Geri

   

 

 

 

İleri

 

86. Bab—Beldesinde Mukîm Olduğu Halde Hedy'ini (Mekke'ye) Gönderen Kimse Hakkında

1987. Bize Ya'lâ haber verip (dedi ki), bize İsmail -yani İbn Ebi Halid-, Amir'den, (O da) Mesrûk'tan (naklen) rivâyet etti ki; O, Hazret-i Âişe'ye (şöyle) demiş: "Mü'minlerin annesi! Doğrusu bazı insanlar hedy'ini bir adamla (Mekke'ye) gönderiyor ve "şu şu yere ulaştığında onun boynuna (kurbanlık alâmeti olarak) bir gerdanlık tak" diyor, (adam) bu yere ulaştığında da o, hacılar ihamdan çıkıncaya kadar "ihramlı" olarak kalıyor, (buna ne buyurursunuz?)" (Mesrûk) sözüne şöyle devam etmiş: O zaman ben O'nun, perde arkasından el çırpışını duydum. Sonra şöyle dedi: "Andolsun ki ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) İçin, (hedy'lerine takacağı) gerdanlıklar bükerdim. Sonra o hedylerini Kabe'ye gönderirdi. (Fakat) kendisine, hacılar dönünceye kadar, adama hanımından helâl olan şeylerden hiçbiri haram olmazdı!"

1988. Bize el-Hakem b. Nafi' haber verip (dedi ki), bize Şuayb, ez-Zühri'den haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana Urve ibnu'z-Zübeyr ile Amra bint Abdirrahman haber verdiler ki, Hazret-i Âişe şöyle dedi: "Ben Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) hedylerinin (kurbanlık alâmeti olan) gerdanlıklarını bükerdim de, O, hedylerini gerdanlıkları takılmış olarak gönderir, kendisi ise Medine'de kalır ve hedy'leri (Mekke'de) kesilinceye kadar hiçbir şeyden uzaklaşmazdı."