4. Namaza Başlarken Tekbir İçin Elleri Kulakların Hizasına Kaldırmak 198. Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) der ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namaza dururken ellerini kulaklarının hizasına kadar kaldırırdı. Başını rukûdan kaldırınca da ellerini kaldırır ve «Semiallahu limen hamiden, rabbena lekelhamd» derdi. Secdeye varırken ve secdeden kalkarken ellerini kaldırmazdı. Buhârî, Ezan, 10/83; Müslim, Salât, 4/21-22. Ayrıca bkz. Şeybanî, 99. Dört mezhep imamından yalnız İmam Şafiî bu hadise dayanarak rükûa varırken ve rukûdan kalkarken elleri kaldırmanın sünnet olduğunu söyler. Hanefî, Mâliki ve Hanbeli imamları «yedi yerden başka yerde el kaldırılmaz...» hadisine dayanarak yalnız namaza dururken elleri kaldırmanın sünnet olduğunu söylerler. O yedi yer: Namaza dururken, vitir namazında kunut duasından önce, bayram tekbirlerinde dört yerde ve hacdadır. 199. Hazret-i Ali'nin oğlu Hazret-i Hüseyn'in (radıyallahü anh) oğlu Ali şöyle Rivâyet eder: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) namazda rükû ve secdeye eğilirken ve secdeden kalkarken tekbir alırdı. Allah'ın rahmetine kavuşuncaya kadar namazı hep böyle kıldı. Şeybanî, 102 200. Süleyman b. Yesar, Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) tekbir alırken ellerini kaldırdığını Rivâyet etti. 201. Ebû Seleme b. Abdurrahman b. Avf der ki: Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) bize namaz kıldırır, eğilirken ve doğrulurken tekbir alırdı. Namazdan sonra: « Vallahi namazı, Resûlüllah'ın namazına en çok benzeyen benim,» dedi. Buharî, Ezan, 10/115; Müslim, Salât, 4/27. Ayrıca bkz. Şeybanî, 103. 202. Salim der ki: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) namazda eğilirken ve doğrulurken tekbir alırdı. 203. Nafî der ki: Abdullah b. Ömer (radıyallahü anh) namaza dururken ellerini omuzlarının hizasına, rukûdan doğrulurken omuzlarının biraz aşağısına kadar kaldırırdı. 204. Keysan oğlu Vehb der ki: Abdullah oğlu Câbir (radıyallahü anh) bize namazda tekbir almayı öğretir, eğilirken ve doğrulurken tekbir almamızı emrederdi. Şeybanî, 102. 205. İmâm-ı Mâlik der ki: İbn Şihab: «Kişi cemaatle kılınan namazın bir rek'atına ulaşır da —îftitah tekbirine niyet ederek— bir tekbir alabilirse cemaate yetişmiş olur.» Ebu Davud, Salât, 2/115. Bu durum, şöyle olabilir: Cemaat son tahiyyata oturduktan sonra yeni gelen kimse imam selâm vermeden iftitah tekbiri niyeti ile bir tekbir almışsa cemaate yetişmiş ve cemaat sevabını almış olur. dedi. İmâm-ı Mâlik: «Bu tekbir ile iftitah tekbirine niyet ettiği zaman olur.» dedi. 206. İmâm-ı Mâlik'e: « Bir adam imamla beraber namaza dursa, iftitah ve rükû tekbirlerini unutsa, bir rek'at kıldıktan sonra hatırlayıp ikinci rek'atta tekbir alsa olur mu?» diye sorulduğunda: « Namaza yeniden başlaması evlâdır. Eğer imamla iftitah tekbirini almayı unutur da, birinci rükûda tekbir alır ve iftitah tekbirine niyet ederse caiz olur,» dedi. 207. İmâm-ı Mâlik der ki: « Bir kimse kendi başına namaz kılarken iftitah tekbirini unutursa, namaza yeniden başlar.» 208. İmâm-ı Mâlik der ki: «İmam iftitah tekbirini unutur da namazı bitirinceye kadar hatırlamazsa namazı iade eder. Arkasındakiler de —tekbir almış olsalar bile— namazı iade ederler.» |