Geri

   

 

 

 

İleri

 

24. Bâb—Namazı Vakti Başında Kılmanın Müstehablığı

1272. Bize Ebul-Velîd et-Tayâlisi haber verip (dedi ki), bize Şu'be rivâyet edip dedi ki, el-Velîd b. Ayzâr bana haber verip dedi ki, ben Ebû Amr eş-Şeybâni'yi, şöyle derken işittim:

Bana, -eliyle Abdullah'ın evini işaret ederek- şu evin sahibi rivâyet etti ki, O, Hazret-i Peygambere (sallallahü aleyhi ve sellem); "Hangi amel daha faziletlidir -veya Allah'a daha sevimlidir-?" diye sormuş. (Hazret-i Peygamber de); "Vaktinde kılman namaz" buyurmuş.

1273. Bize Ebû Nuaym haber verip (dedi ki), bize Abdurrahman -ki O, İbnu'n-Nu'mân el-Ensâri'dir- rivâyet edip (dedi ki), bana İshak b. Sa'd b. Kâb b. Ücra el-Ensâri, babasından, (O da) Kâ'b'dan (naklen) rivâyet etti ki, O şöyle dedi: Biz yedi kişi camide iken Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yanımıza çıkıp geldi. Bunlardan üçü bizim Araplardan, dördü ise âzâdlılarımızdan -veya dördü bizim araplardan, üçü ise âzadlılarımızdan- idiler. (Kâ'b) dedi ki, her neyse, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) evlerinden birinden yanımıza çıkıp geldi ve yanımıza oturdu. Sonra, "Burada niçin oturuyorsunuz?" buyurdu. "Namazı beklemek için!" dedik. (Kâ'b) dedi ki, (Hazret-i Peygamber) bunun üzerine parmağıyla yere (bir şeyler) çizdi ve bir müddet başını eğip durdu. Sonra da başını bize doğru kaldırıp şöyle buyurdu: "Biliyor musunuz, Rabb'iniz ne buyuruyor?" "Allah ve Resûlü daha iyi bilir!" dedik. Sözüne şöyle devam etti: "O, buyuruyor ki, kim namazı vaktinde kılar, sonra da onun sınırını korur, (ona devam eder, ona uygun hareket ederse), bundan dolayı onu Cennet'e sokacağıma dair ona ahdim vardır. Kim de namazı vaktinde kılmaz ve onun sınırını korumaz, (ona uygun hareket etmezse) ona, katımda (verilmiş) hiçbir söz yoktur. Dilersem onu Cehennem'e sokarım, dilersem Cennet'e sokarım."