1 Zina, delil ve ikrarla sabit olur. Delil: Dört şahidin, bir erkek veya kadının zina ettiğine dair şahitlik etmesidir. İmam (hâkim) kendilerinden, “Zina nedir, nasıldır, nerede yapıldı, kiminle yapıldı ve ne zaman yapıldı” diye soracaktır. Şahitler bu şekilde beyanda bulundukları ve sürmelikteki mil gibi, hanımla cinsî münasebette bulunduğunu gördüklerini söyledikten sonra kadı, şahitlerin durumunu sorar, gizlice ve açıkça âdil gösterildikleri zaman, şahittikleriyle hüküm verir. İkrar: Baliğ ve akıllı bir kimsenin dört mecliste dört defa zina ettiğini ikrar etmesidir. Zina ettiğini ikrar ettikçe kadı kendisini reddeder. Dört defa ikrârı tamam olduğu zaman, kadı zina nedir, nasıldır, nerede ve kimle zina ettiğini kendisinden sorar, bunu beyan ettiğinde kendisine haddi tatbik etmek lâzım olur. Zânî evli ise, ölünceye kadar taşla recmedilir (yâni öldürülür) Zânîyi geniş bir sahaya çıkarıp evvelâ şahitler, sonra kadı ve daha sonra halk recmetmeye başlar. Şahitler, önce recim etmekten sakındıkları zaman, had sakıt olur. Eğer zinası ikrar etmesiyle sabit olmuşsa, evvel kadı, daha sonra halk recmetmeye başlar. Öldürüldüğünde, yıkanır, kefenlenir ve namazı kılınır. Hür ve bekâr olduğu takdirde, haddi (cezası) yüz sopadır. Kadı, elbisesinin çıkarılmasını, budaksız ve dalsız bir ağaçla ortalama bir vuruşla vurulmasını emreder. Vurmalar baş, yüz ve tenasül âleti hariç, bedenin diğer azalarına taksim edilir. Köle olduğunda ayni şekilde elli sopa kendisine vurulur. İkrâr etmesiyle zâni addedilen kişi, haddin evvelinde veya ortasında ikrarından cayarsa, dönüşü kabul olunur derhal tahliye edilir. Kadının, ikrar edeni caymaya teşvik etmesi, sünnettir. Kendisine «Belki öpmüşsün veya ellemişsin» diyecektir. Erkekle kadın bu hükümde eşittirler. Meğerki kadının deriden yapılmış veya ortası pamukla doldurulmuş elbisesi çıkarılır, diğer elbiseleri, çıkarılmaz. Recm olunduğunda kadına bir çukurun eşilmesi caizdir. Kadının izni olmaksızın mevla (efendi) kölesine had vurmaz. Recm olunmazdan evvel, fakat hüküm verildikten sonra, şahitlerden birisi şahitlikten feragat ederse, şahitlere iftira cezası olan had vurulur ve recm sakıt olur. Eğer recm yapıldıktan sonra şahitlerden birisi şahitlikten cayarsa yalnız ona had vurulur ve diyetin dörtte birini ödeyecektir. Şahitlerin adedi dörtten azsa, kendilerine iftira cezası tatbik edilir. Bir kimsenin recm olunmasının şartı: Hür, baliğ, akıllı, müslüman ve doğru bir nikâhla evlenip her iki tarafın had görmesinden evvel cinsî münasebette bulunmuş olmasıdır. Muhsin (evli) bir kimsede, hem sopa hem de recm bir arada tatbik olunamaz. Bakire bir kimseye zina ettiğinde had ile sürgün beraberce tatbik olunamaz. Meğerki kadı uygun görürse, o zaman uygun gördüğü kadar sürgün edebilir. Hasta bir kimse zina ettiğinde, haddi (cezası) recm ise derhal recmedilir, cezası sopa ise, iyileşinceye kadar tehir edilir. Hâmile bulunan hanım zina ettiğinde, doğuruncaya kadar cezası tehir edilir. Eğer cezası sopa ise, lohusa kanından da çıkıncaya kadar tehir edilir. İftira cezası hariç, şahitlerin geçmiş bir had hakkında kadıdan uzak olmalarından değil, başka bir mâniden ötürü yapmadıkları şahitliği şimdi yaparsalar kabul olunmaz. Ecnebi bir hanımla, iki yoldan başka münasebette bulunan bir kimse, ancak tazir (azarlama) olunur. Evlâdının ve torununun cariyesini bana haram olduğunu bilirdim dese bile kullanan bir kimseye had vurulmaz. Haram olduğunu ifade ettiği halde, babasının veya annesinin yahut hanımının cariyesini kullanan kişiye veya mevlasının cariyesini kullanan köleye had lâzım gelir. Eğer bu surette: «Ben bana helâl olduğunu zannettim.» dese had yoktur. Kardeşinin veya amcasının cariyesini kullandığında «Bana helâl olduğunu zannettim.»dese bile had olunur. Zevcesinin gayrisi gerdeğine götürülüp, kadınlar: «Bu senin hanımındır deseler» buna binaen o da münasebette bulunsa kendisine had terettüp etmez. Ancak mehir verir. Yatağında bulduğu hanımı kullanan bir kimseye had lâzım gelir. Nikâhı kendisine düşmeyen bir hanımla evlenip münasebette bulunan bir kimseye had lâzım gelmez. Ebû Hanife (rahmetüllahi aleyh) ye göre, bir hanımı arka yolda kullanan veya bir erkekle Lût kavminin amelini yapan bir kimseye had düşmez. Ancak ta'zir olunur. Ebû Yusuf ve Muhammed «Zina gibidir» dediler. Hayvanla düşüp kalkana had yoktur. Darulharpte veya bagîler diyarında zina eden bir kimse bilâhare bize gelirse had olunmaz. |