64. ŞÜKREDEN ZENGİNİN FAZİLETİ MALI HELÂLİNDEN KAZANIP SARFEDİLMESİ EMREDİLEN YERLERE HARCAMAK SURETİYLE ŞÜKREDEN ZENGİNİN FAZİLETİ • “Her kim verir, fenalıktan sakınır ve en güzeli doğrularsa, ona mutluluk yolunu kolaylaştırırız.” Leyl sûresi (92), 5-7 • “Kötülükten sakınan, malını hayıra sarfederek özünü temiz tutan kimse cehennemden uzak kalır. O şahıs yaptığı iyiliğe karşılık kimseden mükâfat beklemez. Ancak Yüce Rabbinin rızâsını kazanmaya çalışır. O kimse kavuşacağı nimetlerden hoşnut olacaktır.” Leyl sûresi (92), 17-21 • “Zekâtları açıktan verirseniz ne âlâ. Ama fakirlere gizlice verirseniz, bu sizin için daha hayırlı olur. Allah da bu sebeple sizin bazı günahlarınızı bağışlar. Cenâb-ı Hak yaptıklarınızı bilir.” Bakara sûresi (2), 271 • “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, en iyiye eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah şüphesiz onu bilir.” Âl-i İmrân sûresi (3), 92 571. Abdullah İbn Mes’ûd radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yalnız şu iki kimseye gıpta edilmelidir: Biri, Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayıp tüketen kimse, diğeri, Allah’ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına öğreten kimse.” Buhârî, İlim 15, Zekât 5, Ahkâm 3, İ’tisâm 13; Müslim, Müsâfirîn 268. Ayrıca bk. İbn Mâce, Zühd 22 572. İbn Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yalnız şu iki kişiye gıpta edilmelidir: Biri, Allah’ın kendisine verdiği Kur’ân ile gece gündüz meşgul olan kimse, diğeri, Allah’ın kendisine verdiği malı gece gündüz harcayan kimse.” Buhârî, Temennî 5, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 266, 267. Ayrıca bk. İbn Mâce, Zühd 22 573. Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Mekke’den Medine’ye hicret eden müslümanların fakirleri Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek: - Varlıklı müslümanlar cennetin yüksek derecelerini ve ebedî nimetleri alıp götürdüler, dediler. O zaman Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: - “Hayrola! Onlar ne yaptılar ki?” diye sordu. Fakir muhâcirler: - Bizim kıldığımız namazı onlar da kılıyorlar. Tuttuğumuz oruçları onlar da tutuyorlar. Üstelik onlar sadaka veriyorlar, biz veremiyoruz. Köle âzâd ediyorlar, biz edemiyoruz, dediler. Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem onlara: - “Sizden önde gidenlere yetişebileceğiniz, sizden sonra gelenleri geçebileceğiniz, sizin yaptığınızı yapanlar dışında herkesten üstün olacağınız bir şeyi haber vereyim mi?” diye sordu. - Evet, söyle yâ Resûlallah! dediler. Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Her farz namazın peşinden otuz üçer defa sübhânallah, Allâhü ekber, elhamdülillah dersiniz.” Birkaç gün sonra fakir muhâcirler Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem’e tekrar gelerek: - Zengin kardeşlerimiz bizim yaptığımız tesbihleri duymuşlar. Aynını onlar da yapıyorlar, dediler. Bunun üzerine Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: - “Ne yapalım! Artık bu Allah’ın bir lutfudur; Allah lutfunu dilediğine verir.” Buhârî, Ezân 155; Daavât 18; Müslim, Mesâcid 142. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 24 |