3. DUA İLE İLGİLİ BAZI KONULAR 1497. Üsâme İbn Zeyd radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kendisine iyilik edilen bir kimse o iyiliği yapana, cezâkellâhü hayran: Allah seni hayırla mükâfatlandırsın, derse, ona en iyi şekilde teşekkür etmiş olur.” Tirmizî, Birr 87 1498. Câbir radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kendinize beddua etmeyiniz; çocuklarınıza beddua etmeyiniz; mallarınıza da beddua etmeyiniz. Dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir.” Müslim, Zühd 74. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 27 1499. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!” Müslim, Salât 215. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 78 1500. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Herhangi biriniz acele etmedikçe duası kabul edilir. (Kul acele ederek) Rabbime kaç defa dua ettim de duamı kabul etmedi, der.” Buhârî, Daavât 22; Müslim, Zikir 90, 91. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 23; Tirmizî, Daavât 12; İbn Mâce, Dua 7 Müslim’in diğer rivayeti şöyledir: - “Bir kul günah olan veya akrabası ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duası kabul olunur.” - Yâ Resûlallah! Acele etmek ne demektir? diye sorulunca da şöyle buyurdu: - “Nice defalar hep dua ettim de Rabbimin duamı kabul buyurduğunu gördüğüm yok, der. Duasının hemen kabul edilmemesi sebebiyle bıkar ve duayı bırakır.” Müslim, Zikir 92 1501. Ebû Ümâme radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e: - Hangi dua daha çok kabul edilir? diye sordular. - “Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua” buyurdu. Tirmizî, Daavât 79. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tatavvû‘ 10; Nesâî, Mevâkît 35, 40 1502. Ubâde İbn’s-Sâmit radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yeryüzünde bir müslüman Allah’tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile ilgisini kesmeyi arzu etmediği sürece Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir.” Orada bulunanlardan biri: - O takdirde biz Allah’tan çok şey isteriz, deyince, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - “Allah’ın lutfu dilediğiniz şeylerden daha çoktur” buyurdu. Tirmizî, Daavât 115. Ayrıca bk. Ahmed İbn Hanbel, Müsned, III, 18 1503. İbn Abbâs radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bir keder ve üzüntü hissettiği zaman şöyle dua ederdi: “Lâ ilâhe illallâhü’l-azîmü’l-halîm. Lâ ilâhe illallâhü rabbü’l-arşi’l-azîm. Lâ ilâhe illallâhü rabbü’s-semâvâti ve rabbü’l-ardı ve rabbü’l-arşi’l-kerîm: Azamet ve hilim sahibi olan Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Azametli arşın sahibi olan Allah’tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Göklerin rabbi, yerin rabbi ve yüce arşın rabbinden başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur.” Buhârî, Daavât 27, Tevhîd 22, 23; Müslim, Zikir 83. Ayrıca bk. Tirmizî, Duâ 39; İbn Mâce, Duâ 17 |