37 HUL’ Eşler ihtilafa düşüp, Allah'ın sınırlarına riayet etmemekten korktukları zaman, hanım nefsini bir miktar malla kocasının nikâhından kurtarabilir ve beiste yoktur. Koca bu muameleye razı olduğu zaman hul ile bayin bir talâkı düşer ve hanıma söylenen malın kocaya verilmesi lazım gelir. Eğer huzursuzluk kocadan geliyorsa hanımdan bir şey alıp öylece boşanması bizce mekruhtur. Huzursuzluk hanımdan gelirse, hanıma verdiği sıdak ve mehirden fazlasını alması yine de mekruhtur. Ancak fazla alırsa hükmen câiz olur. Eğer, koca hanımını mal mukabilinde boşar, oda kabullenirse, talak bain olarak vaki olur ve hanıma o malın verilmesi lâzım gelir. Hul'de alınacak ivez batıl olduğu zaman Müslüman hanımın içki veya domuz üzerine hul yaptığı gibi kocaya hiç bir şey verilmez ve talakta bayindir. Eğer talakta söyleşilen mal batıl olursa talak rici olur. Mehir olunması caiz olan bir mal, hul meselesinde hulun bedeli olabilir. Eğer hanım, kocasına «Benîm elimdekinin mukabilinde beni boşat» o da boşar ve bilâhare elinde hiç bir malın olmadığı anlaşılırsa, koca hiç bir hak iddia edemez. Eğer «Beni elimdeki malın karşılığında boşat» dese ve elinde bir mal bulunmazsa, kocanın başta verdiği mehir kocaya geri verilir. Eğer «Beni elimdeki dirhem (para) lerin karşılığında boşat» dese bilâhare elinde hiç bir dirhemin olmadığı anlaşılırsa, kocaya üç dirhem vermek kendisine lâzım gelir. Eğer hanım, kocasına «Benî o bin liranın karşısında üç talâkla boşa» dese, o da bir talâkla boşarsa, binin üçte birine sahip olur. Eğer «Beni binin karşısında üç talâkla boşa» dese, koca da bir talâkla boşarsa Ebû Hanife'ye göre. Hanıma bu surette hiç bir şey lâzım gelmez. Eğer koca, hanımına «Nefsini binle veya binin üzerine üç talâkla boşat.» dese, hanım da, bir talâkla nefsini boşarsa hiç bir şey hanıma lâzım gelmez. (Yâni ne boşanır ne de mal falan lâzım gelir). Mübaret (Yekdiğerini affetmek) hul gibidir. Ebû Hanife'ye göre, Hul ve mübaret, eşlerin yekdiğerinde olan nikâhla ilgili haklarını düşürür . |