Geri

   

 

 

 

İleri

 

44. Bâb—Hamil'in Mirası Hakkında

3154. Bize Yezid b. Hârûn haber verip (dedi ki), bize el-Eş'as, eş-Şa'bi'den Hvayet etti ki, O şöyle demiş: Ömer İbnu'l-Hattab, Şureyh'e, "hamîn, (annesi olduğunu iddia eden kadın) onu kendi yarığı içinde getirse de, ancak bir delil ile mirasçı kılmasını yazmıştı.

3155. Bize Ubeydullah haber verip (dedi ki), bize İsrail, Mansur'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) haber verdi ki; O, "hamîl mirasçı kılınmaz" dedi.

3156. Bize Ebû Saîd, Ebû Umeyye'den, (O) Ebû Bekir b. Abdillah b. Ebi Meryem'den, (O da) Damra, el-Fudayl b. Fedâle, ibn Ebi Avf, Raşid ve Atıyye'den (naklen) rivâyet etti ki; onlar, "hamiller mirasçı kılınmaz" dediler.

3157. Bize Saîd İbnu'l-Muğîre rivâyet edip şöyle dedi: İbnu'l-Mübarek dedi ki, bize İbn Avn, Muhammed'den rivâyet edip şöyle demiş: O'nun yanında hamîl hakkında (mirasçı olamayacağına dair) görüş beyan edenin görüşü zikredildi de O, bunu yadırgadı ve "muhacirlerle ensar, cahiliye dönemindeki nesebleriyle birbirlerine mirasçı olmuşlardır" dedi.

3158. Bize Ebû Bekir b. Ebi Şeybe, İbn İdris'ten, (O) Hişam'dan, (O da) el-Hasan ile İbn Sîrîn'den (naklen) rivâyet etti ki; onlar, "hamîl ancak bir delil ile mirasçı kılınır" dediler.

3159. Bize Ebû Bekir rivâyet edip (dedi ki), bize Cerir, Leys'ten, (O) Hammâd'dan, (O da) İbrahim'den (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi: Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer ve Hazret-i Osman hamili mirasçı kılmazlardı.

3160. Bize Ebû Bekir rivâyet edip (dedi ki), bize) Abdurrahim el-Muharibi, Zâide'den, (O da) Esas b. Ebiş-Şa'sa'dan (naklen) rivâyet etti ki; O şöyle dedi Muhariboğulları'ndan bir kadın (küfür diyarından) getirilen bir akrabasın) akrabalığını ikrar etti de, Abdullah b. Utbe, bu (akrabasım) kızkardeşine (yani akrabalığı ikrar eden kadına) mirasçı kıldı.

3161. Bize Abdullah b. Salih rivâyet edip (dedi ki), bana el-Leys rivâyet edip (dedi ki), bana Yunus, İbn Şihâb'dan rivâyet etti ki; O, dünyadan ayrılma esnasında, "ben falanın mevlâsıyım" diyen adam hakkında şöyle dedi: Onun mirası, dünyadan ayrılma esnasında mevlâsı diye ismini söylediği kimseye verilir. Ancak (ilgililerin) onun sözünü reddetmek üzere bunun aksine bir delil getirmeleri durumu hariç. O zaman mirası, (getirilen) delilin gösterdiği yere verilir.