6- HİÇ BİR MİRASÇIYA VASİYYET YOKTUR, BÂBI 2816 - “... Amr bin Hârice (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) (Kusvâ isimli binek) devesi üzerinde hutbe irâd buyurdu. (Bu esnada) binek devesi geviş getiriyordu ve ağzının köpüğü benim iki omuzumun arasında akıyordu. Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) (hutbesinde) buyurdu ki : (Allah, şüphesiz her mirasçıya mirastan olan nasibini taklim (ve tâyin) buyurdu. Artık hiç bir mirasçıya vasiyyet CÂİZ değildir. Çocuk döşek (sahibin) e aittir. Zina eden (erkeğ)e de mahrumiyet vardır. Kim babasından başka bir kimsenin oğlu olduğunu iddia eder veya kendisini âzadlayanlardan başkasının âzadlısı olduğunu söylerse Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların laneti o kimsenin üzerine olsun (veya onun üzerindedir. ) O kimseden ne tevbe ne de fidye (râvi dedi ki: veya Peygamber! ne fidye ne de tevbe buyurdu) kabul olunur.) " 2817 - “... Ebû Ümâme el-Bâhili (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Ben Veda Haccı yılı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i hutbesinde şöyle buyururken işittim : (Allah her hak sahibine (mirastan) hakkını şüphesiz vermiştir. Artık mirasçıya vasiyyet yoktur. ) 2818 - “... Enes bin Mâlik (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: (Peygamber Veda Haccı yılı hutbe irâd ederken) ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'in (kusvâ isimli) devesinin (boynunun) altında idim. Devesinin ağzının köpüğü benim üstüme (dökülüp) akıyordu. (Hutbesinde) Resül-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'den şu buyruğu işittim: (Allah şüphesiz her hak sahibine (mirastan) hakkını vermiştir. Bilmiş olunuz ki hiç bir vârise vasiyyet yoktur. ) |