Geri

   

 

 

 

İleri

 

52- KUR'ÂN-I KERÎMİ OKUMANIN SEVABI

3911 - “... Âişe (radıyallahü anhâ)'dan rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(Kur'ân-ı Kerim'de maharetli olan (mü'min), Allah'a itaatkâr ve saygın meleklerle beraberdir. Okuyuşunda güçlük çekerek ve âyet ile kelimeleri tekrarlamak suretiyle (yani okuyuşunda pişkin olmayarak) okuyan (müslüman) a iki sevab vardır. ) "

3912 - “... Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur;

(Kur'ân ehli (yani O'nu devamlı okuyup O'nunla amel ede) ne, cennete gireceği zaman : Oku ve (cennetin mertebelerine) yüksel, denilecektir. Bunun üzerine okumaya başlayacak ve Kur'ân'dan bildiğini bitirinceye kadar beher âyete karşılık bir derece yükselecektir.) "

3913 - “... İbn-i Büreyde'nin babası (Büreyde) (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(Kur'ân, kıyamet günü (hastalık veya yolculuk gibi bir sebebten dolayı) rengi değişmiş adam şeklinde gelir ve (okuyucusuna) : Seni gece uykusuz ve gündüz susuz bırakan benim diyecektir. ) "

3914 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Biriniz aile ferdlerinin yanına döndüğü zaman yanlarında iri yapılı ve semiz üç aded hâmile deve bulmayı sever mi? ) buyurdu. Biz : Evet dedik. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (O halde birinizin namazında okuduğu üç âyet onun için iri yapılı ve semiz üç aded hâmile deveden hayırlıdır) buyurdu. "

3915 - “... İbn-î Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre ; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

((Ezberlenen) Kur'ân'ın durumu, bağlı devenin durumuna benzer. Eğer deve sahibi devesini bağlamak suretiyle muhafaza ederse onu tutar ve şayet bağlarını salıverirse deve gider. ) "

3916 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den şu buyruğu işittim, demiştir:

(Allah (Azze ve Celle) buyurdu ki: Ben salâtı (yani Fatiha sûresini) kendim ile kulum arasında ikiye taksim ettim ve kuluma istediğini veririm. ) Ebû Hüreyre demiştir ki: Sonra Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

((Fatiha'yı) okuyunuz: Kul; . . . . . . . "Hamd, âlemlerin Rabb'ı olan Allah'a mahsustur" der. Bunun üzerine Allah (Azze ve Celle) :

Kulum bana hamdetti ve kuluma istediğini veririm, buyurur. Sonra kul: = "Rahman ve Rahim olan (Allah)" der. Bunun üzerine Allah:

Kulum bana sena etti, kuluma dilediğini veririm, buyurur. Kul (bundan sonra) . . . . . . Din-hesâb, ceza gününün mâliki olan (Allah), der. Bunun üzerine Allah:

Kulum beni ta'zim etti. İşte bu (yani Fatihanın buraya kadar olan kısmı) baha (hamd, sena ve ta'zim etmeye) aittir. Şu âyetin de yarısı bana, yarısı kulumadır: Kulum Yalnız sana kulluk ederiz ve yalnız senden yardım dileriz, der. Yani işte bu, benim ve kulum arasındadır. Kuluma dilediğini veririm. Fatiha sûresinin sonu (yani bundan sonraki kısmı) da kuluma (âit dilekleri) dır. Kul:

(Bizi dosdoğru yola, gazabına uğramış olan (yahûdîler)den ve dalalete düşen (Hıristiyanlar) dan başka olup, nimetlendirdiğin (peygamberler, sıddikler, şehîdler ve sâlih) kulların yoluna hidâyet eyle (yani İslâm dini üzerinde sabit kıl), der. İşte bu âyetler (deki dilek) kuluma (ait)dir ve kuluma dilediğini veririm. "

3917 - “... Ebû Saîd bin el-Muallâ (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir:

Bir gün Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bana hitaben: (Bilmiş ol ki ben Mescid(-i Nebevi) den çıkmadan önce sana Kur'ân'daki (sevab yönünden) en büyük sûreyi muhakkak öğreteceğim (yani en büyük sûrenin hangi sûre olduğunu bildireceğim), buyurdu. Ebû Saîd bin el-Muallâ demiştir ki:

Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Mescid'den) çıkmak için gitti. Bunun üzerine ben O'na (sözünü) hatırlattım. O da buyurdu ki:

((O sûre); dir (yani Fatiha süresidir). O sûre es-Sebü’l-Mesânî (adlı) dır ve bana verilen Kur'ân-ı Azîm'dir. ) "

3918 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Kur'ân'da bir sûre otuz âyet olup sahibi (yani okuyucusu) bağışlanıncaya kadar onun için şefaat eder: (O sûre); . . . . . . . . (yani Mülk sûresi) dir. ) "

3919 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(yani İhlâs sûresi sevab bakımından) Kur'ân-ı Kerîm'in üçte birisine muâdildir (eşittir). -"

3920 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir :

(yani îhlâs sûresi sevab bakımından) Kur'ân'ın üçte birisine muâdildir. ) "

3921 - “... Ebû Mes'ûd el-Ensârî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir:

(yani îhlâs sûresi sevab bakımından) Kur'an'ın üçte birisine muâdildir. ) "