Geri

   

 

 

İleri

 

59 İKRÂH (Zorlama)

Tehdidini, hükümdarlığından veya hırsızlığından tahakkuk edebilecek birisinden tehdit sadır olduğu zaman, ikrahın hükmü sabit olur.

Kişi, malını satmaya veya bir şeyi satın almaya yahut diğer bir kişinin “Bin lirası bendedir.” demeye ya da evini kiraya vermeye, zorlandığında hem de ölümle, şiddetli darpla veya hapisle tehdit edildiğinde malını satar. Veya bir şeyi satın alırsa bilâhare muhayyerdir; isterse muameleyi olduğu gibi kabullenir, isterse fesheder, kendi ihtiyarıyla malının kıymetini aldıysa satışı caiz kıldığının belirtisi olur, zorlanma suretiyle aldıysa caiz kılmış değildir.

Bu surette elindeki parayı mevcut ise derhal geri vermesi icabeder.

Parasını ödemezden evvel zorla değil belki kendi ihtiyarıyla kabullendiği halde müşterinin elindeki mal helak olursa kıymetine zâmin olur. Zorlanan dilerse zorlayanı zâmin kılabilir.

Ölü etini yemediği veya içki içmediği takdirde hapisle, vurmakla veya bağlamakla tehdit edilir, zorlanırsa, ancak nefsinden veya herhangi bir azasının telef olunmasından korkarsa zorlandığı şeyi yapabilir. Yapmamakla bu tehditlerin tatbikine göğüs germesi caiz değildir.

Cezayı tatbik edinceye kadar sabredip yemezse günahkâr olur.

Allah (celle celâlüh) nin inkârına veya Resul-ü Zişan’a sövmeye, kelepçe, hapis yahut şiddetli darpla zorlanırsa, bu zorlanma sayılmaz, meğerki nefsinden veya âzalarının birisinden korkarsa, o zaman istediklerini izhar edebilir. Fakat teverri (kalbinin hilafını söylemek) edecektir. Kalbi îman ile mutmain olduğu halde bu teklif edilen küfrü izhar ederse, hiç bir günahı yoktur.

Öldürülmesine sabredip küfür etmezse me'cur olur şehit sayılır.

Bir müslümanın malını telef etmeye zorlandığında nefsine veya âzalarının birisine zarar geleceğinden korkarsa telef edebilir. Malın sahibi zorlayanı tazmin ettirir.

Başkasını öldürmeye ölümle zorlanırsa, başkasının öldürülmesine tevessül edemez. Belki ölümüne sabreder. Tehditten dolayı başkasını öldürürse günahkâr olur. Öldürmek kasden olursa kısas kana kan zorlayana terettüp eder.

Hanımını boşanmaya veya kölesini âzat etmeye zorlanır ve yaparsa hanımı boş ve kölesi azat olur. Lâkin zorlayandan, kölenin tam kıymetini ve hanımın yarı mihrîni alır, meğer hanımla temas etmemiş olsa.

İmam-ı Ebû Hanife (rahmetüllahi aleyh) göre, sultan hariç herhangi birisi tarafından zinaya zorlanan bir kimse, zina yaparsa had kendisine vacip olur.

Ebû Yusuf ve Muhammed, had lâzım değildir dediler. Mürdet olmaya zorlanan, mürted olursa hanımı kendisinden boşanmaz.