadîs dir.

 

249- İbn Ömer'den (radıyallahü anhüma) sahîh isnadla rivâyet edildiğine göre, demiştir ki; "Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem yatağına girdiği zaman şöyle derdi:

 

 

 

 (O Allah'a hamd olsun ki, ihtiyaçlarımı giderdi, beni barındırdı, beni yedirdi, beni içirdi. O Allah'dır ki, bana ihsan etti de artırdı, yine bana verdi de çoğalttı. Her hâlde Allah'a hamd olsun. Ey her şeyin yaratıcısı ve mâliki ve her şeyin İlâhı olan Allah'ım! Cehennemden Sana sığınırım)."

 

 

250- Ebû Said el-Hûdrî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

 

“Kim yatağına girdiği zaman üç kez şunu söylerse, günahları deniz köpüğü kadar, yıldızların sayısı kadar, kumsal yerin kumlan sayısı kadar ve dünya günleri sayısı kadar daahi olsa, Allah' Tealâ onun günahlarım bağışlar:

"Estağfirullâhellezî lâ ilâhe illâ hüve'l -hayye'l-kayyûme ve etûbü ileyh."

(Öyle bir Allah'dan mağfiret dilerim ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Hayy'dır (hayat sahibidir), Kayyûm'dur (her şeyi tasarruf ve idare edendir)."

 

 

251- Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in ashâbından ve Eşlem kabilesinden bir adamdan rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

"Ben, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in yanında oturuyordum. Bir de, Peygamberin ashâbından bir adam gelip dedi ki, bu gece ısınldım ve sabaha kadar uyuyamadım, peygamber sordu:

- Neydi o? adam;

- Akrebdi (ısıran), dedi. Peygamber ona şöyle buyurdu:

- Keşke gecelediğin zaman şu sözleri söyleyeydin, Allah'ın izni ile sana hiç bir şey zarar veremezdi:

 

"Eüzü bikelimâtillâhittâmmeti min şerri ma halaka."

(Allah'ın yarattığı şeylerin kötülüğünden, Allah'ın Kur'ân'ına sığınırım)"

 

 

 

 

 

 

252- Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bir adama, yatağına gireceği zaman Haşir sûresini okumayı tavsiye etti ve buyurdu:

Eğer (okuduğun gece) ölürsen, şehid ölürsün, (Ravi şübhelenerek) yahut Peygamber: Cennet ehlinden olursun, buyurdu, (şeklinde rivâyet etti)."

 

 

253- İbn Ömer'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem bir adama, yatağına girdiği zaman şöyle demesini emretti:

Allahümme ente halakte nefsi ...

(Allah'ım! Sen benim nefsimi yarattın ve Sen onu öldürürsün. Onu öldürmek ve diriltmek Sana aittir. Onu diriltirsen, onu koru ve eğer öldürür sen, ona mağfiret et. Allah'ım! Ben Senden afiyet isterim).”

İbn Ömer demiştir ki, ben bunu Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den işittim.

 

254- Sahîh isnadlarla.Ebû Hüreyre'den rivâyet edildiğine göre, bu hadîs, Ebû Bekir'in (radıyallahü anh) kıssası münasebetiyle' "Sabah ve Akşam ne Söylenir" bölümünde, kitabımızda başta zikredilmişti:

 

 

 

Allahümme fâtıre's-semâvâti ve’l-ardı ...

(Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybi ve hazırı bilen, her şeyin sahibi ve Rabbı olan Allah! Senden başka ilâh olmadığına şahidlik ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve şirkinden Sana sığınırım). Bu sözleri, sabahladığın, akşamladığın ve yattığın zaman söyle."

 

255- Şeddâd ibn Evs'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

 

 

"Yatağına girdiği zaman, Allahü teâlâ hazretlerinin kitabından bir sûre okuyup yatağına sığınan bir müslümana, Allah bir melek vekil eder de, o melek, müslüman ne zaman uyanırsa, uyamncaya kadar ona zarar verecek şeyi ona yaklaştırmaz. "

 

 

 

256- Câbir'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

 

 

“İnsan yatağına girdiği zaman, bir melekle bir şeytan ona doğru koşuşur. Melek der ki, Allah'ım hayırla sonuçlandır. Şeytan ise, kötülükle sonuçlandır, der. Adam, eğer Allahü teâlâ'yı zikreder, sonra uyursa, melek onu koruyarak geceler." 

 

257- Abdullah ibn Amr İbn'l-As'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, uyku için yattığı zaman şöyle derdi:

 

 

Allahümme bismike rabbî vada'tü cenbî, fağfir lî zenbî." (Ey yaratıcım olan Allah'ım, Senin adınla yanım üstü yattım. Benim Günahımı bağışla)

 

258- Ebû Ümâme'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim:

 

"Kim abdestli olarak yatağına girer de, ona uyku basıncaya kadar Azız ve yüce olan Allah'ı zikrederse, gece yatağında öteye beriye döndüğü her an içinde dünya ve ahiret hayırlarından kendisine verilmesini Azız ve Yüce Allah'dan istediği takdirde, Allah, o istediği şeyi ona verir."

 

259- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, yatağına girdiği zaman şöyle derdi:

Allahümme emti'nî ...

Allah'ım, kulağımla ve gözümle beni faydalandır ve onları bana bağışla. Beni düşmanım üzerine muzaffer kıl ve ondan intikamımı bana göster. Allah'ım, borç altında kalmaktan, açlıktan Sana sığınırım; zira açlık ne kötü bir düşüştür!.."

 

 

 

Âlimler demişlerdir ki, metinde geçen "Kulağımı ve gözümü bana varis kıl" sözünün manası, ben ölünceye kadar onları sağlam ve kusursuz bırak demektir.

Bir kısmına göre de mana şudur: Yaşlılıkla azaların ve diğer hislerin zayıfladığı sırada onları kuvvetli ve sağlam bırak, yani diğer azaların kuvveti üzerine onları varis kıl ve geri bırak demektir.

Bir de mana şudur denildi: kulağımı işitilen şeylere ve kendileriyle amel edilenlere bir muhafaza yap. Gözün varis kılınması da, gördüğü şeylerden ibret alması demektir.

Bir rivâyette de:

“Vec'alhülvarise minnî" şeklinde müfred olarak geçer. Buna göre, faydalanmayı bana varis kıl, manası kasdedilir.

260- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğen göre, şöyle demiştir:

"Resûlüllah salllahu aleyhi ve sellem ile ben arkadaş olalıdan itibaren dünyasını değişinceye kadar, şu şeylerden Allah'a sığmmadikça uyumazdı: Korkaklıktan, tenbellikten, usançlıktan, cimrilikten, yaşlılık belâsından, mal ve aile hakkında kötü manzaradan, kabir azabından, şeytandan ve onun şirkinden..."

 

261- Hazret-i Âişe'den rivâyet edildiğine göre, kendisi uyumak istediği zaman şöyle derdi:

"Allahümme innî es'elüke ...

(Allah'ım, ben senden salih ve yalancı olmayan sadık ve zarar vermeyen faydalı bir rüya istiyorum)." Hazret-i Âişe bu sözleri söylediği zaman, yanındakiler bilirlerdi ki, sabah oluncaya veya gece uyanıncaya kadar artık konuşmayacaktır.

 

262- Hazreti Ali'den (radıyallahü anh) şöyle dediği rivâyet edilir.

"Bakara sûresinin sonundan üç âyet okumadıkça, akıllı bir kimsenin uyuyacağını sanmıyorum." Buhârî ve Müslim'in şartı üzere, isnadı sahîhdir.

 

 

Yine Hazreti Ali'den rivâyet edilmiştir: İslâma giren akıl sahibi bir kimseyi sanmıyorum ki, "Âyete’l-kürsi"yi okumadıkça uyumuş olsun.

 

 

İbrahim Naha'î'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Kendileri yataklarına girdikleri zaman, ashâb onlara "Muavvizeteyni" Nâs ve Felak sûrelerini okumalarını onlara öğretirlerdi. Bir rivâyette de, şu sûreleri her gece üç defa okumalarını müstehab görürlerdi: İhlâs, Felâk ve Nâs sureleri... Müslim'in şartı üzere isnadı sahîhdir.

 

 

Bil ki, bu bölümle ilgili olan Hadisler ve eserler çoktur. Ancak bizim zikrettiklerimiz, onlarla amel edecek kimse için kâfidir. Okuyup faydalanmak isteyene usanç getirmemek korkusuyla bunlardan fazlasını kaldırdık. En iyi bilen Allah'dır. Bu bölümde zikredilen duâ ve zikirlerin hepsini insanın yerine getirmesi en uygunudur. Eğer imkân bulamıyorsa, en önemlilerinden yapabileceği kadarı ile yetinir.

ولا يقربَك شيطانٌ

٢٣٩- وروينا في صحيح البخاري، عن أبي هريرة رضي اللّه عنه قال‏:

وكَّلني رسولُ اللّه صلى اللّه عليه وسلم بحفظ زكاة رمضان، فأتاني آتٍ فجعل يحثو من الطعام‏.‏‏.‏ وذكر الحديث،

وقال في آخره‏:

إذا أويتَ إلى فراشِكَ فاقرأ آيةَ الكرسي، فإنه لن يزالَ معكَ من اللّه تعالى حافظ، ولا يقربَك شيطانٌ حتى تُصْبِحَ‏.‏ فقال النبيّ صلى اللّه عليه وسلم‏: ‏‏

"‏صَدَقَكَ وَهُوَ كَذُوبٌ، ذَاكَ شَيطانٌ‏"‏

أخرجهُ البخاري في صحيحه

فقال‏: وقال عثمان بن الهيثم‏: حدّثنا عوف عن محمد بن سيرين، عن أبي هريرة وهذا متصل، فإن عثمان بن الهيثم أحد شيوخ البخاري الذين روى عنهم في صحيحه،

وأما قول أبي عبد اللّه الحميدي في الجمع بين الصحيحين‏: إن البخاري أخرجه تعليقاً، فغير مقبول؛ فإن المذهب الصحيح المختار عند العلماء والذي عليه المحقّقون أن قول البخاري وغيره ‏قال‏:‏

‏”‏‏وقال فلان‏"‏ محمولٌ على سماعه منه واتصاله إذا لم يكن مدلِّساً وكان قد لقيَه، وهذا من ذلك‏.‏ وإنما المعلَّقُ ما أسقط البخاري منه شيخه أو أكثر بأن يقول في مثل هذا الحديث‏: وقال عوف، أو قال محمد بن سيرين، وأبو هريرة، واللّه أعلم‏.‏ ‏ (٦٧)

٢٤٠- وروينا في سنن أبي داود عن حفصة أُمّ المؤمني رضي اللّه عنها؛ أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم كان إذا أرادَ أن يرقدَ وضعَ يدَه اليمنى تحتَ خدّه ثم يقول‏:

‏اللّهمَّ قِني عَذَابَكَ يَوْمَ تَبْعَثُ عِبادَكَ‏.‏ ثَلاثَ مَرَّاتٍ‏"‏

ورواه الترمذي من رواية حذيفة، عن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم وقال‏: حديث صحيح حسن‏.‏

ورواه أيضاً من رواية البراء بن عازب ولم يذكر فيها ثلاث مرات‏.‏ (٦٨)

٢٤١- وروينا في صحيح مسلم وسنن أبي داود والترمذي والنسائي وابن ماجه، عن أبي هريرة رضي اللّه عنه، عن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم أنه كان يقولُ إذا أوى إلى فراشه‏:

‏"‏اللّهمَّ رَبَّ السَّمَوَاتِ وَرَبَّ الأرْضِ وَرَبَّ العَرْشِ العَظِيمِ، رَبَّنا وَرَبَّ كُلِّ شَيْءٍ، فالِقَ الحَبّ وَالنَّوَى، مُنَزِّل التَّوْرَاةِ وَالإِنجِيلِ وَالقُرآنِ، أعُوذُ بِكَ مِنْ شَرّ كُلّ ذِي شَرٍّ أنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ؛ أنْتَ الأول فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وأنْتَ الآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ، وأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وأنْتَ الباطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْءٌ، اقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ، وأغْنِنا مِنَ الفَقْرِ‏"‏

وفي رواية أبي داود ‏"‏اقْضِ عَنِّي الدَّيْنَ، وأغْنِني مِنَ الفَقرِ‏"‏‏.‏ (٦٩)

٢٤٢- وروينا بالإِسناد الصحيح في سنن أبي داود والنسائي، عن عليٍّ رضي اللّه عنه، عن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم أنه كان يقول عند مضجعه‏:

‏"‏اللّهمَّ إني أعُوذُ بِوَجْهِكَ الكَرِيمِ، وَكَلِماتِكَ التَّامَّة، مِنْ شَرّ ما أنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ،

اللّهمَّ أنْتَ تَكْشِفُ المَغْرَمَ والمأثمَ، اللَّضهُمَّ لا يُهْزَمُ جُنْدُكَ، وَلا يُخْلَفُ وَعْدُكَ، وَلا يَنْفَعُ ذَا الجَدّ مِنْكَ الجَدُّ، سُبْحانَكَ

اللّهمَّ وَبِحَمْدِكَ‏"‏‏.‏ (٧٠)

٢٤٣- وروينا في صحيح مسلم وسنن أبي داود والترمذي عن أنس رضي اللّه عنه؛ أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم كان إذا أوى إلى فراشه قال‏:

‏"‏الحَمْدُ للّه الَّذي أطْعَمَنا وَسَقَانا، وكَفانا وآوَانا، فَكَمْ مِمَّنْ لا كافِيَ لَهُ وَلا مُؤْوِيَ‏"‏

قال الترمذي‏: حديث حس صحيح‏.‏ (٧١)

 

٢٤٤- وروينا بالإِسناد الحسن في سنن أبي داود، عن أبي الأزهريّ، ويقال‏: أبو زهير الأنماري رضي اللّه عنه؛ أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم كان إذا أخذ مضجعه من الليل قال‏:

‏"‏باسْمِ اللّه وَضَعْتُ جَنْبِي،

اللّهمَّ اغْفِرْ ذَنْبِي، وأخْسِىءْ شَيْطانِي، وَفُكَّ رِهانِي، وَاجْعَلْنِي فِي النَّدِيّ الأعْلَى‏"‏ النديّ‏: بفتح النون وكسر الدال وتشديد الياء‏.‏

وروينا عن الإِمام أبي سليمان أحمد بن محمد بن إبراهيم بن الخطاب الخطابي رحمه اللّه في تفسير هذا الحديث قال‏: النديّ‏: القوم المجتمعون في مجلس، ومثله النادي، وجمعه أندية‏.‏ قال‏: يريد بالنديّ الأعلى‏: الملأ الأعلى من الملائكة‏.‏ (٧٢)

٢٤٥- وروينا في سنن أبي داود والترمذي، عن نوفل الأشجعي رضي اللّه عنه قال‏: قال لي رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏"‏اقْرأ‏: قُلْ يا أيُّها الكافِرُونَ، ثُمَّ نَمْ على خاتِمَتِها فإنَّها بَرَاءَةٌ مِنَ الشِّرْكِ‏"‏‏.‏

٢٤٦- وفي مسند أبي يعلى الموصلي، عن ابن عباس رضي اللّه عنهما، عن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم قال‏:

"‏ألا أدُلُّكُمْ على كَلِمَةٍ تُنَجِّيكُمْ مِنَ الإِشْرَاكِ باللّه عَزَّ وَجَلَّ، تَقْرَؤونَ‏: قُلْ يا أيُّها الكافِرُونَ عِنْدَ مَنَامِكُمْ‏"‏‏ (٧٣)

٢٤٧- وروينا في سنن أبي داود والترمذي، عن عرباض بن سارية رضي اللّه عنه؛ أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم كان يقرأ المسبِّحات‏ ((٧٤)  قبل أن يرقد‏.‏ قال الترمذي ‏: حديث حسن‏.‏

٢٤٨- وروينا عن عائشة رضي اللّه عنها قالت‏: كأن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم لا ينامُ حتى يقرأ بني إسرائيل والزمر‏.‏

قال الترمذي‏: حديث (٧٦)

٢٤٩- وروينا بالإِسناد الصحيح في سنن أبي داود عن ابن عمر رضي اللّه عنهما؛ أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم كان يقول إذا أخذ مضجعه‏:

‏"‏ الحَمْدُ للّه الَّذي كفاني وآوَانِي، وأطْعَمَنِي وَسَقَانِي، وَالَّذِي مَنَّ عَليَّ فأفْضَلَ، وَالَّذي أعطانِي فأجْزَل، الحَمْدُ للّه على كُلّ حالٍ؛

اللّهمَّ رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، وَإِلهَ كُلِّ شَيْءٍ، أعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ‏"‏‏.‏‏  

٢٥٠- وروينا في كتاب الترمذي عن أبي سعيد الخدري رضي اللّه عه، عن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم قال‏:

"‏مَنْ قَالَ حِينَ يَأوِي إلى فِرَاشِهِ‏:

أسْتَغْفِرُ اللّه الَّذي لا إِلهَ إِلاَّ هُوَ الحَيَّ القَيُّومَ وأتُوب إِلَيْهِ، ثَلاثَ مَرَّاتٍ، غَفَرَ اللّه تَعالى لَهُ ذُنُوبَهُ وَ إِنْ كانَتْ مِثْلَ زَبَدِ البَحْرِ، وَ إِنْ كَانَتْ عَدَدَ النُّجُومِ، وَإِنْ كانَتْ عَدَدَ رَمْلِ عالجٍ، وَ إنْ كانَتْ عَدَدَ أيَّامِ الدُّنْيَا‏"‏‏.‏  

٢٥١- وروينا في سنن أبي داود وغيره بإسناد صحيح، عن رجل من أسلم من أصحاب النبيّ صلى اللّه عليه وسلم قال‏: كنتُ جالساً عند رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم فجاء رجلٌ من أصحابه

فقال‏: يا رسول اللّه‏!‏ لُدِغْتُ الليلةَ فلم أنم حتى أصبحتُ، قال‏:

‏"‏مَاذَا‏؟‏‏"‏ قال‏: عقربٌ، قال ‏قال‏:‏ ‏”‏‏ أما إنَّكَ لَوْ قُلْتَ حِينَ أمْسَيْتَ‏:

أعُوذُ بكَلِماتِ اللّه التَّامَّاتِ مِنْ شَرّ ما خَلَقَ

 لَمْ يَضُرَّكَ شَيْءٌ إنْ شاءَ اللّه تَعالى‏"‏‏.‏

ورويناه أيضاً في سنن أبي داود وغيره من رواية أبي هريرة، وقد تقدّم (٧٩) ‏روايتنا له عن صحيح مسلم في باب‏: ما يقال عند الصباح والمساء‏.‏ (٨٠)

٢٥٢- وروينا في كتاب ابن السني عن أنس رضي اللّه عنه؛ أن النبيّ صلى اللّه عليه وسلم أوصى رجلاً إذا أخذ مضجعه أن يقرأ سورة الحشر وقال‏:

‏‏"‏ إنْ مِتَّ مِتَّ شَهِيداً‏"‏ أو قال ‏قال‏:‏

‏”‏‏مِنْ أهْلِ الجَنَّةِ‏"‏‏  

٢٥٣- وروينا في صحيح مسلم، عن ابن عمر رضي اللّه عنهما؛ أنه أمر رجلاً إذا أخذ مضجعه أن يقول‏:

"‏اللّهمَّ أنْتَ خَلَقْتَ نَفْسِي وأنْتَ تَتَوَفَّاها، لَكَ مَمَاتُها وَمَحْياها، إنْ أحْيَيْتَها فاحْفَظْها، وَإنْ أمَتَّها فاغْفِرْ لَهَا،

اللّهمَّ إنِّي أسألُكَ العافِيَةَ‏"‏ قال ابن عمر‏: سمعته من رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏.‏

٢٥٤- وروينا في سنن أبي داود والترمذي وغيرهما بالأسانيد الصحيحة، حديث أبي هريرة رضي اللّه عنه الذي قدّمناه في باب‏: ما يقول عند الصباح والمساء في قصة أبي بكر الصديق رضي اللّه عنه‏:

‏"‏اللّهمَّ فاطِرَ السَّمَوَاتِ والأرْضِ عالِمَ الغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ رَبَّ كُلِّ شَيْءٍ وَمَلِيكَهُ، أشْهَدُ أنْ لا إِلهَ إِلاَّ أنْتَ أعُوذُ بِكَ مِنْ شَرّ نَفِسِي وَشَرّ الشَّيْطانِ وَشِرْكِهِ‏.‏ قُلْها إذَا أَصْبَحْتَ وَإذَا أَمْسَيْتَ وَإذَا اضْطَجَعْتَ‏"‏‏.‏‏ (٨٣)

٢٥٥- وروينا في كتاب الترمذي، وابن السنني، عن شداد بن أوس رضي اللّه عنه قال‏: قال رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم‏:

‏"‏ما مِنْ مُسْلِمٍ يأوي إلى فِرَاشِهِ فَيَقْرأُ سُورَةً مِنْ كِتابِ اللّه تَعالى حِينَ يأخُذُ مَضْجَعَهُ إِلاَّ وَكَّلَ اللّه عَزَّوَجَلَ بِهِ مَلَكاً لا يَدَعُ شَيْئاً يَقْرَبُهُ يُؤْذِيهِ حتَّى يَهُبَّ مَتَى هَبَّ‏"‏ إسناده ضعيف، ومعنى هبّ‏: انتبه وقام‏.‏ (٨٤)

٢٥٦- وروينا في كتاب ابن السني، عن جابر رضي اللّه عنه، أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم قال‏:

‏‏"‏إنَّ الرَّجُلَ إذَا أوَى إلى فِرَاشِهِ ابْتَدَرَهُ مَلَكٌ وَشَيْطانٌ، فَقَالَ المَلَكُ‏:

اللّهمَّ اخْتِمْ بِخَيْرٍ، فَقالَ الشَّيْطانُ‏: اخْتِمْ بِشَرّ، فإنْ ذَكَرَ اللّه تَعالى ثُمَّ نامَ باتَ المَلَكُ يَكْلَؤهُ‏"‏‏.‏

٢٥٧- وروينا فيه عن عبد اللّه بن عمرو بن العاص رضي اللّه عنهما، عن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم أنه كان يقول إذا اضطجع للنوم ‏قال‏:‏

‏”‏‏اللّهمَّ‏!‏ باسْمِكَ رَبي وَضَعْتُ جَنْبِي فاغْفِرْ لي ذَنْبِي‏"‏‏.‏ ‏ (٨٦)

٢٥٨- وروينا فيه عن أبي أُمامة رضي اللّه عنه قال‏: سمعتُ النبيّ صلى اللّه عليه وسلم يقولُ‏:

‏"‏مَنْ أوَى إلى فِرَاشِهِ طاهِراً، وَذَكَرَ اللّه عَزَّ وَجَلَّ حَتَّى يُدْرِكَهُ النُّعاسُ لَمْ يَتَقَلَّبْ ساعَةً مِنَ اللَّيْلِ يَسألُ اللّه عَزَّ وَجَلَّ فِيها خَيْراً مِنْ خَيْر الدُّنْيا والآخرَةِ إِلاَّ أعْطاهُ إيَّاهُ‏"‏‏.‏‏ (٨٧)

٢٥٩- وروينا فيه عن عائشة رضي اللّه عنها قالت‏: كأن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم إذا أوى إلى فراشه قال‏:

‏"‏اللّهمَّ أمْتِعْنِي بِسَمْعِي وَبَصَرِي، وَاجْعَلْهُما الوَارِثَ مِنِّي، وَانْصُرْنِي على عَدُوِّي وَأرِنِي ثَأْرِي،

اللّهمَّ إني أعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ وَمِنَ الجُوعِ فإنَّهُ بِئْسَ الضَّجِيعُ‏"‏‏.‏

قال العلماء‏: معنى اجعلهما الوارث مني‏: أي أبقهما صحيحين سليمين إلى أن أموت؛

وقيل المراد بقاؤهما وقوتهما عند الكِبَر وضعف الأعضاء وباقي الحواس‏: أي اجعلهما وارثيْ قوّة باقي الأعضاء والباقِيَيْن بعدها؛

وقيل المراد بالسمع‏: وعي ما يسمع والعمل به، وبالبصر‏: الاعتبار بما يرى،

وروي ‏"‏واجعله الوارث مني‏"‏ فَرَدَّ الهاء إلى الإِمتاع فوحَّدَه‏.‏  

٢٦٠- وروينا فيه عن عائشة رضي اللّه عنها أيضاً، قالت‏: ما كأن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم ـ منذ صحبته ـ ينامُ حتى فارقَ الدنيا حتى يتعوّذ من الجبن والكسل، والسآمة والبخل، وسوءِ الكِبَر، وسوء المنظر في الأهل والمال، وعذاب القبر، ومن الشيطان وشركه‏.‏

٢٦١- وروينا فيه عن عائشة أيضاً، أنها كانتْ إذا أرادتْ النومَ تقول‏:

اللّهمَّ إِنِّي أسألُكَ رُؤْيا صَالِحَةً، صَادِقَة غَيْرَ كاذِبَةً، نافِعَةً غَيْرَ ضَارَّةٍ‏.‏ وكانتْ إذا قالت هذا قد عرفوا أنها غير متكلمة بشيء حتى تصبحَ أو تستيقظَ من الليل‏.‏ (٩٠)

٢٦٢- وروى الإِمام الحافظ أبو بكر بن أبي داود بإسناده، عن عليّ رضي اللّه عنه قال‏:

ما كنتُ أرى أحداً يعقل ينام قبل أن يقرأ الآيات الثلاث الأواخر من سورة البقرة‏.‏ إسناده صحيح على شرط البخاري ومسلم‏.‏‏ (٩١)

وروي أيضاً عن عليّ‏: ما أرى أحداً يعقلُ دخلَ في الإِسلام ينامُ حتى يقرأ آيةَ الكرسي‏.‏

وعن إبراهيم النخعي قال‏: كانوا يُعلّمونهم إذا أووا إلى فراشهم أن يقرؤوا المعوّذتين‏.‏

وفي رواية‏: كانوا يستحبّون أن يقرؤوا هؤلاء السور في كلّ ليلة ثلاثَ مرات‏: قل هو اللّه أحد والمعوّذتين‏.‏ إسناده صحيح على شرط مسلم‏.‏ (٩٣)

واعلم أن الأحاديث والآثار في هذا الباب كثيرة، وفيما ذكرناه كفاية لمن وُفِّق للعمل به، وإنما حذفنا ما زاد عليه خوفاً من الملل على طالبه واللّه أعلم؛ ثم الأولى أن يأتيَ الإِنسانُ بجميع المذكور في هذا الباب، فإن لم يتمكن اقتصرَ على ما يقدرُ عليه من أهمّه‏.