Geri

   

 

 

İleri

 

10 TOPRAK MAHSÛLLERİ VE MEYVELERİN ZEKÂTI

İmam Ebu Hanîfe (radıyallahu anh), topraktan çıkan her şeyin -bunlar ister az, isterse çok olsun; ister hububat, pamuk, safkan gibi dayanıklı olsun, isterse meyve ve sebze gibi dayanıklı bulunmasın zekâta tâbi olduğu görüşündedir. Ebû Yûsuf ile Muhammed ise, toprak mmahsûlleri için ancak şu iki şartla zekât verilebileceği görüşündedir:

Birincisi, (toprak mahsûllerinin) bir yıl elde kalanlardan olması;

İkincisi de topraktan çıkan şeylerin nisab miktarına ulaşmaları gerekir. Kileyle ölçülebilen toprak mahsûllerinin nisabı beş vesktir.

Kileyle ölçülemeyen toprak mahsûllerinin kıymeti, kileyle ölçülen mahsûllerin beş veskinin kıymetine ulaşması halinde bu mahsûller de nisâb miktarına ulaşmış olurlar. Bunların üzerlerinden bir yıl geçmesi şart değildir ki, bunda ittifak vardır.

Aynı şekilde, toprak mahsûllerinin ve meyvelerin bir yıldan fazla bir müddet yağmurla yahut yeryüzünden çıkan sularla sulanmaları halinde onda bir; bir yıldan fazla bir zaman için dolapla, kanaletler ve büyük kovalarla sulanmaları halinde ise toprak mahsûllerinin hepsinden onda birin yarısı kadar zekât alınacağında ittifak edilmiştir.