Geri

   

 

 

İleri

 

19 VAKIF

Ebû Hanife'ye göre, vakfedenin mülkü, vakıf malından ancak hâkimin hükmü veya vâkifin ölümüne ta'lik edilmesiyle zail olur. Ölüme talik misali: «Öldüğüm zaman evimi falan adama vakfettim» demesidir.

Ebû Yusuf, “Vakıf ettim” demesiyle mülkiyeti zail olur dedi. Muhammed «Mülkiyet, vakfedilen mal için bir mütevelli bulup teslim etmedikçe, zail olmaz» dedi. Bu imamların dediklerine göre vakıf sahih olduğu takdirde vâkifin (vakfedenin) mülkünden çıkar, mevkufun aleyh (kendisine vakıf yapılan) nin mülküne dâhil olamaz.

Taksim olunmamış bir malın vakfedilmesi Ebû Yusuf'a göre, caizdir. İmam-ı Muhammed «Caiz değildir» dedi. İmam-ı Azam ve Muhammed'e göre, sonunu, hiç bir zaman ortadan kaldırılmayan bir cihete bağlamadıkça vakıf tamam olamaz. Ebû Yusuf: «Ardı gelen bir cihete bağlarsa dahi caiz olur» dedi. O cihet yok olduktan sonra vakıf malı fakirlere her ne kadar dememiş ise de intikal eder. Gayrimenkulün vakfı, sahihtir. Naklolunan ve değiştirilen malın vakfı caiz değildir.

Ebû Yusuf diyor ki: “Bir çiftliği, sığırları ve kölesi bulunan, hizmetçileriyle beraber vakfederse caizdir.” İmam-ı Muhammed «At ve silâhın vakfı caizdir» dedi.

Vakıf sahih olunduğu zaman, satışı ve başkasına mülk edilmesi caiz olamaz, ancak Ebû Yusuf'a göre, taksim edilmemiş mal ise, ortak da taksimi isterse taksim edilmesi sahih olur. İster vâkifi (vakfeden) şart etsin, ister etmesin, vakfedilen maldan gelen kârla o malın tamiri vaciptir. Eğer bir evi, çocuğunun içinde oturması şartıyla vakfetse ta'miri oturana aittir. Eğer oturan yapmasa veya fakirse, hâkim evi icara verir. Ücretiyle ta'mir ettirir. Ta'mirdan sonra oturma hakkına sahip olan kimseye, geri verir. Eğer ihtiyaç varsa, hâkim tarafından vakfın yıkılmış bina ve âletleri diğer kısmın ta'mirine sarfedilir. Eğer ihtiyaç yoksa oluncaya kadar saklanır, bilâhare sarfedilir. Hâkimin, yıkılmış kısmı müstahaklar arasında taksim etmesi caiz olamaz. Ebû Yusuf'a göre, vakfeden zat, vakfın menfaatini veya mütevelliğini, kendisine kılarsa caizdir. Cami yaptığında, yol açmasıyla ve halka orada namaz kılma için izin vermesiyle mülkünden ayırtmadıkça mülkiyetinden çıkmaz. Ebû Hanife'ye göre, tek bir kişi orada namaz kıldığı zaman mülkiyetinden çıkar.

Ebû Yusuf dedi ki «Ben bunu cami yaptım» demesiyle, mülkünden çıkar. Ebû Hanife nezdinde, bir kimse arazisinde müslümanlara çeşme veya yolculara han, kervansaray veya mezarlık yaparsa, hâkim hüküm vermedikçe mülkiyetinden çıkmaz.» İmam-ı Ebû Yusuf'a göre sözüyle, İmamı Muhammed'e göre çeşmeden su içtikleri, han ve kervansarayda oturdukları, mezarlıkta defin yaptıkları takdirde mülkünden çıkar.