1. HACC’IN VÂCİPLER VE FAZILETİ • "Yoluna güç yetirenlerin Kâbe'yi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerindeki hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağnîdir." Âl-i İmrân sûresi (3), 97 1272. İbn Ömer radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu tutmak." Buhârî, Îmân 1, 2; Tefsîru sûre (2), 30; Müslim, Îmân 19-22. Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 3; Nesâî, îmân 13 1273. Ebû Hüreyre radıyallahü anh şöyle dedi: Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bize bir gün bir konuşma yaptı ve: - "Ey müslümanlar! Allah size haccı farz kıldı, haccedin!" buyurdu. Sahâbilerden biri: - Her sene mi, ey Allah'ın Resulü? diye sordu. Hazret-i Peygamber, adam sorusunu üç defa tekrarlayıncaya kadar cevap vermeyip sustu. Sonra şöyle buyurdu: - "Eğer "evet" deseydim, her sene haccetmeniz farz olurdu, siz de onu yerine getiremezdiniz!“ Sonra sözlerine devamla: - "Ben sizi kendi halinize bıraktığım sürece siz de beni kendi halime bırakın. Çünkü sizden öncekiler peygamberlerine çok sual sormaları ve aldıkları cevaplar konusunda ihtilâf etmeleri sebebiyle helâk oldular. Bundan dolayı size, bir şey emrettiğim zaman onu gücünüz yettiğince yerine getirin. Herhangi bir şeyi de yasaklarsam ondan da kesin olarak kaçının!" buyurdu. Müslim, Hac 412; Nesâî, Menâsik 1. Ayrıca bk. Buhârî, İ'tisâm 2 1274. Yine Ebû Hüreyre radıyallahü anh şöyle dedi: Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e: - En üstün amel hangisidir? diye soruldu. - "Allah ve Resulün’e iman etmektir" buyurdu. - Sonra hangisidir? denildi. - "Allah yolunda cihad etmektir" buyurdu. - Sonra hangisidir? denildi. - "Makbul olan hacdır" buyurdu. Buhârî, Îmân 18, Hac 4, 34, 102, Umre 1, Sayd 26, Cihâd 1, Tevhîd 47; Müslim, İman 135, Hac 204, 437. Ayrıca bk. Tirmizî, Fedâilü'l-cihâd 22, Hac 88; Nesâî, Hac 4, 5, 6, Cihâd 17; İbn Mâce, Menâsik 3 1275. Yine Ebû Hüreyre radıyallahü anh dedi ki, ben Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim: "Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner." Buhârî, Hac 4, Muhsar 9, 10; Müslim, Hac 438. Ayrıca bk. Tirmizî, Hac 2; Nesâî, Hac 4; İbn Mâce, Menâsik 3 1276. Yine Ebû Hüreyre radıyallahü anh'den rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Umre ibadeti, daha sonraki bir umreye kadar işlenecek günahlara kefârettir. Mebrûr haccın karşılığı ise, ancak cennettir." Buhârî, Umre 1; Müslim, Hac 437. Ayrıca bk. Tirmizî, Hac 88; Nesâî, Menâsik 3, 5, 77; İbn Mâce, Menâsik 3 1277. Âişe radıyallahü anhâ şöyle dedi: - Ey Allah'ın Resulü! En üstün amel olarak cihadı görüyoruz. Biz hanımlar cihad etmeyelim mi? dedim. Peygamber aleyhisselâm: - "Fakat (sizin için) cihadın en üstünü, hacc-ı mebrûrdur" buyurdu. Buhârî, Hac 4, Sayd 26, Cihâd 1 1278. Yine Ebû Hüreyre radıyallahü anh'den rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Allah'ın, cehennemden en çok kul âzat ettiği gün, arefe günüdür." Müslim, Hac 436. Ayrıca bk. Nesâî, Menâsik 194; İbn Mâce, Menâsik 56 1279. Abdullah İbn Abbâs radıyallahü anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar." Buhârî, Umre 4; Müslim, Hac 221. Ayrıca bk. Tirmizî, Hac 55; Ebû Dâvûd, Menâsik 89; Nesâî, Sıyâm 6; İbn Mâce, Menâsik 45 1280. Yine İbn Abbâs radıyallahü anhümâ'dan rivayet edildiğine göre bir kadın: - Ey Allah'ın Resulü! Hac farîzası hakkındaki Allah'ın emri, babamın hayvan üzerinde duramayacak kadar yaşlı olduğu bir döneme denk geldi. Onun yerine ben haccedebilir miyim? dedi. Hazret-i Peygamber: - "Evet, haccedebilirsin" buyurdu. Buhârî, Hac 1, Cihâd 154, 162, 192, Edeb 68; Müslim, Hac 407, Fedâilü's-sahâbe 135, 137. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 25; Nesâî, Hac, 22, 23, Kudât 9, 10 1281. Lakît İbn Âmir radıyallahü anh'den rivayet edildiğine göre kendisi Nebî sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip: - Babam çok yaşlıdır. Ne hac, ne umre yapabilir, ne de sefere çıkabilir. (Ne emir buyurursunuz?) dedi. Hazret-i Peygamber de: - "O halde babanın yerine sen haccet ve umre yap!" buyurdu. Ebû Dâvûd, Menâsik 25; Tirmizî, Hac 87. Ayrıca bk. Nesâî, Menâsik 2, 10; İbn Mâce, Menâsik 10 1282. Sâib İbn Yezîd radıyallahü anh şöyle dedi: Ben yedi yaşımda iken, Vedâ haccında Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'in maiyyetinde bana da haccettirdiler. Buhârî, Sayd 25 1283. İbn Abbâs radıyallahü anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem Ravhâ denilen yerde bir grupla karşılaştı: - "Siz kimlersiniz?" diye sordu. Onlar: - Biz müslümanlarız, peki sen kimsin? dediler. Hazret-i Peygamber: - "Ben Allah'ın Resulüyüm" buyurdu. Bunun üzerine içlerinden bir kadın, (kucağındaki) küçük bir çoçuğu Peygamber'e doğru havaya kaldırarak: - Bunun için de hac var mı? diye sordu. Resûl-i Ekrem: - "Evet, ona hac, sana da sevap vardır" buyurdu. Müslim, Hac 409, 410, 411. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Menâsik 8; Tirmizî, Hac 83; Nesâî, Hac 10; İbn Mâce, Menâsik 11 1284. Enes radıyallahü anh'dan rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, erzak ve eşyâsı da aynı deve üzerinde olduğu halde deve ile hacca gitmiştir. Buhârî, Hac 3. Ayrıca bk. İbn Mâce, Menâsik 4 1285. İbn Abbâs radıyallahü anhümâ şöyle dedi: Ukâz, Mecinne (Micenne) ve Zülmecâz İslâm öncesi dönemde meşhur panayır yerleri idi. Bu sebeple İslâm döneminde (bazı müslümanlar) bu pazarlarda alış - veriş yapmayı günah sandılar. Bunun üzerine hac mevsiminde "Alış - veriş yaparak Rabbinizin fazl ve kereminden istifade etmenizde sizin için bir günah yoktur" âyeti indi. Buhârî, Hac 150, Büyû 1, Tefsîru sûre (2), 24 |