Geri

   

 

 

 

İleri

 

2. SELÂM ALIP VERMENİN ŞEKLİ

Selâm veren kimse karşısındaki bir tek kişi bile olsa, çoğul zamirlerini kullanarak “es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh: Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun” diye selâm verir. Selâmı alan da “ve aleykümü’s-selâm ve rahmetullâhi ve berakâtüh” der. “Aleyküm”ün başına atıf vavı getirir. Selâmın bu tarzda verilip alınması müstehaptır.

851. İmrân İbn Husayn radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’e bir adam geldi ve:

– es-Selâmü aleyküm, dedi. Hazret-iPeygamber onun selâmına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem:

– “On sevap kazandı” buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da:

– es-Selâmü aleyküm ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz ona da verdiği selâmın aynıyla mukâbelede bulundu. O kişi de yerine oturdu. Hazret-iPeygamber:

– “Yirmi sevap kazandı” buyurdu. Daha sonra bir başka adam geldi ve:

– es-Selâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh, dedi. Hazret-iPeygamber o kişiye de selâmının aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Efendimiz:

– “Otuz sevap kazandı” buyurdular.

Ebû Dâvûd, Edeb 132; Tirmizî, İsti’zân 2

852. Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:

Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bana:

– “Şu zât Cibrîl aleyhi’s-selâm’dır; sana selâm ediyor” buyurdu. Ben de:

– Ve aleyhi’s-selâm ve rahmetullâhi ve berekâtüh, dedim.

Buhârî, Bed’ü’l-halk 6; İsti’zân 16; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 90-91

Bu hadis, Buhârî ve Müslim’in bir kısım rivayetlerinde buradaki şekilde “ve berekâtüh” ziyadesiyle, bazı rivayetlerde ise “ve berekâtüh” olmaksızın nakledilmiştir. Kaide olarak, güvenilir râvilerin ziyadesi makbuldür.

853. Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir söz söylediği zaman, onunla ne kasdettiğinin iyice anlaşılması için sözünü üç defa tekrarlardı. Bir topluluğun yanına geldiğinde onlara üç defa selâm verirdi.

Buhârî, İlm 30; İsti’zân 13. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zân 28

854. Mikdâd radıyallahu anh, uzun bir hadisinde şöyle dedi:

Biz, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in süt hissesini ayırıp kaldırırdık. Resûl-i Ekrem geceleyin gelir, uyuyanı uyandırmayacak, uyanık olanlara işittirecek şekilde selâm verirdi. Nebî sallallahu aleyhi ve sellem bir gece geldi, yine her zamanki gibi selâm verdi.

Müslim, Eşribe 174. Ayrıca bk. Tirmizî, İsti’zân 26

855. Esmâ Binti Yezîd radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bir gün mescide uğradı. Kadınlardan oluşan bir cemaat orada oturmaktaydı. Hazret-i Peygamber onlara eliyle işaret ederek selâm verdi.

Tirmizî, İsti’zân 9. Ayrıca bk. Ahmed İbn Hanbel, Müsned, VI, 458

856. Ebû Ümâme radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İnsanların Allah katında en makbulü ve O’na en yakın olanı, önce selâm verendir.”

Ebû Dâvûd, Edeb 133. Benzer bir rivayet için bk. Tirmizî, İsti’zân 6

857. Ebû Cürey el-Hüceymî radıyallahu anh şöyle dedi:

Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e geldim ve:

– Aleyke’s-selâm yâ Resûlallah! dedim. Peygamber Efendimiz:

– “Aleyke’s-selâm deme; çünkü aleyke’s-selâm ölülere verilen selâmdır” buyurdu.

Ebû Dâvûd, Libâs 24; Tirmizî, İsti’zân 27