Geri

   

 

 

 

İleri

 

24. SÖZDEN CAYMA, AHDİ BOZMA YASAĞI

"Ey iman edenler! Akitlerin gereğini yerine getirin!" Mâide sûresi (5), 1

"Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir." İsrâ sûresi (17), 34

٢٤- باب تحريم الغدر

قَالَ اللّه تَعَالَى : { يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَوْفُوا بالْعُقُودِ } [ المائدة : ١ ] ،

وقال تَعَالَى : { وَأَوْفُوا بِالعَهْدِ إنَّ العَهْدَ كَانَ مَسئُولاً } [ الإسراء : ٣٤ ] .

1585. Abdullah İbn Amr İbn'l-Âs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Dört huy vardır ki bunlar kimde bulunursa o kişi tam münâfık olur. Kimde de bu huylardan biri bulunursa, onu terkedinceye kadar o kişide münâfıklıktan bir sıfat bulunmuş olur:

Kendisine bir şey emânet edildiği zaman ona ihânet eder.

Konuştuğunda yalan söyler.

Söz verince sözünden döner.

Düşmanlıkta haddi aşar, haksızlık yapar."

Buhârî, Îmân 24, Mezâlim 17, Cizye 17; Müslim, îmân 106. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 15; Tirmizî, Îmân 14; Nesâî, Îmân 20

١٥٨٥- وعن عبد اللّه بن عمرو بن العاص رضي اللّه عنهما : أنَّ رسول اللّه صَلّى اللّه عَلَيْهِ وسَلَّم ،

قَالَ : ( أرْبَعٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ كَانَ مُنافِقاً خَالِصاً ، وَمَنْ كَانَتْ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنْهُنَّ كَانَ فِيهِ خَصْلَةٌ مِنَ النِّفَاقِ حَتَّى يَدَعَها : إِذَا اؤْتُمِنَ خَانَ ، وَإِذَا حَدَّثَ كَذَبَ ، وَإِذَا عَاهَدَ غَدَرَ ، وَإِذَا خَاصَمَ فَجَرَ ) . متفق عَلَيْهِ .

1586. İbn Mes'ûd, İbn Ömer ve Enes radıyallahu anhüm'den rivayet olunduğuna göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Ahdini bozan herkes için kıyamet günü bir bayrak dikilip bu falanın vefâsızlık alâmetidir diye ilân olunacaktır."

Buhârî, Cizye 22, Edeb 99, Hiyel 99; Müslim, Cihâd 11-17. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 150; Tirmizî, Siyer 28; İbn Mâce, Cihâd 42

١٥٨٦- وعن ابن مسعودٍ ، وابن عمر ، وأنس رضي اللّه عَنْهمْ

قالوا : قَالَ النَّبيّ صَلّى اللّه عَلَيْهِ وسَلَّم : ( لِكُلِّ غادِرٍ لِواءٌ يَوْمَ القِيَامَةِ ، يُقَالُ : هذِهِ غَدْرَةُ فلانٍ ) . متفق عَلَيْهِ .

1587. Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Kıyamet günü her vefâsız kişinin arkasında bir bayrak bulunacak ve vefâsızlığı ölçüsünde o bayrak yükseltilecektir. Bilin ki, vefâsızlık açısından kamu yöneticisinden daha büyük vefâsız yoktur."

Müslim, Cihâd 15-16. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 26

١٥٨٧- وعن أَبي سعيدٍ الخدريّ رَضِيَ اللّه عَنْهُ : أنَّ النبيَّ صَلّى اللّه عَلَيْهِ وسَلَّم ،

قَالَ : ( لِكُلِّ غَادِرٍ لِوَاءٌ عِنْدَ اسْتِهِ يومَ القِيَامَةِ يُرْفَعُ لَهُ بِقَدَرِ غَدْرِهِ ، ألاَ وَلاَ غَادِرَ أعْظَمُ غَدْراً مِنْ أمِيرِ عَامَّةٍ ) . رواه مسلم .

1588. Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, "Allahü teâlâ şöyle buyurdu" demiştir:

"Ben kıyamet günü şu üç (grup) insanın düşmanıyım:

Benim adıma and içtikten sonra sözünden cayan kişi.

Hür bir insanı köle diye satıp parasını yiyen kişi.

Ücretle bir işçi tutup işini gördüren ve işçinin ücretini vermeyen kişi."

Buhârî, Büyû 106, İcâre 10. Ayrıca bk. İbn Mâce, Ruhûn 4

١٥٨٨- وعن أَبي هريرة رَضِيَ اللّه عَنْهُ ، عن النبيّ صَلّى اللّه عَلَيْهِ وسَلَّم

قَالَ : (

قَالَ اللّه تَعَالَى : ثَلاَثَةٌ أنا خَصْمُهُمْ يَوْمَ القِيَامَةِ : رَجُلٌ أعْطَى بي ثُمَّ غَدَرَ ، وَرَجُلٌ بَاعَ حُرَّاً فَأَكَلَ ثَمَنَهُ ، وَرَجُلٌ اسْتَأجَرَ أجيراً ، فَاسْتَوْفَى مِنْهُ ، وَلَمْ يُعْطِهِ أجْرَهُ ) . رواه البخاري .