Geri

   

 

 

 

İleri

 

199. Bab—Hutbenin Kısa Tutulması Hakkında

1608. Bize el-Alâ’ b. Usaym el-Cu'fî haber verip (dedi ki), bize Abdurrahman b. Abdilmelik b. Ebcer rivâyet edip (dedi ki), bana babam Abdulmelik b. Ebcer, Vâsıl b. Hayyân'dan, (O da) Ebû Vâ'il'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Ammâr b. Yâsir bize bir hutbe irad etmiş, (hutbesini de) belâğatlı yapmış ve kısa tutmuştu. Müteakiben biz (kendisine); "Ebu'l-Yakzân! Keşke biraz daha uzatsaydın?" demiştik de O şu karşılığı vermişti: Resûlüllah(sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururken işittim: "Şüphe yok ki, kişinin namazının uzun, hutbesinin kısa olması, ince ve derin anlayışının bir belirtisidir. Binaenaleyh şu namazı uzatın, şu hutbeleri ise kısa tutun. Çünkü bir kısım sözlerin, (anlatım biçimlerinin, beyânın) büyüleme, (insanı etkileme gücü) vardır "

1609. Bize Muhammed b. Sa'id rivâyet edip (dedi ki), bize Ebul-Ahvas, Simâk'tan, (O da) Câbir b. Semure'den (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Hazret-i Peygamberle (sallallahü aleyhi ve sellem) namaz kıldım. O'nun namazı da mutedil idi, hutbesi de mutedil idi.