2- DÜNYAYI ARZULAMAK, GAYE VE MAKSAD EDİNMEK BÂBI 4244 - “... Ebân bin Osman bin Affân (radıyallahü anhümâ)'dan; Şöyle demiştir: Zeyd bin Sabit (radıyallahü anh) (bir defa) gündüz yarısı (halîfe) Mervân (bin el-Hakem) 'in yanından çıktı. Ben: Mervân bu (zamansız) saatte Zeyd bin Sâbit'e mutlaka sormak istediği bir şey için ona haber gönderdi (yanına çağırttı), dedim ve (çağırılma sebebini) Zeyd bin Sâbit'e sordum. Bunun üzerine Zeyd : Mervân, bize Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den işittiğimiz bâzı şeyler sordu. Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu buyruğu işittim, dedi: (Kim ki arzusu, amacı dünya olursa Allah o kimsenin aleyhine işini darmadağın eder, fakirliğini iki gözünün arasında kılar (yani dünyalığı elde etmek uğrunda sıkıntılar çeker, ihtirası da dinmez) ve dünya (nimet ve malın) dan kendisi için (kaderinde) yazılmış olan miktardan başka hiç bir şey ona gelmez. Kimin niyeti, arzusu âhiret olursa Allah o kimse için (dağınık) işini toparlar (düzenler), zenginliğini kalbine yerleştirir, dünya (nimetleri ile malı) da boyun eğerek ona (rahatlıkla) gider.) " 4245) Abdullah (bin Mes'ûd) (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: Ben, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şu buyruğu işittim : (Kim çok arzuları tek arzu — Âhiret arzusu — hâline döndürürse, Allah onun dünyaya ait arzusu için yeterdir. Ve kim ki dünya ahvali hakkındaki arzuları dağılırsa veya arzular kendisini dağıtırsa, derelerinin hangisinde helak olduğuna Allah iltifat etmeyecektir.) 4246 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den merfû olarak (yani Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem'den naklen) rivâyet edildiğine göre Allah Subhânehu şöyle buyurur: (Ey Âdem oğlu! Bana ibâdet (kulluk) etmek için (dünya ile ilgili arzularından) feragat et ki, ben senin göğsüne (kalbine) zenginlik doldurayım ve senin fakirliğine sed çekeyim. Şayet (böyle) yapmazsan senin göğsüne (kalbine) meşguliyetler dolduracağım ve fakirliğine sed çekmiyeceğim.) " |