Geri

   

 

 

 

İleri

 

4. Gebenin, Hastanın Ve Cephede Bulunan Kişilerin Mallarının Durumu

2235. İmâm-ı Mâlik der ki: Gebe bir kadının vasiyeti ve malında verdiği hükümleri ve bu kadın için caiz olan şeyler hakkında işittiğimin en güzeli şudur: Gebe kadın da hastaya benzer, hastalık korkutmayacak derecede hafifse böyle bir hasta malında istediğini yapar. Eğer hastalık korkulacak derecede şiddetli ise bu hasta, ancak malının üçte birinde tasarruf hakkına sahiptir.

İmâm-ı Mâlik der ki: Gebe kadın da böyledir. İlk gebeliği müjde ve sevinçten ibarettir. Hastalık ve korkulacak bir şey sayılmaz. Zira Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'inde şöyle buyurur: «Biz ona (Hazret-i İbrahim'in hanımı Sâre) İshakı müjdeledik. Ishak'dan sonra hafif bir rahatsızlık hissetti. Ya'kub'u verdik» Hud,71

«(Havva) hamile kaldı. Zaman geçip hamileliği ağırlaşınca (karnında çocuk büyüyünce) Adem'le birlikte rablerine şöyle dua ettiler: Ya Rabbi! Sen bize iyi bir çocuk verirsen, biz elbette şükredenlerden oluruz.» A’raf, 189

Hamile bir kadın ağırlaşınca yalnız malının üçte birinde hüküm verebilir. Malının hepsinde tasarruf edebileceği süre, ilk altı ayın tamamıdır. Yüce Allah, Kitabı Kur'an-ı Kerim'de «Anneler çocuklarını tam iki sene emzirirler» Bakara, 233 «Çocuğa gebe kalmakla, çocuğun anneden ayrılma süresi otuz aydır» Ahkaf, 15. buyurmuştur. Hamile olduğu günden itibaren altı ay geçen bir kadın, yalnız malının üçte birinde söz sahibidir.

2236. İmâm-ı Mâlik, cephede harbeden bir adam hakkında der ki: Bu adam cepheden düşmana hücum edince malının yalnız üçte birinde söz sahibi olur. Bu adam harbettiği müddetçe gebe kadın ve ölüm korkusu olan hastaya benzer.