47- BAB 1034 - “... Ebû Hazmı (radıyallahü anh)'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir : Sehl bin Sa'd-i Sâidî (radıyallahü anh) kavminin gençlerini namaz kıldırmak için öne geçirirdi. Kendisine : İslâmiyet'te yüce bir kıdemin bulunduğu halde sen (niçin böyle) yapıyorsun? (Kendin namaz kıldırmıyorsun) denildi. O şöyle dedi: Ben, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim : (İmam zâmin (kefil)dir. Eğer namazı iyi kıldırırsa sevap hem onadır hem cemaatadır. Şayet fena kıldırırsa vebali onadır. Yani cemaata değildir. ) 1035 - “... Haraşa kardeşi Selâmet binti’l-Hür (radıyallahü anhâ)'den rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir : Ben, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'i şöyle buyururken işittim: (İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki ayakta bîr saat bekliyecekler de onlara namaz kıldıracak bir imam bulamıyacaklardır. ) 1036 - “... Ebû Ali el-Hemedânî (radıyallahü anh)’den rivâyet edildiğine göre: Bir vapurla yolculuğa çıkmış, vapurda Ukbe bin Âmir el-Cüheni (radıyallahü anh) da varmış. (Ebû Ali şöyle der) : Farz namazlardan birisinin vakti oldu. Biz Ukbe (radıyallahü anh)’den bize namaz kıldırmasını istedik ve : Şüphesiz imamlık hepimizden fazla senin hakkındır, sen Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sohbeti ile müşerref olmuş bir sahâbîsin, dedik. Ama o bundan imtina etti ve şöyle dedi: Ben Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’den şöyle buyururken işittim: (Kim insanlara namaz kıldırır da isabetli (— eksiksiz) kildırırsa namaz (in sevabı) hem onadır, hem cemaatadır. Ve kim şu namazdan bir şey eksiltirse vebal onun üzerinedir. Cemâatin üzerinde değildir.) " |