13- KİM BİR BORÇ VEYA BAKIMA MUHTAÇ AİLE BIRAKIR (ÖLÜR) İSE (BORCUNU ÖDEMEK VE AİLESİNE BAKMAK) ALLAH'A VE RESULÜNE ÂİTTİR 2508) Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)'den; Şöyle demiştir: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hayatta iken mü'min kimse borçlu olarak öldüğü zaman Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Bu ölü, borcunu karşılıyacak bir mal bıraktı mı?) diye sorardı. Eğer oradakiler: Evet, deseydiler Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) onun üzerine namaz kılardı. Ve eğer: Hayır, deseydiler Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem) oradakilere: (Arkadaşınız üzerine siz namaz kılınız,) buyururdu. Sonra Allahü teâlâ Resûl-i Ekrem (sallallahü aleyhi ve sellem)'ine (mâlî) fetihler verince Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Ben mü'minlere kendi nefislerinden daha yakınım. Her hangi bir mü'min borçlu ölürse, borcunu ödemek bana aittir. Mal bırakırsa, veresesinin hakkıdır. ) 2509 - “... Câbir (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (Kim (ölürken) bir mal bırakırsa, bu onun mirasçılarınındır ve kim (ölürken) bir borç veya bakıma muhtaç aile ferdleri bırakırsa (borcunu ödemek ve çoluk çocuğuna bakmak) benim üzerimdedir ve (işi) bana aittir. Ben mü'minlere (kendilerinden) daha yakınım. ) |