Geri

   

 

 

 

İleri

 

90. Bâb—Muayyen Kanı Gören İhtiyar Kadın Hakkında

880. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, Leys'ten, (O da) Atâ'dan (naklen), O'nun, muayyen kanı gören ihtiyar kadın ("kebîre") hakkında; "o, onu hayız kanı olarak görmez" dediğini rivâyet etti.

881. Bize Muhammed b. İsa haber verip (dedi ki), bize Abdullah İbnu'l-Mübârek rivâyet edip (dedi ki), bana onu (yani bir önceki haberi) ibn Cureyc, Atâ'dan (naklen), hayızı otuz yıldır kesilmiş olup da sonra muayyen kanı gören bir kadın hakkında haber verdi. (Bu rivâyete göre) O, bu kadın hakkında, müstehâzanın durumuyla, (yani onun gibi yapmasını) emretmişti.

882. Bize Muhammed b. Yûsuf haber verip (dedi ki), bize Süfyân, İbn Cureyc'den, (O da) Atâ'dan (naklen), Onun, muayyen kanı gören ihtiyar kadın (kebîre) hakkında şöyle dediğini rivâyet etti: "O, müstehâza mesabesindedir. (Binaenaleyh) müstehâzanın yaptığı gibi yapar".

883. Bize Haccâc rivâyet edip (dedi ki), bize Hammâd, Haccâc'dan, (O da) Atâ ve el-Hakem b. Uteybe'den (naklen), onların, hayızdan kesilen kadın hakkında (şöyle dediklerini) rivâyet etti: O, muayyen kanı gördüğü zaman, gusül yapmayarak abdest alır ve namazını kılar. Abdullah (ed-Dârimi'ye) de, ihtiyar kadının, ("kebîre"nin durumu) sorulmuş, O da şöyle cevap vermişti: "O, abdest alır, namazını kılar. Boşanıldığı zaman ise ay hesabı ile (yani üç ay) iddet bekler."