Geri

   

 

 

 

İleri

 

5- HACININ (HAC İBÂDETİ ESNASINDA VE YOLCULUĞUNDAKİ) DUASININ FADLI (ÜSTÜNLÜĞÜ)

3004 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Hacca gidenler ve Umre'ye gidenler Allah'ın elçileridir. Onlar Allah'a duâ ederlerse, Allah dualarını kabul eder ve onlar Allah'tan günahlarının bağışlanmasını isterlerse Allah onların günahlarını bağışlar, buyurmuştur.) "

3005 - “... (Abdullah) bin Ömer (radıyallahü anhümâ)’dan rivâyet edildiğine göre; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

(Allah yolunda (kâfirlerle) savaşa giden, hacca giden ve Umre'ye giden kimseler Allah'ın elçileridir. Allah bunları (ibadete) davet etti, bunlar da Onun dâvetine icabet ettiler ve bualar Allah'tan dilekte bulundular, Allah da onlara dilediklerini verdi. ) "

3006 - “... Ömer (bin el-Hattâb) (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre:

(Bir kere) kendisi Umre'ye gitmek için Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den izin istedi. Peygamber de kendisine izin verdi ve ona şöyle buyurdu:

(Ey kardeşciğim! Sen duanın bir parçasına bizi ortak et ve bizi (duadan) unutma.) "

3007 - “... Ebü'd-Derdâ'nın damadı Safvân bin Abdillah bin Safvân (radıyallahü anhüm)’den rivâyet edildiğine göre:Kendisi (Şam'a giderek) Ebü'd-Derdâ’nın evine varmış ve (evde) Ümmü'd-Derdâ (radıyallahü anhâ)'yı bulmuş, Ebü'd-Derdâ (radıyallahü anh) ı bulamamış. Ümmü'd-Derdâ kendisine:

Sen bu yıl hacc'a (mı) gideceksin? demiş. Kendisi de: Evet, demiş. Bunun üzerine Ümmü'd-Derdâ (kendisine) demiş ki: O halde Allah'a bizim için hayır duâ et. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Müslüman) kişinin (din) kardeşi için gıyabında (yani ardından) ettiği duâ makbuldür. O kişinin baş ucunda, duasına âmin, diyen bir (görevli) melek bulunur. O kişi (din) kardeşine hayır duâ ettikçe (görevli) melek: Amîn, (din kardeşin için istediğin) hayrın misli senin için de olsun, der,) buyurdu.

Safvân demiş ki: Sonra ben çarşıya çıktım ve Ebü'd-Derdâ'ya rastladım. O da bu hadîsin mislini Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den bana rivâyet etti. "