8- Bab 4749- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Kurayza ve Nadîr kabileleri vardı, Nadîr Kurayza’dan daha üstün idi. Kurayza’dan bir adam Nadîrli birini öldürdü mü öldürülür, Nadîr’den bir adam Kurayza’dan birini öldürdü mü yüz ölçek hurma verirdi. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine’ye hicret edip geldikten sonra Nadir kabilesinden bir adam Kurayza’dan birini öldürdü. Kureyzalılar: (Katili bize verin öldürelim) deyince, Nadîrliler eski adetleri üzere katili teslim etmek istemeyerek: (Aramızda Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) var) dediler ve davalarının halledilmesi için Ona müracaat ettiler. O sırada Nisâ sûresi 58. ayeti nazil oldu. (Adalet cana candır yani kısastır.) Daha sonra da Mâide 50. ayeti nazil oldu. (Yoksa onlar hala İslâm’ın karşıtı cahiliyye kanunları ile mi yönetilmek istiyorlar…) (Ebû Dâvûd, Diyat: 1) 4750- İbn Abbâs (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, Mâide sûresi 42. ayeti olan (…Onlar arasında hükmedersen adaletle hükmet. Allah adil davrananları sever) ayeti Nadîr ile Kureyza arasındaki diyet hakkında indi çünkü Nadîrlilerin maktulleri şerefli sayılıyor ve tam diyet ödeniyordu. Kureyza oğullarının maktullerine ise diyetin yarısı ödeniyordu. Bu konuda davalarının halledilmesi için Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’i hakem tayin ettiler ve o sırada yukarıdaki ayetler nazil oldu. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) davalarını hak üzere gördü ve diyeti eşit kıldı. (Ebû Dâvûd, Diyat: 1) |