98- Borçlanmamak Gerekir 4701- Muhammed b. Cahş (radıyallahü anh)’tan rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in yanında oturuyorduk. Bir ara başını semaya kaldırdı ve sonra elini alnı üzerine koydu ve şöyle buyurdu: (Sübhanallah ne kadar ağır hüküm indirildi.) Sustuk ve korktuk, ertesi gün: (Ey Allah'ın Rasûlü! İnen ağır hüküm neydi?) dedik. Şöyle buyurdu: (Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki borçlu olan bir kimse Allah yolunda şehid olsa sonra diriltilse sonra tekrar şehid olsa yine diriltilse sonra yine şehid olsa borcunu ödemeden Cennete giremez.) (Müsned: 21455) 4702- Semure (radıyallahü anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ile beraber bir cenazede idik. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) üç defa burada falan kimse var mı? diye sordu. Bir adam kalktı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona: (İlk çağırdıklarımda niçin cevap vermedin? Sana kötü bir şey söylemeyecektim, hayırlı bir şey söyleyecektim. Cenazeyi işaret ederek. (Aranızdan ayrılıp ölen bu kimse borcuna karşı esir alınmış durumda ölmüştür) buyurdu. (Ebû Dâvûd, Büyü’: 9) |