Geri

   

 

 

 

İleri

 

81. Bâb—Namazın Bir Kısmında (Cemaate) Kavuşamamış Olan Kimse (Mesbûk) Hakkındaki Sünnet

1385. Bize Abdullah b. Salih haber verip (dedi ki), bana el-Leys b. Sa'd rivâyet edip (dedi ki), bana Ukayl, İbn Şihâbdan rivâyet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Abbâd b. Ziyâd, Urve İbnul-Muğîre ile Hamza İbnu'l-Muğîre'den (naklen) haber verdi ki, onlar, el-Muğîre b. Şu'be'den duymuşlar, O anlatıyormuş ki, (Resûlüllah, Tebûk seferinde bir sabah vakti kazâ-i hacete çıkmış, el-Muğîre de O'na abdest suyu götürmüştü. Kazâ-i hacetinden sonra da el-Muğire'nin döktüğü su ile abdest almıştı. Daha sonra) Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) dönüp gelmiş, el-Muğîre b. Şu'be de O'nunla beraber gelmiş ve cemaatı, namaza, yani sabah namazına başlamış bir halde bulmuşlardı. Onlar, kendilerine namazı kıldırması için Abdurrahman b. Avfı öne geçirmişler, Abdurrahman b. Avf da, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmeden önce onlara sabah namazından bir rekat kıldırmıştı. Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) gelmiş ve cemaatle beraber, Abdurrahman’ın arkasında ikinci rekâtta saf tutmuştu. Abdurrahman (namazı bitirip) selâm verince, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kalkmış ve (kavuşamamış olduğu ilk rekâtı) kılmıştı. Cemaat ise bundan dolayı korkuya kapılmış ve çokça teşbih getirmiş, (Sübhanellah, demişlerdi). Nihayet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazını bitirince ("kaza edince") cemaate; "Doğru yaptınız -veya, güzel yaptınız-" buyurmuştu.

1386. Bize Müsedded haber verip (dedi ki), bize Yezîd b. Zürey’ rivâyet edip (dedi ki), bize Humeyd et-Tavîl rivâyet edip (dedi ki), bize Bekr b. Abdillah el-Muzenî, Hamza İbnu'l-Muğîre'den, (O da) babasından (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Sonra biz topluluğun yanına vardık. Onlar namazakalkmışlardı. Kendilerine Abdurrahman b. Avf namaz kıldırıyordu ve rukûa gitmişlerdi. (Abdurrahman), Hazret-i Peygamberin (sallallahü aleyhi ve sellem) (geldiğini) hissedince geri çekilmeye kalkışmıştı da, (Hazret-i Peygamber) eliyle ona (devam et, diye) işaret etmiş, O da onlara namazı kıldırmıştı. O (namazı bitirip) selâm verince, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ayağa kalkmıştı. Ben de kalkmıştım ve kavuşamamış olduğumuz rekâtı kılmıştık. Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; "ben, (imama sonradan kavuşup da onunla kılmamamış olan rekâtların) kaza edilmesi, (kılınması) konusunda, Kûfelilerin, (mesbûkun) namazdan kaçırdığı (rekâtların) kaza sayılması" şeklindeki görüşlerini kabulleniyorum.