49- FAİZ ANCAK VERESİYEDE VARDIR, DİYENLERİN BÂBI 2342 - “... Ebû Hüreyre (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Ben Ebû Said-i Hudri (radıyallahü anh)’den: Bir dirhem (gümüş) ancak bir dirhem (gümüş) ile ve bir dinar (altın) da ancak bir dinar (altın) ile (yani fazlalıksız satılır), sözünü işittim. Bunun üzerine ben kendisine: Ben İbn-i Abbâs (radıyallahü anhümâ) 'dan başka şey (Yani veresiye olmazsa mübadele edilen gümüşlerin veya altınların ağırlığının eşit olmamasında faiz yoktur) dediğini işittim, dedim. Ebû Saîd şöyle cevab verdi: Ben İbn-i Abbâs'a rastladım ve ona: Sarf (yani peşin olarak altını fazla altınla ve gümüşü fazla gümüşle değiştirmenin câizliği) hakkında söylemekte olduğun sözün mesnedinden bana haber ver! Bu, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'den işittiğin bir şey mi, yoksa Allah'ın kitabında bulduğun bir hüküm mü? diye sordum. İbn-i Abbâs : Ben bu hükmü Allah'ın kitabında bulmadım ve Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den de işitmedim ve lâkin Üsâme bin Zeyd bana dedi ki: Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Faiz, ancak veresiyede bulunur. ) buyurdu. " 2343 - “... Ebü'l-Cevzâ (radıyallahü anh)’den; Şöyle demiştir: Ben Ondan yani İbn-i Abbâs'dan işittim: Sarf (yani peşin olmak kaydı ile ağırlığı eşit olsun, olmasın gümüşü gümüşle ve altını altınla satma) işine fetva veriyordu ve kendisinden bu fetva naklediliyordu. Sonra bu fetvadan rucû (dönüş) ettiği haberi bana ulaştı. Bir sûre sonra Mekke'de kendisine rastladım ve : Senin bu hükümden rucû ettiğin haberi bana ulaştı, dedim. Kendisi: Evet. O hüküm benim bir görüşüm idi. Halbuki işte Ebû Saîd (-i Hudrî), Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in sarf işini yasakladığını heber veriyor, dedi. " |