29. GEREKSİZ VE AŞIRI CEZALANDIRMA YASAĞI BİR UŞAĞI, HAYVANI, KADINI VE ÇOCUĞU MEŞRÛ BİR SEBEBE DAYANMADAN VEYA TERBİYE SINIRINI AŞACAK ŞEKİLDE CEZALANDIRMA YASAĞI • "Anaya babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah, kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez." Nisâ sûresi (4), 36 1601. İbn Ömer radıyallahu anhümâ' dan rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kadın ölünceye kadar hapsettiği bir kedi yüzünden azâb edildi ve bu sebeple cehenneme girdi. Hayvanı hapsettiğinde ona bir şey yedirmemiş, içirmemiş, yerdeki haşereleri yemesine bile izin ve imkân vermemişti." Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm 151, 152, Birr 133, 134 1602. Yine İbn Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edilmiştir. Kendisi birgün, bir kuşu hedef olarak dikip ona ok atan Kureyşli gençlerin yanına uğramıştı. Hedefe isabet etmeyen her ok için kuş sahibine bir ödeme yapıyorlardı. Gençler, İbn Ömer'in geldiğini görünce etrafa dağıldılar. İbn Ömer arkalarından şöyle seslendi: - Bunu yapan kim? Allah ona lânet etsin. Şu bir gerçektir ki, Resûllullah sallallahu aleyhi ve sellem canlı bir hayvanı hedef olarak dikip ona atış yapana lânet okudu. Buhârî, Zebâih 25; Müslim, Sayd 58, 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Sayd 9; Nesâî, Dahâyâ 41; İbn Mâce, Zebâih 10 1603. Enes radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem öldürmek maksadıyla hayvanları bir yere hedef olarak bağlamayı yasakladı. Buhârî, Zebâih 25; Müslim, Sayd 58; Ebû Dâvûd, Edâhî 11; Nesâî, Dahâyâ 79 1604. Ebû Ali Süveyd İbn Mukarrin radıyallahu anh şöyle dedi: Ben, Mukarrinoğullarının yedinci çocuğu idim. Bizim hepimizin sadece bir kölesi vardı. (Bir gün) en küçüğümüz onu tokatladı. Bunun üzerine Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bize o köleyi âzâd etmemizi emretti. Müslim, Eymân 32-33 Müslim'in bir rivâyetinde (Eymân 33) "yedincisi" yerine "kardeşlerimin yedincisi idim" ifadesi yer almaktadır. 1605. Ebû Mes'ûd el-Bedrî radıyallahu anh şöyle dedi: Kölemi kamçı ile döverken arkamdan "Ey Ebû Mes'ûd, bilesin ki.." diye bir ses duydum. Ancak kızgınlığımdan sesin sahibini çıkaramadım, sözün gerisini de anlamadım. Yaklaşınca bir de ne göreyim Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem değil mi! Ve bana, "Ey Ebû Mes'ûd! Bilesin ki Allah'ın gücü sana, senin bu köleye gücünün yettiğinden çok daha fazla yeter!" diyordu. Bunun üzerine ben, "Bundan böyle bir daha asla köle dövmeyeceğim" dedim. Müslim'deki bir rivayette, "Onun heybetinden elimdeki kırbaç yere düşüverdi" ifadesi bulunmaktadır. Başka bir rivayette (Müslim, Eymân 35): Bunun üzerine ben, " Ey Allahın Resûlü! Allah rızâsı için bu köleyi kölelikten âzat ettim" dedim. Resûl-i Ekrem de: - "Beri bak! Eğer böyle yapmasaydın seni mutlaka ateş yakardı (ya da cehennem ateşi seni sarardı)" buyurdu. Müslim, Eymân 34 1606. İbn Ömer radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Kim, işlemediği bir suçtan ötürü cezalandırmak maksadıyla kölesini döver veya sebepsiz yere tokatlarsa, bunun kefâreti o köleyi âzat etmesidir." Müslim, Eymân 30 1607. Hişâm İbn Hakîm İbn Hizâm radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre kendisi, Şam'da, başlarına zeytinyağı döküldükten sonra güneş altında beklemeye mahkum edilmiş çiftçilere rastladı. - Bu ne haldir? diye sordu. - Arazi vergisi (haraç) yüzünden bir rivâyette ise baş vergisi (cizye) yüzünden cezalandırılıyorlar, denildi. Bunun üzerine Hişâm: - Andolsun ki ben, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in: "İnsanlara haksız yere dünyada azâb edenlere Allah, mutlaka azâb eder" buyurduğunu işittim dedi ve Emîr'in huzuruna çıkıp durumu ona arzetti. Emîr de çiftçilerin serbest bırakılmalarını emretti. Müslim, Birr 117- 119. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, İmâre 32 1608. İbn Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem yüzü ateşle dağlanarak damgalanmış bir merkep gördü ve durumu çirkin buldu, onaylamadı. Bunun üzerine İbn Abbas (kendi kendine), Allah'a yemin ederim ki ben bundan böyle hayvanın yüzünden uzak bir yerine damga vuracağım, dedi. Merkebinin uyluklarına damga vurduttu. İbn Abbâs böylece uyluklara damga vurduran ilk kişi oldu. Müslim, Libâs 108. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 52 1609. Yine İbn Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, yüzüne damga vurulmuş bir merkebin yanından geçti. Bunun üzerine; "Bu hayvanın yüzünü dağlayana Allah lânet etsin!" buyurdu. Müslim, Libâs 107. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Libâs 52 Müslim'in bir başka rivayetinde de (Libas 106); "Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem yüze vurmayı ve yüzü damgalamayı yasakladı" denilmektedir. |