17- TAVŞAN (ETİ HAKKINDA GELEN HADÎSLER) BÂBI 3366 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Biz (bir yolculukta) Merr-i Zahrân (denilen semt) den geçerken bir tavşanı ürkütüp kaçırdık. Yolcular onun arkasından koştularsa da yorulup âciz kaldılar. Bunun üzerine ben koştum ve nihayet hayvana yetiştim ve yakalayıp Ebû Talha'ya getirdim. Ebû Talha da tavşanı kesti ve kuyruk çevresi ile oyluğunun üst tarafını (benimle) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gönderdi. Peygamber de bu hediyeyi kabul etti. " 3367 - “... Muhammed bin Safvân (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Bir kere kendisi (avlayıp boğazladıktan sonra) astığı iki tavşanla birlikte Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanından geçti de: Yâ Resûlallah! Ben bu iki tavşanı tuttum da onları boğazlamak için to demir (bıçak) bulamadım. Bu nedenle hayvanları bir merve (yânı bıçak gibi keskin, ak ve berrak bir taş parçası) ile boğazladım Ben (bunların etini) yiyebilir miyim? dedim. O : (Ye,) buyurdu. " 3368 - “... Huzeyme bin Cez' (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Ben (bir kere) : Yâ Resûlallah! Bâzı yer hayvanları hakkında sana soru sormak üzere yanına geldim. Dabb (bir nevî keler) hakkında ne buyurursun? dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Ben onu yemem ve haram da kılmam,) buyurdu. Huzeyme demiştir ki: Ben: Şüphesiz ben senin haram kılmadığın şeyden yiyerim (haram kılmadığın bir şeyi) niçin (yemezsin) ? Yâ Resûlallah, dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Ümmetlerden biri kaybolmuş (hayvan şeklinde çevirilmiş) tir. Ve beni şüpheye düşüren bir yaratık gördüm (Yani meshedilmiş ümmetin keler şekline çevirilmiş olması muhtemeldir), buyurdu. Ben : Yâ Resûlallah! Tavşan hakkında ne buyurursun? dedim. Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Ben onu yemem ve yenmesini haram da etmem,) buyurdu. Ben: Senin haram kılmadığın şeyden şüphesiz yiyerim ve (tavşan etini) niçin (yemezsin)? Yâ Resûlallah, dedim. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Tavşanın kan attığı (yani kadın gibi hayız âdeti gördüğü) bana haber verildi,) buyurdu. " |