Geri

   

 

 

İleri

 

44 MUKÂTEB

Efendisi kölesini veya cariyesini mal karşılığında (yâni şart edilmiş ve kabullenmiş miktarın karşılığında) mükâtep kılarsa köle mükâtep olur. (yâni her tasarrufunda serbesttir, çalışıp efendisine şart edilen parayı verecektir.)

Alınan mal, derhal veya başka bir zamanda toptan veya taksitle verilmesi şart edilebilir.

Küçük köle, alışverişi biliyorsa kendisiyle kitabet yapmak caizdir. Kitabet akdi sahih olduğu zaman, mükâtep köle mevlâsının elinden çıkar, fakat mülkünden çıkmaz. Bu köle için alış veriş ve sefere gitmek caizdir. Fakat mevlâsının izni olmazsa evlenemez ve bolca hibe edemez ve sadaka veremez. Ancak az bir şey verebilir.

Hiç bir surette başkasına kefil olamaz. Eğer kitabet muamelesinden sonra kölenin öz cariyesinden bir çocuğu olursa o çocukta akdi-kitabete dâhil olur, hükmü, babasının hükmü gibidir ve çocuğun kazancı babasına aittir.

Efendi, cariyesini kölesiyle evlendirir, bilâhare her ikisiyle de kitabette bulunur ve bu akdi kitabetten sonra cariye bir çocuk doğurursa, o çocuk cariyenin kitabet muamelesine dâhil olur ve çocuğun kazancı annesine aittir. Eğer mevlâ, mükâtep cariyesiyle cinsi münasebette bulunursa cariyeye. «ukur» vermesi icap eder.

Efendi, mükâtep cariyeye veya çocuğuna karşı cinayet işlerse, kendisine cinayet bedeli vermelidir. Eğer malını telef ederse zâmin olur.

Mükâtep köle, köle olan babasını veya oğlunu satın aldığı takdirde onlar da kitabet muamelesine dâhil olur. Eğer ümmülveledini satın alırsa, satın alınan cariyenin çocuğu da kitabet akdine dâhil olur. O halde o cariyenin satılması da caiz olamaz. (Çünkü çocuğuna tâbidir.)

Eğer mükâtep köle, mahremi olan fakat aralarında doğurmak ilgisi olmıyan bir yakınını satın alırsa, Ebû Hanife (rahmetüllahi aleyh) ye göre, kitabet akdine dâhil olmaz.

Mükâtep bir taksiti vermediği zaman, hâkim onun haline bakar, eğer başkalarında bir alacağı veya gelecek malı varsa hemen acizliğine hüküm veremez; iki veya üç gün mühlet verir. Eğer parayı temin edecek bir tarafı yoksa ve efendisi de âciz sayılmasını talep ederse, hâkim “Acizdir” diye hüküm verip kitabeti feshedecektir. Ebû Yusuf «İki ay üzerinden geçmedikçe hâkim âciz olduğuna hüküm veremez.» dedi.

Mükâtep âciz olduğu zaman tekrar kölelik hükümlerine avdet eder, elinde bulunan bütün kazancı mevlâsınındır.

Mükâtebin malı olduğu halde ölürse, kitabet feshedilmez, belki taksitleri kazançlarından verilir ve hayatının son demlerinde azat olduğuna hükmedilir.

Verilecek malı bırakmayarak ancak kitabet zamanında doğmuş bir evlât bırakmışsa, o çocuk babasının taksitlerini vermeye çalışacak, verdiği zaman babasının ölümden evvel âzat olunduğuna hükmederiz. Babasıyla çocuk da azat olunmuştur.

Eğer satın aldığı evlâdını terkedecek olursa, çocuğunla “Ya derhal babanın borcunu vereceksin veya tekrar köleliğe” denir.

Müslüman bir kişi, şarap veya domuz veya kendi nefsinin kıymetiyle kölesini mükâtep yaparsa, kitabet akdi fasittir. Eğer şarabı verirse azat olur, fakat çalışıp kıymetini vermelidir. Söyleşilen miktardan az olmaması belki daha fazla olması lâzımdır.

Eğer belirsiz bir hayvan mukabilinde kölesiyle kitabet yaparsa, kitabet caiz olur. Eğer iki kölesiyle birlikte bin (lira) mukabilinde kitabet akdi yapıp ta öderlerse ikisi birden azat olurlar, aksi halde köleliğe dönerler.

Biri diğerinin zaminidir diye ikisiyle akdi kitabet yaparsa, câiz olur. Birinin ödemesiyle her ikisi de azat olur. Ödeyen bilâhare ortağından yarısını geri alır.

Mevlâ, mükâtep kölesini azat ettiğinde azat olur ve kitabet borcu düşer.

Mükâtep kölenin, mevlâsı vefat ettiğinde kitabet bozulmaz, belki kendisine «Taksitlerin zamanında mevlânın vârislerine parayı ver.» denilecektir.

Eğer vârislerden tek birisi onu azat ederse nafiz olamaz. Bütün vârisler birden azat ederse azat olunur ve kitabet parası düşer.

Mevlâ ümmülveledi olan cariyesiyle kitabet akdederse caiz olur. Mevlâ ölürse kitabet parası cariyeden sakıttır. Zira azat olunur. Eğer kendisiyle kitabet akdi yapılan cariye doğurursa, muhayyer olur; isterse kitabet akdine devam eder, isterse kendisini âciz addeder ve mevlâsının ümmülveledi olur.

Müdebberesiyle akdi kitabet eden bir kişinin akdi caizdir. Mevlâsının malsız olarak öldüğünde, kitabetin bütününü vermek veya kıymetinin üçte ikisini çalışıp ödemek arasında müdebbere muhayyerdir.

Kitabet akdi yaptığı cariyesini müdebber yaparsa sahihtir.

Fakat hanım muhayyerdir, dilerse kitabete devam eder, isterse kendisini âciz sayar ve müdebbere olur. Kitabete devam ettiğinde mevlası servet bırakmadan ölürse, Ebû Hanife’ye göre, cariye muhayyerdir, dilerse söyleşilen miktarın veya kıymetinin üçte ikisini vârislere vermek için çalışabilir.

Mükâtep köle, kölesini mal karşılığında azat ettiği zaman caiz olamaz. Bir ivez karşılığında hibe ederse sahih değildir. Eğer kendisiyle kitabet yapılan köle, kölesiyle kitabet yaparsa caizdir. İkinci köle, efendisi olan birinci köleden evvel kitabet parasını verirse onun veliliği birinci kölenin velisine intikal eder.

Eğer, birinci mükâtebe azat olduktan sonra parasını öderse, o zaman birinci kölenin mulisi olur. Yani mevlâsi, kendisiyle kitabet akteden birinci köle olur.